29 Eylül 2007 Cumartesi

Cumhuriyet gazetesinde Tayyar Özkan'a verdiği yanıt nedeniyle günlerdir çeşitli eleştiriler alan Ergin Gülen de, sonunda MİZAHHABER'e bir yanıt yolladı. Ergin Gülen'in yanıtını sizlere aşağıda sunuyor, gereksiz uzayan bu konuya son noktayı koyuyoruz. Neden gereksiz diyoruz, çünkü karşımızda karikatürü ve karikatürcüyü toptan yok etmek isteyen bir iktidar varken, onun ekmeğine yağ sürecek bu tür anlamını yitirmiş tartışmaları yapmanın zamanı değil bize göre, asıl uğraşılması gereken Oğuz Aral'lar, ya da karikatürcüler değil AKP iktidarıdır. İçinden geçtiğimiz şu berbat dönemde karikatürcü olana yakışan bizce odur.


İŞTE ERGİN GÜLEN’İN CEVABI


25.9.2007 günlü Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan söyleşime ilgi gösterip yapıcı eleştiri getiren sanatçı arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Yalnız eleştiriyi yaparken yazımı biraz daha iyi okumalarını, sanata değer veren düşünceler içinde yerine getirmelerini tercih ederdim… Benim gazetedeki konuşmamın asıl nedeni de budur. Bu arada eleştiriyi yapanlara hatırlatmam istediğim bazı hususlar bulunmaktadır.

1- Gazete yazarları, yaptıkları söyleşileri çoğunlukla yer darlığı nedeniyle makaslayarak okuyucuya sunmaktadırlar.

2- Üstelik Oğuz Aral hakkında söylenen cümleler, durup dururken söylenmemiş, bir soru karşılığında ortaya konmuştur. Düzenleme tamamen yazarına aittir.

3- Benimle gerçekleştirilen konuşmada Oğuz Aral’ın yalnızca sanatı ele alınmıştır. Topluma mal olmuş kişilerin çalışmaları her zaman toplum ve sanat yararı gözetilmek suretiyle eleştiriye açıktır. Bu cümlenin anlamı, sanatın gelişmesinde yeni alanlar yaratmaktır; anlamlı ve yararlıdır. Bu cümleye koşut olarak Oğuz Aral’ın sanatı üzerine, destekleyici olduğu kadar eleştirel bakış açısı da getiren makaleler ve kitaplar yazılmalıdır. Mizaha katkı ancak bu yollarla gerçekleşir.

4- Eleştirilerde “Oğuz Abi” kimliğinin öne çıkarılacağını biliyordum. Çünkü Oğuz Ağabeyi sevmek konusu gördüğüm kadarıyla sanatın önüne geçmişti. Benim cümlelerimin içinde Oğuz Aral’ın şahsı ve yaşamı ile ilgili herhangi bir not bulunmamaktadır.


5- Çeşitli sanatçı arkadaşlarımca kaleme alınan yazılarda beni şaşırtan husus, “Türk çizerleri tembeldir,” manşetine aynı duyarlılığı göstermiş olmamalarıdır. Bilhassa Saydut arkadaşımızın Karikatürcüler Derneği’inde Yönetim Kurulu Üyesi olarak gerekli tepkiyi göstermeden “Oğuz Abi” sevgisiyle hesap çıkarması aslında beni doğruluyor. Zira ben hiçbir zaman Oğuz Aral başarısızdır, demedim.

6- Şimdi isterseniz size yeni bir eleştiri konusu getireyim: Gırgır ekolünden kaç karikatürist günlük gazetelerde çalışıyor? Araştırmanızda yarar bulunmaktadır.

7- Kişilik sözüne gelince, buradaki cümlemin de yanlış değerlendirildiğini görüyorum. Ali Ulvi, Semih Balcıoğlu gibi karikatüristlerimiz gazetelerde kendi sınıflarını yaratmışlardır. Ayrıca ben, “Ancak bu gün hem basında, hem karikatür alanında o kişilik eksik,” derken, cümlemin devamında, “Bunun nedeniyse basının bu günkü perişan hali. Türkiye’de bu güne kadar karikatüristlerin bu kadar çok mahkemeye verildiği bir dönem olmamıştı,” demekteyim. Bu cümleyle, karikatüristi değil, basını ve iktidarı suçladığımı bilmem açıklamama gerek var mı?

8- “Hazretin de dahil olduğu, üye sayısı icra heyeti kadar olan dernekler mi Türk karikatürünü ilerletecek?”, ayrıca “Şeyh-ül musavver” gibi kimsenin anlamadığı Arapça bir tamlama ile işi şahsiyete döken insanların bu gibi eleştirilerin dışında kalmalarını tavsiye ederim. Çünkü bu tür cümlelerin karikatür ve mizah sanatına değer katacağını düşünmek mümkün değildir. Ayrıca Mizah Haber’in, eleştiri niteliği taşımadığı gibi, paylama öğeleri yer alan yazıları bünyelerine almalarının editöryel bir hata olduğunu kabul ediyorum.

9- Son aldığım habere göre, benim “çuvalladığımı” belirtmeniz sizi hakim sınıfına sokmaktadır ki, bu durumda da siz karar mercii değilsiniz. Dikkat etmenizi rica ederim.

Saygılarımla.

Ergin Gülen

Şahsıma karşı yapılan eleştiriler nedeniyle bana söz hakkı doğduğundan yazımın olduğu gibi basılmasını önemle rica ederim. 28.9.2007