12 Mart 2024 Salı

10 Mart 2024 Pazar

SÖZCÜ'DEN "EFSANE GIRGIR" KANDIRMACASI!..


Sözcü gazetesi, bugün gazeteyle birlikte sözde "EFSANE GIRGIR" dergisini vermiş!!! Bilmeyenler için anlatmak gerek; gerçek GIRGIR, 1972 yılının Ağustos ayında çıkmaya başlamıştı. Oğuz Aral yönetiminde Kasım 1989'a kadar 17 yıl yayınlanan ve tirajı en yüksek 500 binlere çıkan, mizah dergiciliği tarihimizin en çok satan mizah dergisi olan GIRGIR, 1989 yılının Kasım ayında zorla el değiştirdi!.. Sözünü dinlemeyen yayın yönetmeni Oğuz Aral'dan kurtulmak adına dergiyi yok pahasına dönemin "Gölge Adam" gazetesinin sahibi Ertuğrul Akbay'a satan Gırgır'ın patronu Haldun Simavi sayesinde bu efsane dergi sonrasında Akbay'ın elinde de yıllarca "GIRGIR" adıyla çıktı ama o artık efsane Gırgır filan değildi. O efsane satış rakamlarının yüzde 1'ini, 2'sini ancak bulan bu dergi, ara ara kapatılıp Sözcü gazetesinin eki de yapılmıştı.

Ruhunu yitirmiş bir şekilde çok uzun yıllar hayalet dergi gibi çıktı bu Akbay Gırgır'ı!.. Sonuçta Sözcü gazetesinin sahibi de Ertuğrul Akbay'ın oğluydu!.. Ve bu Gırgır, 17 Şubat 2017 tarihinde tamamen kapatıldı. Aradan 7 yıl geçmiş, 16 sayfalık bu dergiyi 4 sayfa olarak, Rahmi Turan fıkralarıyla doldurmuş halde, kapağında da gazetenin çizeri Ergin Asyalı'nın karikatürünü kullanarak Efsane dergi başlığı altında adeta şişirme bir broşür vermişler!.. Zamanında, 80'li yıllarda asparagas gazeteciliğin çok önemli bir ismi olan, gazetenin kurucu, eski yayın yönetmeni Rahmi Turan fıkralarıyla olsa olsa "ASPARAGAS GIRGIR" BROŞÜRÜ OLMUŞ, gerçek mizah okuru bunu yemez, hepsi bu!!!..

CİHAN DEMİRCİ (MİZAHHABER)

6 Mart 2024 Çarşamba

CİHAN DEMİRCİ YAZDI: "NEHAR TÜBLEK USTANIN 29. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE ONUN ADINI TAŞIYAN KARİKATÜR YARIŞMASINI YOK EDEN BEŞİKTAŞ BELEDİYESİNİ KINIYORUZ!!!"

NEHAR TÜBLEK... Çok özel, çok özgün bir çizer, çizdiği gibi yaşamış, karikatür gibi bir hayatı olmuş, orjinal ve zor rastlanır bir yetenek!.. 

Nehar ağabeyi Çarşaf mizah dergisine karikatür götürmeye başladığım 70'li yılların sonlarında tanıma onuru yaşamış bir yazar-çizer olarak, Beşiktaş semtiyle adı özdeşleşmiş, Beşiktaş'ın adeta simgelerinden biri haline gelmiş bu özgün çizer adına Beşiktaş Belediyesinin çok uzun yıllar düzenlediği "Nehar Tüblek Karikatür Yarışması"nda an geldi ödüller aldım, an geldi, sevgili eşi İhsan Tüblek'in isteğiyle bu yarışmanın sunuculuğunu üstlenip konuşmalar yaptım ve an geldi, 2020 yılında 25. Nehar Tüblek Karikatür Yarışmasında jüri üyesi oldum amaaaa... 

Aması 2019 yılındaki yerel seçimlerde göreve gelen CHP'li belediye başkanı ve ekibi 25 yıldır süren bu yarışmayı ve karikatüre olan ilgilerini daha da artıracağına dair sözlerini tutmadıkları gibi, Beşiktaş Belediyesi ve Karikatürcüler Derneği işbirliğiyle pek çok başkan döneminde tam 25 yıl sürmüş bu yarışmayı son 4 yılda ne yazık ki yok ettiler ve virüs dönemi ardından ortadan kaldırdılar!.. Ülkemizde bir belediye adına en uzun süre devam etmiş olan bu anlamlı yarışmayı kaldıran, 2019 yılındaki yerel seçimlerde CHP adına göreve gelen belediye başkanı Rıza Akpolat, çok başarılı bulunmuş olacak ki CHP genel merkezi tarafından 31 Mart 2024 seçimlerinde Beşiktaş'tan yeniden aday gösterildi. Hayatını mizaha ve mizah tarihine adamış, 46 yıldır hem yazar, hem de çizer olarak mizahla yaşayan bir kalem olarak Beşiktaş belediyesini bu tavrından ötürü ustamızın 29. ölüm yıldönümü nedeniyle andığımız bir günde kınıyorum... 

2007 yılındaki "Nehar Tüblek Karikatür Yarışması" ödül töreninde Nehar ağabeyin sevgili eşi İhsan Tüblek'le... 

"Nehar Tüblek Karikatür Yarışması"nın sunuculuğunu yaptığım yıllardan birinde yaptığım konuşmada, 1924 doğumlu olan Nehar Tüblek’in 1943 yılında karikatüre Amcabey dergisiyle başladığını ve öldüğü 1995 yılına dek aralıksız 52 yıl boyunca karikatür çizerek yaşamını sürdürdüğünü anlatmış ve şöyle demiştim: '"Nehar Tüblek karikatürle yaşadı ve çok az karikatürcüde olan bir özelliğe sahip oldu. O karikatürün iki yakasını bir araya getirdi. Bizde karikatür karpuz gibi ortadan ikiye bölünerek yapılır. Gazete ve dergilerde çizenler sadece balonlu yani yazılı karikatür çizerler. Yarışma ve sergi çizerleri ise yazısız karikatür çizer, sanatsal bir çizgi izlemeye çalışırlar. Oysa Nehar Tüblek karpuzun iki yarısı gibi olan bu kesimi birleştiren ustalardandı. Yani o dergilerde-gazetelerde yıllarca balonlu karikatürler de çizdi ama bununla yetinmeyip, yarışmalara katıldığında yazısız karikatürün yani sanatsal karikatürün de zirvesine çıktı. Aslında ikisinin de bir arada gayet güzel yapılabileceğinin örneğini verdi.”

Bu konuşmada; Nehar Tüblek’in 1943’te henüz lise 2 öğrencisiyken Karikatür adlı mizah dergisine karikatür götürdüğünde yaşadığı hayal kırıklığına, sonrasında ise Amcabey dergisinde Cemal Nadir Güler ustanın sayesinde yaşadığı mutluluğa da değinmiştim. 

Çağdaş karikatürümüzün kurucu isimlerinin en önünde yer alan isim olan Cemal Nadir Güler bu topraklarda, genç çizerlere el veren, onların yetişmesine önayak olan ilk büyük ustadır ama ne yazık ki çok erken yaşta hayata veda ettiği için (henüz 45 yaşında!) bu özelliği yarım kalmıştır. İşte Nehar Tüblek usta da onun ilgisi ve verdiği moral sayesinde karikatürcülüğe adım atmış isimlerden biridir. Yanda gördüğünüz Nehar Tüblek portresi, Muhittin Köroğlu arkadaşımıza aittir.

Nehar Tüblek ustanın hayat öyküsünü aktaracak olursak; O, 1924 yılında Yugoslavya'nın Manastır kentinde doğdu. 1925 yılında, o henüz 1 yaşındayken ailece İstanbul'a göç ettiler. Orta öğrenimini Kabataş Erkek Lisesi'nde tamamladıktan sonra, İ.Ü.Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Karikatüre 1943 yılında lise sıralarında "Gündüz" imzasıyla başladı. (Gündüz, Osmanlica Nehar anlamına gelmektedir.) İlk karikatürü Cemal Nadir Güler'in Amcabey Dergisi'nde yayımlandı. 

Sonraları; Hafta, Yavrutürk, Yeni Mecmua, Akbaba, Karikatür, Şaka, Dolmuş, Tef, Maşaallah, 41 Buçuk, Çarşaf dergileri ile Son Posta, Akşam, Yeni Gazete, Hürriyet, ve Günaydın ve Dünya gazetelerinde çizdi. Yurt içinde ve yurt dışında katıldığı yarışmalarda birçok ödül kazandı. Yurt içinde ise 1959, 1965, 1966, 1967, 1968, 1971, 1972, 1973 Gazetecilik Başarı Armağanı. 1980, 1981, 1983, 1985, 1986, 1988 Karikatür dalında Yılın Gazetecisi. 1969 ve 1975 yıllarında Nasreddin Hoca Şenliği Diplomasi. Karikatürcüler Derneği üyesi olan Nehar Tüblek, 6 Mart 1995 tarihinde İstanbul'da öldü. Ölümü ardından Karikatürcüler Derneği ve Beşiktaş Belediyesi işbirliğiyle başlayan "Nehar Tüblek Karikatür Yarışması" sevgili eşi İhsan Tüblek'in de değerli katkılarıyla tam 25 yıl sürdü ve yukarıda anlattığımız gibi, ödül töreni özellikle Nehar Tüblek'in ölüm yıldönümü günü olan 6 Mart'larda yapılan bu yarışma Beşiktaş Belediyesi tarafından bitirildi. 


1992 yılından bir anı...(MİLLİYET)

Ses tonuyla, konuşmasıyla, üstad kimliğini fazlasıyla hak etmiş duruşuyla, çizgisiyle, esprisiyle ve büyük bir Beşiktaşlılık sevgisiyle 50 kuşağının özgün çizerlerinden biri olan sevgili Nehar Tüblek ağabeyi, onun adını yok sayan, bu sayede anılmasının da önüne geçen bir belediyeyi protesto ederken, sevgiyle ve özlemle anıyorum... 


Tabii yakından tanıdığım sevgili eşi İhsan Tüblek'i aynı şekilde anmak isterim, onun varlığı da bu yarışmanın var olmasında büyük bir güç olmuştur, bir karikatürcü eşi olarak, eşinin ardından onun adına bu denli sahip çıkan, en ince ayrıntıyla bile ilgilenen bir başka isim daha tanımadım, ikisinin de ruhu şad olsun... 


CİHAN DEMİRCİ (6 MART 2024) 


NEHAR TÜBLEK'TEN KARİKATÜR ÖRNEKLERİ...












NEHAR TÜBLEK'TEN ÇEŞİTLİ TİPLEMELER... 




5 Mart 2024 Salı

AKBABA'NIN UNUTULMAZ ÇİZERİ NECMİ RIZA AYÇA'YI 23. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE ÖZLEM VE SEVGİYLE ANIYORUZ...


MİZAH DERGİCİLİĞİ TARİHİMİZİN EN UZUN ÖMÜRLÜ DERGİSİ "AKBABA"NIN EFSANE ÇİZERİ; NECMİ RIZA AYÇA USTAMIZ BİZLERE VEDA EDELİ 23 YIL GEÇTİ...


NECMİ RIZA AYÇA... Tarih: 5 Mart 2001'di onu yitirdiğimizde... Sevgili Necmi Rıza Ayça ağabeyimizi yitireli 23 YIL GEÇMİŞ ARADAN...

O öyle bir zamanda gitti ki, ülkenin en perişan dönemi olan 2002 sonrasını hiç görmedi... Eğer kazayla ayağı elektrik sobasına takılıp düşmese 100 yaşını da görebilecek bir fiziki güce sahipti sevgili Necmi Rıza usta... O kötü kazanın ardından oluşan sorunlar nedeniyle onu 89 yaşında yitirdik ama o her zaman en gencimizdi bizim...


Aramızda tam 50 yaş vardı ama biz ona hep "ağabey" dedik, ustalarına "ağabey" demeyi bilen bir kuşaktık çünkü biz, şimdi arada 15-20 yaş olduğunda bile "amca" denilen bir dönemi yaşıyoruz!..

Necmi Rıza Ayça, Balkan kökenliydi, 1912 Priştine doğumluydu. Gerçek bir beyefendiydi, her zaman şıktı, eşini erken yitirdiği için uzun yıllar yalnız yaşadı, onun arkadaşları hep gençlerdi, günde 10 kilometre yürüyebilen, Esentepe'deki evinden Cağaloğlu'ndaki Gazeteciler Cemiyeti lokaline yemek yemeye yürüyerek giden biriydi, bu yol her babayiğidin yürüyeceği bir yol değildir, orjinal bir insandı, eskilerin nev-i şahsına münhasır dedikleri türden. Çizerlik hayatının çok büyük bölümünü AKBABA dergisi kaplamıştır.


En çok üzüldüğüm onun için hazırlanan kitabın hazırlığının biraz uzun sürmesi üzerine, Necmi hocanın kitabı sağlıklı anında doyasıya yaşayamadan yitip gitmesiydi, evet kitabını o hasta yatağında küçülmüş haldeyken gördü, gülümsedi, mutlu oldu, bu da bir teselli elbette... 

Gönül arzu ederdi ki, kitabının çıkışı ardından koca bir tarih olan Necmi Rıza Ayça ustamızla kitabı üzerine de bir söyleşi yapalım, buna olanak olmadı ama onunla evinde bir koca gün boyunca yaptığım röportaj kitabının içinde uzunca bir bölümde yer aldı, üstelik bu röportajın tamamını da kullanamamıştım, umarım o da ilerde kısmet olur Ama o röportaj sayesinde onun hakkında öğrendiğim bilgiler içinde en çok hoşuma giden benim mezun olduğum çok köklü bir ilkokulun mezun olmasıydı.



Bu okul İstanbul'un Aksaray semtindeki Aksaray Mahmudiye İlkokuludur ve ben 1973'de 100. yıl mezunu olduğuma göre 1873'te kurulmuş çok köklü ve müthiş bir ilkokuldur. Tevfik Fikret de bizim ilkokulun mezunudur, Hüseyin Rahmi Gürpınar da, daha da bir sürü müthiş isim... Necmi Rıza Ayça'dan geriye çok renkli anılar kaldı, portremi çizip bana armağan etmesi beni öylesine mutlu etmişti ki anlatamam, böylesi duayen bir ustanın çizdiği ilk portrem olmuştu zira bu, o güzel portre evimin duvarında o portre 23 yılı aşkın bir süredir öylece duruyor...

Güldürü Üretim Merkezi'ni Müjdat Gezen ve Kandemir Konduk ağabeylerin davetiyle meslek içi bir söyleşi için ziyaret ettiği o müthiş günü nasıl unuturum... Gazeteciler Cemiyeti'ndeki keyifli yemeklerimizi, Kadıköy'deki buluşmalarımızı, Çiçek Pasajındaki çeşitli mekanlardaki muhabbetlerimizi, Nasreddin Hoca Festivali için trenle birlikte gittiğimiz çok renkli geçen Akşehir yolculuğumuzu, Tarık Minkari hocamızın Bebek'teki o muhteşem evindeki o unutulmaz buluşmayı, Cafer Zorlu ağabeyimizin davetiyle buluştuğumuz o benzersiz Karagümrük meyhanesi "Darvakit" gecesini ve daha pek çok yerde yaşanan harika anları nasıl unutur insan...


Çok aradığım ağabeylerden biridir o... Damak zevki olan, yemek yemeyi çok seven, yemekleri özellikle çok sıcak seven bir insandı Necmi ağabey... 

Örneğin bir mekanda gelen çorba çok sıcak değilse onu yeniden ısıttırırdı. Sırf Biber Dolması çok güzel diye Esentepe'den kalkıp bizim Kadıköy'deki Islama Köfteciye gelirdi, hiç üşenmezdi.


Ölümünden sonra anısına açılan sergide de onu seven çizer dostlarıyla buluşmuştuk Tepebaşında... Sevgili Necmi Rıza Ayça ustamızı bir kez daha sevgiyle, özlemle anıyorum, iyi ki onu ve onun gibi nevi şahsına münhasır, artık bir benzerinin ortaya çıkamayacağı özgün ustaları yakından tanımışım, benim de hayattaki en büyük zenginliğim budur, o herkese "Beyefendi" derdi ama asıl "Beyefendi" bence kendisiydi, ölümünün 23. yılında bir kez daha anısına sevgiyle...

Cihan Demirci (MİZAHHABER)
















26 Şubat 2024 Pazartesi

ÇAĞDAŞ KARİKATÜRÜMÜZÜN KURUCU VE ÖNCÜ USTALARINDAN CEMAL NADİR GÜLER HAYATA VEDA EDELİ 77 YIL OLDU!..

ÇAĞDAŞ KARİKATÜRÜMÜZÜN KURUCU VE ÖNCÜ USTALARINDAN CEMAL NADİR GÜLER'İ 77. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE BİR KEZ DAHA SEVGİYLE ANIYORUZ...


Çağdaş karikatürün ülkemizdeki en önemli kurucularından birini, bir öncü ustayı, Cemal Nadir Güler’i bundan tam 77 yıl önce, 27 Şubat 1947’de yitirmiştik... Büyük ustayı, bundan 22 yıl önce, 2002 yılında "Cemal Nadir 100 Yaşında" adlı kapsamlı kitabı hazırlayan Cihan Demirci'nin yazısıyla MİZAHHABER'de bir kez daha sevgiyle anıyoruz...
"CEMAL NADİR HÂLÂ YAŞIYOR!"



CİHAN DEMİRCİ


Çağdaş Türk karikatürünün en önemli kilometre taşlarından biri hatta birincisi olan büyük usta Cemal Nadir Güler’i bundan tam 77 yıl önce 27 Şubat 1947’de üstelik henüz 45 yaşındayken yitirmiştik. Cemal Nadir de tıpkı Nazım Hikmet gibi 1902 doğumludur. Çökme aşamasındaki sancılı bir Osmanlı İmparatorluğu dönemi. Tam çocukluk yıllarına girdiğinde yani 1914’te 1. Dünya Savaşı patlar. Derken 1. Dünya Savaşı ardından Kurtuluş savaşı yıllarına ve kurulma sancıları çeken bir cumhuriyete denk gelen ilk gençlik yılları. Ardından, gençlikten olgunlaşmaya doğru geçtiği bir dönemde bu kez 2. Dünya Savaşı yaşanır ve 2. Dünya savaşının o sıkıntılı yokluk, karne günleri içinde bulur bu kez kendini. Sonuçta savaşın bitiminden 2 yıl sonra da yaşamını yitirir! Yani 45 yıllık kısa ömrüne 2 dünya, bir kurtuluş savaşıyla, bir cumhuriyetin kuruluş dönemi denk düşer. Bir insan ömrüne iki dünya, bir kurtuluş savaşı düşmesi ve o ömrün sadece 45 yıl olması bile başlı başına müthiş bir durumdur.

Bundan 22 yıl önce, 2002 yılında 100. doğum yılı anısına, “Cemal Nadir 100 Yaşında” adlı oldukça kapsamlı bir kitap hazırlamıştım büyük usta için. Cemal Nadir'e yakışacak kapsamdaki bu kitabı Cemal Nadir Güler ustanın 100. yaşı anısına Karikatürcüler Derneği yayınlamıştı. 

O dönem Karikatürcüler Derneği'nin genel sekreteriydim ve dernek olarak bir yıl boyunca süren etkinliklerle anmıştık Cemal Nadir ustayı.

Bu etkinliklerden birinde Ferit Öngören şu ilginç saptamayı yapmıştı: “Bunca çok şeyi, çok az bir zamana sığdıran Cemal Nadir’in yaşamı o kadar kısa sürmüş ki, en kısa ay olan Şubat’ın bile 28’ini çıkartamayıp 27’sinde göçüp gitmiş ne yazık ki!..”

Gerçek bir öncüydü

Cemal Nadir Güler her şeyden önce, “öncü” bir sanatçıdır. Yokluk ve çile içinde geçen kısacık hayatında pek çok ilklere öncülük etmiştir. Ülkemizdeki “ilk yerli bant-karikatür tiplemesi” olan “Amcabey” tipi bu özelliğiyle de karikatür sanatımızda ayrı bir önem taşır. Amcabey’in dışında; Akla Kara, Dalkavuk, Dede ile Torun, Yeni Zengin, Salomon, İyimserle Kötümser gibi daha pek çok tip yaratmıştır. 

Sadece 19 yıllık bir profesyonel çizerlik yaşamı olabilen Cemal Nadir, kendisinden önce tipik bir salon sanatı halinde seyreden, halka uzak duran karikatürü, salondan çıkararak halkın ayağına getiren, geniş kitlelere karikatürü sevdiren ilk büyük ustadır. Pek çok karikatür albümü yayınlanan Cemal Nadir, karikatür üzerine pek çok konferans da vermiştir. 

Bu konferanslar ülkemizde daha önce benzerleri pek görülmüş şeyler değildir. Bu konferansların çoğunun halkevlerinde gerçekleşmesi nedeniyle söyleşilere halkın katılımı da çok fazla olmuştur. Karikatür üzerine yaptığı konuşmalarda kalabalıktan izdiham yaşanmıştır.


Cemal Nadir gazetelerdeki “günlük” karikatürün de öncülüğünü yapmıştır. Gazetelerimizde düzenli “günlük” karikatür kullanılması onun çabalarıyla başlamış ve ilk kez onun çabalarıyla “gazete karikatürcülüğü” denilen alan ciddi bir oluşum sürecine girmiştir. Bu anlamda da "öncü" bir yanı vardır.
Cemal Nadir, bu yönüyle de ülkemizde karikatürü halkla bütünleştiren, halkın yaşamına karikatürü sokan “ilk çizer” olmuştur. Genç çizerlere ilgi gösteren, onların karikatürlerini yayınlayan, onlara fırsat veren ilk usta da gene o’dur.

Cemal Nadir’in genç çizerlere olan ilgisini ve karikatürü halkla bütünleştirmesi durumunu yıllar sonra ardından gelecek olan Oğuz Aral ustamız, ondan aldığı ışıkla devam ettirmiştir bu topraklarda.


Cemal Nadir Güler usta, 15 yıl çalıştığı Akşam gazetesini (1928-1943 arası) bıraktıktan sonra ömrünün son dört yılını Cumhuriyet gazetesinde (1943-1947) çizerlik yaparak noktalayan Cemal Nadir daha önce de belirttiğim gibi zor şartlar içersinde yaşamıştı. 

Bu şartlar öylesine zordu ki, bu büyük usta, Bursa’dan İstanbul’a ilk gelişinde yaşadığı yoğun maddi sıkıntılar yüzünden ilk çocuğunu kucağında yitirmişti. 

1943’te Cumhuriyet gazetesine geçme nedenini o vakit arkadaşı Avni İnsel’e bakın nasıl açıklıyor: “Dar yakalı elbiseler giydiğim halde iki yakamı bir türlü bir araya getiremiyorum. Şu yokuş Yunus Nadi gibi birkaç babacan patrona daha sahip olsa Babıali gazetecilerin Darülacezesi olmaktan kurtulur!”

Büyük ustayı ölümünün 77. yılında bir kez daha sevgiyle anıyor ve diyorum ki: “45’inde ölmüş olsa da Cemal Nadir Güler, bugün 122 yaşında yaşıyor ve hala bizimle!.”

(Cihan Demirci-MİZAHHABER-27 Şubat 2024)



CEMAL NADİR'DEN KARİKATÜR ÖRNEKLERİ...


























Cihan Demirci'nin çizgisiyle
CEMAL NADİR GÜLER...




Cemal Nadir'in ölümü ardından AKBABA KAPAĞI...




Döneminin diğer büyük ustası RAMİZ'in çizgisiyle CEMAL NADİR GÜLER...



Sururi'nin çizgisiyle CEMAL NADİR GÜLER...