29 Şubat 2008 Cuma

BEHİÇ AK ÇİZİYOR
Behiç Ak'ın 29 Şubat 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan çizgi bant karikatürü...
SEFER SELVİ ÇİZİYOR

Sefer Selvi'nin Evrensel gazetesinde yayınlanan Tuzla tersanesindeki grev karikatürü...

28 Şubat 2008 Perşembe

TAPA'DAN "İSTANBUL"
KARİKATÜRLERİ
SERGİSİ
Karikatürist İbrahim Tapa, 1 Mart Cumartesi günü Maçka Sanat Galerisinde açılacak sergisi için şöyle çağrıda bulunuyor özellikle de çizer meslektaşlarına: " Değerli Dostlar, 1 Mart cumartesi 2008 günü İstanbul Karikatürleri sergimin açılışına hepinizi bekliyorum. Aynı gün sevgili Muhittin'in de sergisi var. Saat 16.00'dan itibaren lütfen buyrun. Oradan da karşıya Muhittin'e gidilir diye düşündüm. Selamlar, sevgiler TAPA..."
3. Boyut Proje Üretim Merkezi işbirliğinde gerçekleştirilen sergi büyük ebatlı İstanbul panoraması ve günlük yaşamdaki kesitleri içeren çok sayıda çalışmadan oluşuyor. Sanatçı tarafından ilk basımı Karikatür ve mizah Müzesine hediye edilen 41 adet ile sınırlı "İstanbul Karikatürleri" albümünün de yer aldığı sergi 12 Nisan tarihinde sona eriyor.

Sergide yer alan çalışmalardan biri...

Yer: MAÇKA SANAT GALERİSİ
Adres: Eytam Cad. Eytam Apt No:31 MAÇKA
Tel: 0212 240 80 23
(Maçka Parkı'nın kapısının karşısı, Abdi Ipekçi Caddesinin sonunda sağa dönünce)
VAHİT AKÇA'DAN
3 HABERE 3 KARİKATÜR







ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 28 Şubat 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

27 Şubat 2008 Çarşamba

Çağdaş Türk Karikatürünün kurucularından bir büyük ustayı, Cemal Nadir Güler’i bundan tam 61 yıl önce, 27 Şubat 1947’de yitirmiştik... Büyük ustayı, ölüm yıldönümünde, onun için 2002 yılında "Cemal Nadir 100 Yaşında" adlı kitabı hazırlayan Cihan Demirci'nin yazısıyla anıyoruz...

CEMAL NADİR 106 YAŞINDA



Çağdaş Türk karikatürünün en önemli kilometre taşlarından biri hatta birincisiydi o. Cemal Nadir Güler ustayı bundan tam 61 yıl önce 27 Şubat 1947’de üstelik daha 45 yaşındayken yitirmiştik. Cemal Nadir de tıpkı Nazım Hikmet gibi 1902 doğumlu. Çökme aşamasındaki sancılı bir Osmanlı İmparatorluğu dönemi. Tam çocukluk yıllarına girdiğinde yani 1914’te 1. Dünya Savaşı patlıyor. Derken 1. Dünya Savaşı ardından Kurtuluş savaşı yıllarına ve kurulma sancıları çeken bir cumhuriyete denk gelen ilk gençlik yılları. Ardından, gençlikten olgunlaşmaya doğru geçtiği bir dönemde bu kez 2. Dünya Savaşı patlıyor ve 2. Dünya savaşının o sıkıntılı yokluk, karne günleri içinde buluyor bu kez kendini. Sonuçta savaşın bitiminden 2 yıl sonra da ölümü geliyor! Yani 45 yıllık kısa ömrüne 2 dünya, bir kurtuluş savaşıyla, bir cumhuriyetin kuruluş dönemi denk düşüyor. Bir insan ömrüne iki dünya, bir kurtuluş savaşı düşmesi ve o ömrün sadece 45 yıl olması bile başlı başına müthiş bir durum. Bundan 6 yıl önce 100. doğum yılı anısına, “Cemal Nadir 100 Yaşında” adlı kapsamlı bir kitap hazırlamıştım büyük usta için. Karikatürcüler Derneği olarak bir yıl boyunca süren etkinliklerle anmıştık Cemal Nadir ustayı.
Bu etkinliklerden birinde Ferit Öngören şu ilginç saptamayı yapmıştı: “Bunca çok şeyi, çok az bir zamana sığdıran Cemal Nadir’in yaşamı o kadar kısa sürmüş ki, en kısa ay olan Şubat’ın bile 28’ini çıkartamayıp 27’sinde göçüp gitmiş ne yazık ki!..”

Cihan Demirci'nin yazdığı, 2002 yılında yayınlanmış "CEMAL NADİR 100 YAŞINDA" kitabının kapağı...

Cemal Nadir'in en ünlü karikatürü: "DEVLETLER HUKUKU"


Cemal Nadir’in kısacık ama dopdolu geçen ömrü Şubat’ı bile çıkartamamıştır ama, 27 Şubat 1947’de öldüğünde o güne dek İstanbul’da pek görülmemiş bir şey olur ve şehirde hayat durur. Cenazesinin kalkacağı 28 Şubat 1947 günü İstanbul’da esnaf dükkanını açmaz, kepenklerin üzerine: “Cemal Nadir’in cenazesi nedeniyle kapalıyız” yazar ve nerdeyse tüm İstanbul halkı Cemal Nadir’in cenazesine koşar. O güne dek bir “sanatçı” cenazesinde görülmemiş bir insan seliyle, İstanbul halkının gözyaşları içersinde 28 şubat 1947’de Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verilir. Bu ülkemizde bir “karikatürcü” için o güne ve hatta bugüne dek görülmeyen müthiş bir sevgi selidir. Peki bu sevgi selinin ardında ne vardır?



Cemal Nadir'in unutulmaz çizgi tipi: AMCABEY


Gerçek bir öncüydü

Cemal Nadir Güler her şeyden önce, “öncü” bir sanatçıdır. Yokluk ve çile içinde geçen kısacık hayatı ve çok ilklere öncülük etmiştir. Ülkemizdeki “ilk yerli bant-karikatür tiplemesi” olan “Amcabey” tipi bu özelliğiyle de karikatür sanatımızda ayrı bir önem taşır. Amcabey’in dışında; Akla Kara, Dalkavuk, Dede ile Torun, Yeni Zengin, Salomon, İyimserle Kötümser gibi daha pek çok tip yaratmıştır. Sadece 19 yıllık bir profesyonel çizerlik yaşamı olabilen Cemal Nadir, kendisinden önce tipik bir salon sanatı halinde seyreden, halka uzak duran karikatürü, salondan çıkararak halkın ayağına getiren, geniş kitlelere karikatürü sevdiren ilk büyük ustadır. Pek çok karikatür albümü yayınlanan Cemal Nadir, karikatür üzerine pek çok konferans da vermiştir. Bu konferanslar ülkemizde daha önce benzerleri pek görülmüş şeyler değildir. Bu konferansların çoğunun halkevlerinde gerçekleşmesi nedeniyle söyleşilere halkın katılımı da çok fazla olmuştur. Karikatür üzerine yaptığı konuşmalarda kalabalıktan izdiham yaşanmıştır. Cemal Nadir, bu yönüyle de ülkemizde karikatürü halkla bütünleştiren, halkın yaşamına karikatürü sokan “ilk çizer” olmuştur. Genç çizerlere ilgi gösteren, onların karikatürlerini yayınlayan, onlara fırsat veren ilk usta da gene o’dur.

Cemal Nadir gazetelerdeki “günlük” karikatürün de öncülüğünü yapmıştır. Gazetelerimizde düzenli “günlük” karikatür kullanılması onun çabalarıyla başlamış ve ilk kez onun çabalarıyla “gazete karikatürcülüğü” denilen alan ciddi bir oluşum sürecine girmiştir. 15 yıl çalıştığı Akşam gazetesini (1928-1943 arası) bıraktıktan sonra ömrünün son dört yılını Cumhuriyet gazetesinde (1943-1947) çizerlik yaparak noktalayan Cemal Nadir daha önce de belirttiğim gibi zor şartlar içersinde yaşamıştı. Bu şartlar öylesine zordu ki, bu büyük usta, Bursa’dan İstanbul’a ilk gelişinde yaşadığı yoğun maddi sıkıntılar yüzünden ilk çocuğunu kucağında yitirmişti. 1943’te Cumhuriyet gazetesine geçme nedenini o vakit arkadaşı Avni İnsel’e bakın nasıl açıklıyor: “Dar yakalı elbiseler giydiğim halde iki yakamı bir türlü bir araya getiremiyorum. Şu yokuş Yunus Nadi gibi birkaç babacan patrona daha sahip olsa Babıali gazetecilerin Darülacezesi olmaktan kurtulur!”

Büyük ustayı ölümünün 61. yılında bir kez daha sevgiyle anıyor ve diyorum ki: “45’inde ölmüş olsa da Cemal Nadir Güler bizlerle hala yaşıyor, bugün 106 yaşında ve hala bizimle!.”

Cihan Demirci


-----------------------------------------------------------------



KIZI GÖNÜL TUNAMAN BABASI

CEMAL NADİR'İ ANLATIYOR...


Cihan Demirci, Cemal Nadir Güler'in sevgili kızı Gönül Tunaman'la "Cemal Nadir 100 Yaşında" kitabı için 2002 yılında, evinde yaptığı söyleşi sırasında... (Fotoğraf: Mustafa Bilgin)




Cihan Demirci, doğumunun 100. yılı olan 2002 yılında Cemal Nadir Güler usta için, büyüklüğüne yakışacak düzeyde bir kitap hazırlarken en büyük desteği onun sevgili kızı Gönül Tunaman hanımefendiden görmüştü. Kendisi de artık çoktan yitirdiğimiz o eski İstanbul hanımefendilerinden biri olan Gönül hanım bu kitapta babasını pek çok ayrıntıyla anlatmıştı. Şimdi o kitaptan Gönül Tunaman'ın babasını anlattığı kısa bir bölümü sunuyoruz...


“Babam Cemal Nadir çok modern bir babaydı ama pek çok şeyi yapmaya ömrü vefa etmedi ne yazık ki. Elindeki kısıtlı imkanlarla beni en iyi şekilde, oldukça pahalı mekteplerde okuttu. Aslında hep ev almak istiyordu özellikle de doğduğu şehir olan Bursa’da bir ev almak ama kısmet olmadı. 11 yaşına kadar babamla daha çok beraber olabiliyorduk. Ben daha sonra sekiz sene Arnavutköy Kolejinde yatılı okudum. Benimle gurur duyuyordu ama ben de onu mahçup etmedim açıkçası. Babam bana çok düşkündü. Bir gün sert davrandığını, bağırdığını hatırlamıyorum. Her zaman çok nazik ve şefkatliydi. Gerçekten de hayatı çok büyük sıkıntılarla geçen babam, zorlukların çok fazla farkında bir insandı ve belki de bu nedenle gençlerle özellikle çok yakından ilgilenirdi. Pek çok genci yetiştirdi. Selma Emiroğlu, Semih Balcıoğlu, Ali Ulvi, Nehar Tüblek ve diğerleri... Onlara hem iyi bir dost, hem de bir baba olmuştu. O zamanlar şimdiki kadar çok karikatürist yoktu. Şimdi oldukça yetenekli pek çok karikatürist var. Babamın hayatta olup da, karikatürün ne denli geliştiğini görmesini çok isterdim doğrusu... Walt Disney’in filmleri babamı çok etkilerdi ama ne yazık ki Amcabey’i çizgi film yapamadan gitti... Hastalandığı Teknik Üniversitedeki son konferansında projeksiyon gösterisi yapılmış ve o gün projeksiyonu kullanan kişi Süleyman Demirel’miş. Bilmiyorum ne kadar doğru bu ama o zamanlar talebeymiş Süleyman Demirel Teknik Üniversitede. Onunla karşılaştığımda keşke sorsaydım, hafızası güçlü bir insandır mutlaka hatırlardı...”

Cemal Nadir, özellikle 2. Dünya Savaşı yıllarında dünyada olduğu kadar ülkemizde de yükselen Nazi hayranlığına, giderek artan Hitler Faşizmine de çizgileriyle karşı durmuş, savaşın tüm kötülüklerini çizgilerinde sıkça işleyerek bu açıdan da cesaretiyle döneminin pek çok çizerinden ayrılmıştır. Savaş döneminin yarattığı yeni zengin ve vurguncu tiplerini de çizdiği karikatürlerle eleştirmiş, savaşla beslenen asalakları cesur çizgileriyle ortaya dökmüştür. Sözlerimizi zamanında onun öğrencisi olmuş, yitirdiğimiz bir başka ustanın, Nehar Tüblek’in onun için söyledikleriyle noktalayalım: “ Eğer o olmasaydı, biz olmazdık. Türk halkına karikatür sanatını Cemal Nadir tanıttı, sevdirdi. Eğer ömrü vefa etseydi, bizim kuşağın yaptığı yenilikleri muhakkak ki o yapacaktı...”

(Kaynak: Cemal NADİR 100 YAŞINDA-Cihan Demirci-Karikatürcüler Derneği Yayınları-2002)


MUSA KART ÇİZİYOR

Bazı AKP'lilerin kara harekâtı sürerken milletvekili maaşlarını arttırma girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.

Musa Kart'ın 27 Şubat 2008'de Cumhuriyet'te çizdiği karikatür...

SEMİH POROY ÇİZİYORSemih Poroy'un 27 Şubat 2008'de Cumhuriyet'te yayınlanan çizgi bantı...
ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 27 Şubat 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

26 Şubat 2008 Salı

SARKO DA VATANDAŞINA
SARKIYOR AMA
FRANSIZIN ÇİFTÇİSİ
FRANSIZ KALMIYOR!

Lider kalitesi bütün dünyada içler acısı bir halde. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, katıldığı bir tarım fuarında kendisiyle tokalaşmak istemeyen bir vatandaşa, "S... git" (Casse toi) diye küfür etmiş. Yani Sarko da bizim BAŞBAKANA Fransız değil, ama bu olayda asıl altı çizilmesi gereken Fransız çiftçisinin-halkının tepkisi ve bilinci!

Fransa'nın başına gelen de çok farklı biri değil... Malum ona kısaca "Sarko" diyorlar. O da halkına sarkıp duruyor belli ki adına güvenerek. Olay Paris Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarında yaşanmış...

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, bu yıl 30 ülkeden 1000'in üzerinde şirketin katıldığı fuarın geniş güvenlik önlemleri altında yapılan açılışına Tarım Bakanı Michel Barnier ile birlikte katılmış. Üç kademeli koruma çemberi içinde fuara giren Sarkozy, halkı selamlarken kendisini yuhalayan bir vatandaşa sinirlendi. Ardından kalabalıktan bir başka vatandaşın elini sıkmak isteyen Sarkozy, beklemediği bir tepkiyle karşılaşmış...

"ÖYLEYSE S...GİT BURADAN!"

Sarkozy, "Aaa, hayır, dokunma bana" diyen vatandaşa, "Öyleyse s... git buradan" diye cevap vermiş. Bu yanıt "Ananı al da git" demenin Fransızcası olsa gerek!

Tokalaşmak istemeyen vatandaşın "Elimi kirleteceksin" diye devam etmesine öfkelenen Sarkozy, bu kez, "Casse toi alors pauvre con" (S... git, zavallı gerizekalı) diyerek hakaretini sürdürmüş.

Fransız argosunda "Defol git"ten daha ağır bir anlamı olan "Casse toi" ifadesi yüzünden banliyölerde gençler birbirine bıçaklayabiliyor. "Gerizekalı, aptal, dingil" diye çevrilebilecek "Con" kelimesi de ancak kavgada söylenebilecek bir söz. Sarkozy'nin sinirli halini gören diğer standlardaki çiftçiler, "Burada ne işin var, zaten her akşam bütün televizyonlarda suratını görüyoruz" diye laf atarken yuhalamaya devam etmişler.

Bizde Başbakana yaklaşmaya, derdini anlatmaya çalışan bir tane çiftçi çıktı, adamın hayatı kaydı. Fransa'da da buradakilere benzeyen bir Cumhurbaşkanı var belki ama HALK AYNI HALK diyebilir miyiz?.. Fransızın çiftçisi de, köylüsü de bilinçli ve en önemlisi "cahil" değil... Aramızda böyle önemli bir fark var. Fransızın köylüsü lafını böyle oturtur ama o lafı oturttu diye adamın hayatını kaydırmazlar oralarda. Her ne kadar "Sarkozy" düzeyinde liderleri olsa da oralarda zamanında yaşanmış Rönesans aydınlanmasının izleri, çok Sarkozy'leri pencereden aşağı sarkıtmıştır ve zamanı geldiğinde gene sarkıtacaktır. Sonuçta biz kendi zavallı halimize yanalım!..

Cihan Demirci


25 Şubat 2008 Pazartesi

MUHİTTİN
KÖROĞLU
"SAVAŞ/WAR"
KARİKATÜR SERGİSİ
1 MART'TA AÇILIYOR
Muhittin Köroğlu'nun savaş konulu karikatürlerinden oluşan "Savaş/War" adlı sergisi Kadıköy'deki Tatbiki Sanat Galerisinde 1 Mart 2008 Cumartesi günü 17.00-20.00 arasındaki kokteylle açılacak. 31 Mart'a dek sürecek sergi Pazar Hariç hergün 12.00-18.30 arası gezilebilir.
Adres: Tatbiki Sanat Galerisi - Mediha Gerez ÇakmakBahariye Cad. No: 3 Kat:1 Altıyol - Kadıköy Tel: 0216 - 338 98 37 www.tatbikisanatgalerisi.com

KARİKATÜRCÜ
AZİZ YAVUZDOĞAN
ANNESİNİ YİTİRDİ
Karikatürcü ve Karikatürcüler Derneği genel sekreteri Aziz Yavuzdoğan arkadaşımız annesi Huriye Yavuzdoğan'ı yitirdi. Merhumenin cenazesi 26 Şubat Salı günü Yenibosna Cemevinden Altınşehir Kayabaşı mezarlığına defnedilecek. MİZAHHABER ailesi olarak Aziz Yavuzdoğan'a ve ailesine dayanma gücü ve başsağlığı diliyoruz.
İ.BÜLENT ÇELİK ÇİZİYOR

İ.Bülent Çelik'in Vatan gazetesinde çizdiği karikatür...

24 Şubat 2008 Pazar

SEFER SELVİ ÇİZİYOR

Cumhurbaşkanı Gül, 11 gün beklettiği türbanla ilgili Anayasa değişikliğini Silahlı Kuvvetler’in Kuzey Irak’a girdiği gün açıkladı.

Sefer Selvi'nin 24 Şubat 2008 Pazar günü Evrensel'de yayınlanan karikatürü...

12. NEHAR TÜBLEK
YARIŞMASI KİTABI ÇIKTI

2007 yılında gerçekleşen "Eğitimde Nereye?" konulu 12. Nehar Tüblek Karikatür Yarışması'nın albümü yayınlandı. Albüm kapak hariç 84 sayfadan oluşuyor. Yarışma karikatürlerinden dereceye girenler de dahil olmak üzere 69 adedi yer alıyor. Kitap Beltaş A.Ş. kültür yayınlarından çıktı. Bu arada "Nasreddin Hoca 800 Yaşında" konulu 13. Nehar Tüblek karikatür yarışmasının ödül töreni de 6 Mart 2008 Perşembe akşamı Beşiktaş Belediyesinin Akatlar Kültür Merkezinde gerçekleşecek.

------------------------------------------------------------------
MEŞHUR DÖNERCİ PALA SAMET
USTA’DAN FENER TAVA



Akdağ Saydut arkadaşımız "Mizah ve Çizgi" adlı sitesine "FENER TAVA" tarifi koymuş... Yolladığı mailde "Mizahhaber'in objektif yayıncılığına güveniyoruz" demiş... Bunu niye demiş? Çünkü MİZAHHABER ekibinin ağırlığı Fenerbahçelilerden oluşuyor. Ama bizim için fark etmez. Kendi takımımızla dalga geçmeyi de biliriz, ne de olsa MİZAHÇIYIZ BİZ!.. O yüzden 23 Şubat Cumartesi akşamı, Bursa İskenderi haline gelen Fener'den gerekirse "TAVA" da yapılabilir. Tabii geçen hafta Leverkusen'de Alman ırkçı Feldkamp tarafından çıkarılan "Sarı-kırmızı" yangını da unutmayalım. Demirören gibi bir başkana sahip talihsiz Kartal'ı da bu listeye ekleyelim!..

"FENER TAVA" ile ilgili tarifi aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz: http://www.mizahvecizgi.com/sol_kolon_haberler.php?subaction=showfull&id=1203816643&archive=&start_from=&ucat=3&

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 24 Şubat 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

ONDÖRTLÜ KARİKATÜR
SERGİSİ TRAKYA
ÜNİVERSİTESİNDE
AÇILIYOR

On dört karikatür sanatçısının eserlerinden oluşan Ondörtlü karikatür sergisi, Edirne Tabip Odası Tıp Öğrencileri Kolu’nun girişimiyle 25 Şubat Pazartesi günü Trakya Üniversitesi, Tıp Fakültesi anfi binası 2. katında açılacak. Toplam 55 eserin yer alacağı ve 25 – 29 Şubat 2008 tarihleri arasında açık kalacak sergide yer alan sanatçılar; Aşkın Ayrancıoğlu, Behiç Ayrancıoğlu, E. Yaşar Babalık, Yılmaz Baş, Volkan Demir, Halis Dokgöz, Ahmet Erkanlı, Mehmet Gölebatmaz, Bülent Han, Murat İlhan, Cemal Odabaşı, Altan Özeskici, Seyit Saatçi, Seçkin Temur...

"SİNEMA VE KADIN"
KARİKATÜRLERİ SERGİSİ
İZMİR'DE AÇILIYOR


Sergide yer alan Cemalettin Güzeloğlu'nun karikatürü

Karikatürcüler Derneği İzmir Temsilciliği'nin "SİNEMA VE KADIN" konulu karikatürlerden olusturduğu sergi, 25 Şubat 2008 Pazartesi günü Buca Belediyesi Kültür Merkezi'nde açılacak. Açılış kokteyli saat 18.00 de gerçekleşecek. Adres: Uğur Mumcu Cad. No: 26 Tel: 232 420 02 32 (Eğitim Fakültesi karşısı)

23 Şubat 2008 Cumartesi

MUSA KART ÇİZİYOR
Başbakan Erdoğan Leman dergisine bir dava daha açtı. Bu karikatürü "görülen lüzum üzerine" yeniden yayımlıyoruz.

Musa Kart'ın 23 Şubat 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...

22 Şubat 2008 Cuma

TURHAN SELÇUK ÇİZİYOR

Turhan Selçuk'un 22 Şubat 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...


Alman kundakçılar bu kez LEVERKUSEN'de ortaya çıktı! Yangındaki alevlerin SARI-KIRMIZI olması gözlerden kaçmadı!
***
Almanya'daki kundakçılar NEO-NAZİ olabilir, lakin geçmişindeki başarılarının hayaliyle küçülen Almanya gazisi Galatasaray'ın hali epeyce NEO-MAZİ!
***
Yatırımlarını daha çok "öbür" dünyaya göre yapan AKP zihniyetinde kaza sonucu ölümlerin artmasına neden şaşıyorsunuz?
***
AKP'ye 6 yıldır yalakalık yapan liboşlar da AKP'ye kızmaya başlamış... Olsun fark etmez, onların açığını yobaz liboşlar yani "YOBOŞ"lar doldurur şu rezil medyada!
***
HİTABET SANATI DERS-1: " Yüzümde tam 47 dikiş var benim kardeşim, senin o oyunu alır sonra da o oyunun içini oyar, içine iktidarımı koyarım beeee!.."
***
Fenerbahçelilerin son şarkısı: "SEVİLLA sev deeee, Sevilla ağlaaaat, yoksa zehrolur bu tatlı hayaaaaaat!
***
Cihan Demirci'den yeni bir Vodafone reklamı: Başbakan RTE, bir yobazla elele tutuşan liboşa şöyle diyor: "Evlenemezsiniz, siz din kardeşisiniz!" Şaşkın liboş'un yanıtı: "SKANDAL!"
***
Ülke her anlamda terse düşmüşken, Tuzla tersanesinde mi işler doğru gidecekti?..
***
Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık bu ülkede daha önce pek çok hükümeti bitirmişti.... AKP ise bunlarla büyüdüğüne göre bu halk daha da küçülecek demektir!
SEFER SELVİ ÇİZİYOR

‘Elit semtte oturup analiz yapmayın’ diyen Erdoğan ‘Fakirin sofrasında, bir dilim peyniri, üç tane zeytini görmeden ahkam keserseniz yorumlarınıza kargalar bile güler’ dedi.

Sefer Selvi'nin 22 Şubat 2008'de Evrensel'de yayınlanan karikatürü...

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR


Ercan Akyol'un 22 Şubat 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

21 Şubat 2008 Perşembe

VAHİT AKÇA ÇİZİYOR
ZAFER TEMOÇİN ÇİZİYOR


Zafer Temoçin'in 21 Şubat 2008'de Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...


ERCAN AKYOL ÇİZİYOR


Ercan Akyol'un 21 Şubat 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

MUSA KART ÇİZİYOR

Musa Kart'ın 21 Şubat 2008'de Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...

OĞUZ GÜREL ÇİZİYOR

Güle güle ABD'ye direncin sembolü FİDEL...

20 Şubat 2008 Çarşamba

ÖFKEYİ HİTABET SANATI
SAYAN BAŞBAKAN
KARİKATÜRE DAVA
AÇMAYA DOYMUYOR!

Başbakan Erdoğan, Leman dergisinin iki hafta önceki kapağında kullanılan “fotoğrafının gerçek olmadığını ve ağır hakaret içerdiğini” belirterek, 20 bin YTL tazminat talep etti. Erdoğan’ın kendisiyle ilgili karikatürlere açtığı 4 dava reddedilmişti.

Dava açılan Leman dergisi kapağı


Öfkeyi hitabet sanatından sayan bir Başbakan, karikatürle ve karikatürcüyle uğraşmaya tam gaz devam ediyor. Ülke gerçek bir FAŞİZM altında inim inim inliyor... Başbakanın kendisi öfkelenince dava açıyor ama karşısındakinin bırakın öfkeyi eleştirmek için bile çizmeye hakkı bile yok bu davalara bakılırsa... Bu davalarla karikatürcüleri iyice korkutup, tamamen sindirmeyi, neredeyse zaten yok olmuş siyasi karikatürü ve mizahı kökünden yok etmeyi kafasına koymuş belli ki ÖFKESİ BURNUNDA BAŞBAKAN!

Dava dilekçesinde, Leman dergisinin kapağında yer alan “Başbakan Tayyip Erdoğan’a ait fotoğrafın gerçeği yansıtmadığı, fotomontaj yoluyla uygunsuz hale getirildiği ve toplumun ahlaken kabul etmeyeceği bir hale büründürüldüğü” ifade edildi. Haklarında dava açılan Leman dergisi yayımcıları ise, sözkonusu fotoğrafın uzun süredir internette bulunan ve herkesin bildiği bir fotoğraf olduğunu savundular.

Gerçekten de kapakta kullanılan bu fotoğraf çok uzun zaman internette dolandı. Herkes birbirine yolladı. Bu fotoğraf geçen yılın Temmuz ayında yayına giren MİZAHHABER'e de internetten mail yoluyla yollanmıştı. 22 Temmuz seçimlerinden hemen sonrasıydı. Bizim yayınladığımız fotoğrafta Başbakan parmağındaki seçim boyasını gösteriyordu. Fotoğrafın o halini aşağıda görüyorsunuz...


BU BAŞBAKAN'DAN 5. KARİKATÜR DAVASIDIR!

NTV haber ve Medyatava gibi siteler "Bu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 4. karikatür davası oldu." dese de, Cumhuriyet de aynı şekilde yazsa da, bildiğimiz kadar aslında bu 5. davadır. MİZAHHABER olarak papağan gibi birbirinin haberini aynen kullanan medyaya biraz daha dikkat diyoruz. Çünkü bu davalar Evrensel gazetesi çizeri Sefer Selvi'nin Evrensel'de yer alan RTE-Cüneyt Zapsu karikatürüyle başladı. Ardından Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart'a kedi karikatüründen ötürü açılan dava geldi. Daha sonra sırada "Hayvanlar Alemi" kapağı nedeniyle Penguen dergisi ve dördüncü olarak da, Leman dergisi kapağında keneye benzetilen başbakan karikatürü vardı. Son Leman kapağı 5. dava oldu anlayacağınız. Şu ana dek Başbakan tarafından açılan bu davaların tümü reddedildi. Bu davalar Türkiye tarihine kara bir leke olarak yazılmaya devam ediyor, belli ki bu iktidar var oldukça da devam edecek...


SINIF KAPILARINDA
KARİKATÜR SERGİSİ

İlklerin okulu Efes Koleji İzmir'de bir ilki daha gerçekleştirdi. Sınıf kapılarında çevre, deniz, hayvan ve insan ilişkilerini konu eden karikatür sergisi açtı. İzmirli karikatürist Mustafa Yıldız'ın açtığı sergi öğrenci ve öğretmenler tarafından ilgiyle izlendi. Sergi açılışında konuşan Mustafa Yıldız; ''Başta İzmir olmak üzere Saat Kulesi karikatürcüler grubu olarak ülkemizin her yerinde sergiler açıyoruz. Burada Efes Kolejinde bir ilki gerçekleştirmekten dolayı mutluluk duyuyorum. Öğrencilerimizde karikatür sevgisini görmekten dolayı sevinçliyim.Bize bu olayı sağlayan Efes Kolejine teşekkür ediyorum.'' dedi. Okul müdürü Meral Ergün, öğrencilerimizin sosyal ve kültürel yönden gelişmesi için elimizden geleni yapıyoruz.Bundan sonra bir çok ilke ev sahipliği yapacağız. Ülkemiz ve dünya açısından çok önemli olan çevre kirliliğini karikatürlerde öğrencilerimize sunmaktan bir eğitimci olarak mutluluk duyduğumu iletirken okulumuzu şenlendiren Saat Kulesi karikatürcüler grubu ve Mustafa Yıldız'ı yürekten kutluyorum dedi.
Karikatürün "Başbakan eliyle" öcü gibi gösterildiği bir ülkede, öğrencilere karikatürü sevdirmek çok önemli, o yüzden bu tür etkinlikler çok yerinde, sevgili Mustafa Yıldız'ı MİZAHHABER olarak biz de kutluyoruz...

19 Şubat 2008 Salı

ALTAN ERBULAK İÇİN
FACEBOOK'TA
AÇILAN GRUBA
YOĞUN İLGİ!

ALTAN ERBULAK, sanatçı yeteneğinin büyüklüğünün yanı sıra teknoloji konusunda da "öncülük" yapmış bir isimdi. Her türlü teknolojik aleti bu ülkede ilk kullananlardan biri oldu yaşadığı sürece. Eğer internete yetişebilseydi, mutlaka ilk siteyi açan sanatçı o olurdu bu ülkede... Daha ülkede kimse "bilgisayar" nedir bilmezken o 1987'lerde TRT-2 televizyonuna bilgisayar programı hazırlıyordu. Bundan 15 gün kadar önce Facebook'ta ALTAN ERBULAK için, Cihan Demirci tarafından açılan grup, Altan Erbulak ustanın ölümünün 20. yılı olan 2008'de de UNUTULMADIĞINI gösterdi bizlere. Herhangi bir yerde en ufak bir tanıtımı bile yapılmaksızın, kısa süre içinde 585 üyeye ulaştı Altan Erbulak severlerin sayısı. Gruba başta Altan Erbulak'ın sevgili kızları Ayşe ve Sevinç Erbulak olmak üzere pek çok Altan Erbulak dostu, hayranı sahip çıktı. Gençlerin sayısının bir hayli fazla olması ise ayrı bir güzellik. Grupta pek çok görüş ve anı birikmeye başladı bile. Son olarak karikatürcü İ.Bülent Çelik'in Altan Erbulak'lı anısını okumanızı öneririz. Eğer Facebook'a da üyeyseniz, bu gruba üye olmak, destek vermek ve en azından göz atmak için adres şöyle:

--------------------------------------------------------------


"BİR MİZAH DEHASI

SUAVİ SÜALP" DE

FACEBOOK'TA!

Cihan Demirci'nin çizgisiyle Suavi Süalp

Türk Mizahının öncü kalemlerinden biriydi Suavi Süalp... Hem yazar, hem çizer olarak mizahımızda derin izler bıraktı. 1981'de henüz 55 yaşındayken aramızdan ayrıldı. Sonrasında hızla unutuldu. Oysa o absürd mizahın ülkemizdeki sessiz öncüsüydü. Bir mizah dehasıydı... Cihan Demirci'nin, 10 yıllık bir çalışma sonucunda, 1999'da yayınlanan "BİR MİZAH DEHASI SUAVİ SÜALP" adlı biyografik-inceleme kitabıyla uzun yıllar sonra yeniden gün ışığına çıkan Suavi Süalp için facebook'ta Cihan Demirci tarafından açılan "BİR MİZAH DEHASI SUAVİ SÜALP" adlı grup Facebook'a üye olmuş mizahseverlerin ve mizahçıların ilgisini, desteğini, üye olmasını bekliyor...

Suavi Süalp'in oğlu Hikmet Evren Süalp'in de

destek verdiği bu grubun adresi ise şöyle:

http://www.facebook.com/group.php?gid=23105231352

VAHİT AKÇA'NIN ÇİZGİSİYLE
NEHAR TÜBLEK

Adına düzenlenen karikatür yarışması bu yıl 13. kez gerçekleşen, Türk karikatürünün özgün ustalarından Nehar Tüblek 6 Mart 1995'te aramızdan ayrılmıştı.

LEVENT GÖNENÇ ÇİZİYOR

Levent Gönenç, adını taşıyan "Web Günlüğü"nde karikatürle, desenle, çizgiyle ilgili düşüncelerini, çizgi ve desenlerini paylaşıyor. Özellikle edebiyatçı portreleri dikkate değer. Umarız bu portreler artar ve devamı gelir. Yukarda Levent Gönenç'in çizgisiyle yazar TAHSİN YÜCEL'in portresini görüyorsunuz. Gönenç'in web günlüğüne göz atmak için adres: http://leventgonenc.blogspot.com/