31 Mayıs 2008 Cumartesi

MUSA KART ÇİZİYOR
Musa Kart'ın 31 Mayıs 2008'de Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...



MEDYAKUP
YAZIYOR:
DİNİŞLERİ
BAKANI MISIN,
DIŞ İŞLERİ
BAKANI MI?

Ülkede "muhalif" olan herkesin korkunç bir baskı altına alındığı, muhalif olan herkesin "dinlendiği" bir dönemde dinlene dinlene DİN'leniyoruz malumunuz!... İçimiz dışımız DİN anlayacağınız!.. İşte bizi DİN'leyenlerden biri olan bir bakan da dini gene bir güzel siyasete alet etti geçende.

Adam sözde Dışişleri bakanı ama AKP'nin bütün bakanları gibi o da aslında "DİN İŞLERİ BAKANI"... Zaman zaman saklamaya çalışsalar, takiye üstüne takiye yapsalar da, özellikle yurt dışına gittiklerinde bu adamların zembereği boşalıyor ve içlerindeki kini döküyorlar ortalığa. Bunların kini Mustafa Kemal'in "laik" 1923 Cumhuriyetinedir. Dinişleri Bakanı Babacan da gene böyle bir yurt dışı dolaşmasında "Türkiye'de müslüman çoğunluk da dini özgürlükler konusunda sorunlar yaşıyor" dedi malumunuz. Aslında müslümanlığı en ağır şekilde yaşayan bir halka ağır bir hakarettir bu. Çünkü tam tersine bu halk dinin siyasete alet edilmesi nedeniyle AKP döneminde en ağır "din baskısı"nı yaşamaktadır. Yani asıl yaşanan zorla dindar olma baskısıdır. Durum tam tersiyken böyle laf etmek kara gözlüklü birinin yanındakilere yakışır elbet. Bunlar bu tür lafları yıllardır ediyorlar.

Oysa bu ülkede asıl baskı dinini orta yerde, gözümüzün içine sokarak yaşamak istemeyen, çağdaş insanlaradır. Ülkenin dağının taşının cami olduğu, beş vakit namazın bangır bangır okunduğu, kadınların yüzde 70'inin başının kapandığı, anaokullarına kadar türbanın indiği, tarikatçı olmayanın adam sayılmadığı, Ramazanda oruç tutmayanın dayak yeyip hatta öldürüldüğü bir ülkede sen hangi sorundan bahsediyorsun derler adama... Kastettiğin türbansa o da sizin beceriksizliğinizdir kardeşim. Ülkeyi dümdüz eden bir iktidara sahipsiniz, her şey elinizde, muhalefetin m'si bile yok ama o "sorun"u da halledemediniz kendinizce!!!!

Sorun olarak insan şunu anlıyor bu laftan sonra; ülkedeki "şeriat" onlar için demek ki hala yeterli düzeyde değil, daha fazlasını istiyorlar bu faşizan dinci yönetimin... Ey uyuyan koca bir halk, ülke zangır zangır dinlenirken, herkesin bir tarafına dinleme aleti takılırken, sen de uyan artık şu aymazlık uykundan be kardeşim...Bu laflar sana hakarettir. Dinlene dinlene, sesini tamamen mi kaybettin yoksa?..

Yakup Yazıcı


30 Mayıs 2008 Cuma

LATİF DEMİRCİ ÇİZİYOR

Latif Demirci'nin 30 Mayıs 2008 tarihinde Hürriyet'te yayınlanan karikatürü...

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 30 Mayıs 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

29 Mayıs 2008 Perşembe

Anadolu Üniversitesi’nin kuruluşunun
50. yıldönümü nedeniyle
3. Uluslararası Karikatür
Sergisi Açıldı...

Anadolu Üniversitesi’nin 50. yılı etkinliklerinden biri daha Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde gerçekleştirildi. “Kutlama” konulu uluslararası karikatür sergisi 28 Mayıs Çarşamba günü Saat: 17.30 yapılan bir kokteylle Eskişehirli sanatseverlerin görüşüne açıldı. Sergide Semih Poroy, Kamil Masaracı, Tan Oral, Ercan Akyol ve daha başka tanınmış Türk karikatürcülerin yanında 29 ayrı ülkenin sanatçılarının da eserleri var.

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi SÜRMELİ açılış konuşmasında 50. yıl etkinliklerinin çeşitli birimler tarafından yoğunlukla sürdürüldüğünü belirttikten sonra diğer sanat etkinliklerinin yanında karikatür sanatına da ilgi gösterdiklerini söyledi. “Karikatür sanatçılarının üniversitemizin kuruluşunun 50. yılını böylesine bir sergi ile kutlamaları bizi çok memnun etmiştir. Sergiye Çin’den Makedonya’ya, Özbekistan’dan Brezilya’ya 29 ayrı ülkenin sanatçıları eserlerini gönderdi. Eskişehirli karikatürcüler de her zaman olduğu gibi ilgilerini esirgemediler. Bu eserler sergilendikten sonra müzenin arşivine alınacaktır. Hepsi sanatçılar tarafından müzemize bağışlanmıştır. Katılanlara teşekkür ediyorum” dedi. “Gülerek, mutlu ve başarılı nice 50 yıllara” sloganıyla gerçekleştirilen sergiye katılanlara teşekkür belgesi de veren Sürmeli’ye Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Zühtü Atlan, Prof. Dr. Nezih Varcan, Prof. Dr. Atila Barkana da eşlik etti.

Açılışta İstanbul’dan Tan Oral, Ankara’dan Sait Munzur, Bursa’dan Mehmet Kahraman, Eskişehir’den Atila Özer, Sertaç Ürer, Beytullah Heper, Pertev Ertün, Cengiz Çalış, Atilla Yakşi ve Erol Büyükmeriç Prof. Dr. Sürmeli’den teşekkür belgelerini aldılar. Sergi 27 Haziran’a kadar gezilebilecek.



ZAFER TEMOÇİN ÇİZİYOR
Zafer Temoçin'in 29 Mayıs 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...




ANKARA'DAKİ ÇOCUK
KİTAPLARI ŞENLİĞİNDE
ÇİZGİ ROMAN...

Şeker Portakalı Eğitim Kooperatifi'nin Ankara'da 1 Haziran Pazar günü düzenlediği Kitap Şenliğinde ÇİZGİ ROMAN OKURLARI PLATFORMU (ÇROP)'nun "Çizgi Roman Okuma Standı" da kurulacak. Çocuklara çizgi roman okutmayı amaçlayan etkinlik 1 Haziran 2008 Pazar günü Ankara Bilkent'te yapılacak. Çizgi Roman Okurları Paltformu ÇROP, Şeker Portakalı Eğitim Kooperatifi gibi idealist bir grupla işbirliği yapmaktan dolayı mutlu olduğunu iletiyor bize yolladığı haberde. Çizgi romanın yanı sıra karikatür çalışmalarının, karikatür üzerine söyleşilerin de yapılacağı Çocuk Kitapları şenliğine çocuk kitapları resimleyen çizerler de katılacaklar...

ETKİNLİK YERİ: İlk Yerleşim Mah. 10.Cadde No:24 BATIKENT TOPLUM MERKEZİ BATIKENT/ ANKARA TEL: 312 354 87 92 FAX: 312 354 87 92
e-mail:sekerportakalikoop@hotmail.com

ÇOCUK KİTAPLARI ŞENLİĞİ PROGRAMI: 10.00 Açılış
11.00 Çocuklarla Grup Oyunları ve çocuk edebiyatı drama çalışması
12.00 Çocuk Edebiyatı Yazar Söyleşisi
13.00 Kağıt Katlama Tekniği İle Öykü Oluşturmak
14.00 Görsel sunum (salon’da yaptığımız etkinliklerle ilgili)
15.00 Yazar , Çocuk Kitapları Çizerleri ve Karikatür Söyleşisi
16.00 Çocuklarla Grup Oyunları ve çocuk edebiyatı drama çalışması
17.00 Çocuklara Serbest Kürsü
19.00 Kapanış

İSMAİL KAR ÇİZİYOR

28 Mayıs 2008 Çarşamba

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 28 Mayıs 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...


Penguen dergisinin 29 Mayıs 2008 Perşembe günü yayınlananacak olan sayısının kapağı...

---------------------------------------------------------------
GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR



27 Mayıs 2008 Salı

MUSA KART ÇİZİYOR

Musa Kart'ın 27 Mayıs 2008'de Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...

26 Mayıs 2008 Pazartesi

PİYALE MADRA ÇİZİYOR
Piyale Madra'nın 26 Mayıs 2008 tarihinde Radikal gazetesinde yayınlanan "Ademler ve Havvalar" çizgi bantı...


GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR

İ. BÜLENT ÇELİK ÇİZİYOR
İ.Bülent Çelik'in Vatan gazetesinde yayınlanan karikatürü...


ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 25 Mayıs 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

25 Mayıs 2008 Pazar

HAFTALIK
YARI RESMİ
GASTE
YAYININA
ARA VERDİ!

Emre Ulaş'ın yoğun bir çabayla, tek başına çıkardığı haftalık YARI RESMİ GASTE, 5. sayısının ardından yayınına ara verdi. Emre Ulaş'tan MİZAHHABER'e ulaşan mektup bu ara vermenin nedenlerini sıralıyor...


EMRE ULAŞ'IN MEKTUBU ŞÖYLE:

Değerli okurlarımız. Haftalık Yarı Resmi GASTE 5. sayısından sonra en kısa zamanda ve daha donanımlı olarak geri dönmek umuduyla yayımına ara verdi. Başlarken yeni bir derginin kısa zamanda okuyucusuyla buluşabilmesinin zor olacağını biliyorduk. Amacımız, 'kemikleşmiş mizah dergisi okuyucusu'na yenilerini kazandırmaktı. Farklı bir dergi yapmak için kendimizi özellikle zorlamadık, çünkü başka türlüsü zaten elimizden gelmezdi. Genellikle çok yapıcı tepkiler aldık. Bu kısa sürede yeni tecrübeler edindik, hatalarımızdan dersler çıkarmaya çalıştık, çıkarmaya devam ediyoruz.

Sermayesi emek olan küçük bir yazar-çizer gurubuyla hayaller kurmaya da devam ediyoruz. Okurlarımızla yeniden buluşmak ve onları çoğaltmak için en gerçekçi yolun 'abone sistemi' olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda sizleri bilgilendirmek isteriz; Yeni çıkan bağımsız bir dergi olarak sermayemiz emeğimizdi. Geçen beş haftada okurlarımızla bizi yaşatacak oranda buluşamadık. Bunda bizim eksiklerimizin yanında hedef okuyucumuzun mizah dergisi alma alışkanlığının olmaması da etkili oldu. Ama bu zorunlu arayı vermemizin en büyük nedeni dağıtım şirketinin çok fazla kendi kazancına odaklanmasıydı. Bunun yanında Migros, D & R gibi özel satış noktalarının, satış için ortalama 1500 euro hava parası istemeleri, bizim buralardaki muhtemel okuyucularımıza ulaşmamızı engelledi.

Bütün bu engelleri 'abonelik sistemi'yle aşabileceğimizi umuyoruz. Onun için dergimizin yaşamasına ve kalıcı olmasına katkıda bulunmak isteyen değerli okurlarımız abone olmayı istiyorlarsa, ön destek olarak "emreulas1@gmail.com" adresine lütfen 'abone olmak istiyorum' başlıklı mail atsınlar. Bu arada biz de çeşitli sivil toplum örgütleri, sendikalar, üniversitelerden destek bulmaya çalışacağız. Abone olmak isteyen okurlarımız dergimizin en az bir yıl çıkmasını sağlayacak sayıya ulaşınca sizlerle haberleşerek aboneliğinizi gerçekleştireceğiz.

Abonelik bedeli yıllık 65 YTL olacak. Ayrıca yılda iki defa altışar aylık ciltlenmiş arşiv dergilerinizi de hediye edeceğiz. Böylece dergiyi biriktirmek isteyenler bu dertten kurtulacak. Abonelikle ilgilenen okurlarımızdan bir isteğimiz de tanıdıklarını da bu konuda bilgilendirmeleri olacak. Bu da bizim daha kısa sürede geri dönmemizi sağlayacak. Biliyoruz çok şey istedik ama son olarak, daha doyurucu bir dergi için eleştirilerinizi de bekliyoruz. Saygılarımızla

Haftalık Yarı Resmi GASTE


MİZAHHABER'İN NOTU: Sevgili Emre Ulaş'ın büyük çabalarla "nerdeyse" tek başına çıkardığı Haftalık Yarı Resmi "GASTE"nin 5 haftalık zorlu yayın macerasında yaşadıkları aslında bu ülkede kişisel çabalarla artık yayıncılık döneminin bittiğini gözler önüne seriyor. Mektubunun sonunda "daha doyurucu bir dergi için eleştiriler" beklediğini söyleyen sevgili Ulaş'a biz de bir kaç dostça eleştiri getirmek istiyoruz. Öncelikle kim olursa olsun tek bir kişinin kaleminden çıkan 16 sayfa başlı başına bir handikap bir "dergi" için. Lise ya da üniversite yıllarında pek çoğumuz adına şimdilerde "fanzin" denen genellikle elle hazırlanan mizah ve çizgi roman dergileri yapmışızdır. Bu dergilerde genellikle tek bir kişinin elinden çıkar. "GASTE" öncelikle bu samimi havayı veriyor insana ama sonrasında tek bir kalemden yani hep aynı çizgiden çıkan "monotonluğu" yaşıyor. Bir dergi az da olsa çizer kadrosu istiyor. Emre Ulaş'ın bütün sayfaları tek başına çizmesi okurun çizgi çeşitliliği isteğine uygun düşmüyor. Sonra bir başka önemli handikap da, Bütünüyle "MEDYA ELEŞTİRİSİ" taşıyan bir yayın organının, nerdeyse bütün MUHALİF YAYINLARIN SESİNİN KESİLDİĞİ BÖYLESİ FAŞİZAN BİR DÖNEMDE çok daha keskin, çok daha sert bir muhalif mizah yapması gerekiyor. Gaste'de medya dünyasını sarsıp silkeyecek bir muhaliflikte bir mizah göremedik. Oysa şu an eksik olan bu. Gerek duyulan bu. Şirin bir eleştiri üslubu, gereksinimi karşılamıyor. Sevgili Emre Ulaş'a, dostça iki önemli unsuru iletmek istedik, umarız abone sistemi planlarını uygulayıp, daha zengin, daha çarpıcı, daha vurucu bir mizahla en kısa sürede yeniden aramızda olur... Bütün dileğimiz budur...



GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR

MİZAHHABER'e New York'tan katkılarda bulunan Gülek Kandıralı bu illustrasyonuyla birlikte bize yeni açtığı blogunun haberini de iletmiş... Affına sığınarak söyleyelim, bu illustrasyonda silaha "mermi" yerine sürülen "ekmek" sanırız biraz karambole gitmiş, ekmek olduğu ilk bakışta algılanamıyor, belki küçük bir oynama yapılabilir.

Gülek Kandıralı'nın blog adresi şöyle: www.gulekk.blogspot.com

23 Mayıs 2008 Cuma

CİHAN DEMİRCİ'DEN GÜNCEL LAFORİZMALAR, "DAMDAKİ MİZAHÇI" BLOGUNDA... SADECE BİR TIK ÖTENİZDE: http://damdakimizahci.blogspot.com/2008/05/eer-tersane-iisiyseniz-hayat-bu-lkede.html

-----------------------------------------------------------------
VAHİT AKÇA ÇİZİYOR
İSMAİL GÜLGEÇ

BEYİN AMELİYATI
GEÇİRDİ...

Türk karikatürünün ve çizgi romanının büyük ustalarından İsmail Gülgeç, 20 Mayıs'ta İstanbul'da bir beyin tümörü ameliyatı geçirdi. Bir süredir Çanakkale'de yaşayan İsmail Gülgeç çeşitli sağlık sorunlarıyla epeyce bir zamandır boğuşuyor. 61 yaşındaki İsmail Gülgeç yakın bir zaman önce de göz ameliyatı geçirmişti. Her zaman büyük bir direncin adamı olmuş, Türk karikatürünün ve çizgi romanının bu güçlü kalemine MİZAHHABER olarak çok geçmiş olsun diyor, sağlığına yeniden kavuşacağı, çizgiyle dolu nice güzel günler diliyoruz...



İsmail Gülgeç son yıllarda daha çok çizgi roman kitapları üretmekle uğraşıyor.


Anadolu Üniversitesi’nin
kuruluşunun 50. yıldönümünde

“KUTLAMA” konulu uluslararası
karikatür sergisi
Dünyanın on mega üniversitesi arasında yer alan Anadolu Üniversitesi; 2008 yılında 50. yaşını doldurdu. Üniversitenin tamamında onurlu bir coşku yaşanmaktadır.

Bu nedenle üniversitenin değişik birimleri tarafından yıl boyunca öncekilerden daha farklı bilimsel, kültürel ve sanatsal etkinliklerin yapılması kararlaştırılmıştır.
Anadolu Üniversitesi Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi de bu anlamda “kutlama” konulu uluslararası bir karikatür sergisi düzenler. Bu uluslararası sergi, aynı zamanda Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce daha önce 2000 ve 2004 yıllarında dört yıl arayla düzenlenen sergilerin devamı olarak gelenekselleşen üçüncü sergidir. Çeşitli ülkelerden 100 sanatçıya sergiye katılmaları için özel duyuru yapılır. Davet edilenlerin çoğunluğu bu çağrıya yanıt verir; sonunda her türlü kutlamayı ele alan bir karikatür koleksiyonu ortaya çıkar.

İşte bu koleksiyonun en iyileri 28 Mayıs- 27 Haziran tarihleri arasında Eskişehir’de Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde sergilenecek. Sergide Çin’den Makedonya’ya, Özbekistan’dan Brezilya’ya 29 ayrı ülkenin sanatçılarının eserleriyle birlikte Semih Poroy, Kamil Masaracı, Tan Oral, Ercan Akyol, Nezih Danyal gibi Türkiye’nin önemli karikatürcüleri ve Eskişehirli Pertev Ertün, Beytullah Heper, Atila Özer, Hikmet Cerrah ve daha başka sanatçıların da eserleri var.

“Gülerek, mutlu ve başarılı nice 50 yıllara” sloganıyla gerçekleştirilen 3. Uluslararası Karikatür Sergisi 28 Mayıs 2008 Çarşamba günü Saat:17.30 da bir kokteylle Eskişehirli sanatseverlerin görüşüne sunulacak.

“Kutlama” sergisiyle Eğitim Karikatürleri Müzesi’nin 2007-2008 sanat sezonu da tamamlamış olacak.

--------------------------------------------------------------------


ZAFER TEMOÇİN ÇİZİYOR

Zafer Temoçin'in 23 Mayıs 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...


KAMİL MASARACI
ÇİZİYOR

Kamil Masaracı'nın 23 Mayıs 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan "Kültür Çizik" adlı çizgi bantı.

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 23 Mayıs 2008'de Miliyet'te yayınlanan karikatürü...



MUSA KART ÇİZİYOR

Musa Kart'ın 23 Mayıs 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...

ESKİŞEHİRLİ
KARİKATÜRCÜ
İSMAİL TURAN'I
YİTİRDİK...

Eskişehirli karikatürcü İsmail Turan hayata oldukça erken bir yaşta, 44 yaşında veda etti. 1964 yılında Eskişehir’de doğan Turan Anadolu Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü’nden mezun olmuştu. Karikatüre lise yıllarında başladı. İlk karikatür sergisini 1982 yılında Eskişehir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde açtı. Karikatürleri Gırgır, Fırt, Limon, Çarşaf, Gına gibi mizah dergilerinde, Eskişehir’de Sakarya ve İstikbal gazetelerinde yayınlandı. Çocuk dergilerine çizgi romanlar çizdi. Çizgi filmleri TRT de yayımlandı. Çocuklara yönelik interaktif digital kitap tasarımları yaptı. Uzun süre bir yayınevinde art direktör olarak görev yaptı. 21 Mayıs 2008 tarihinde henüz 44'ündeyken dünyaya veda eden İsmail Turan'ın kederli ailesine, dostlarına ve karikatür camiasına başsağlığı diliyor kendisini sevgiyle anıyoruz...


İsmail Turan'dan bir karikatür...

--------------------------------------------------

YUSUF TEMİZ'İN ÇİZGİLERİYLE

İSMAİL TURAN

22 Mayıs 2008 Perşembe

ZAFER TEMOÇİN ÇİZİYOR

Zafer Temoçin'in 22 Mayıs 2008'de Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...
-------------------------------------------------------------------
GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR

21 Mayıs 2008 Çarşamba

Karikatürcü ve yazar Behiç Ak, 3 Mayıs gecesi yitirdiğimiz Eflatun Nuri için Evrensel gazetesinde bir yazı kaleme aldı. MİZAHHABER olarak sizlere bu yazıyı iletiyoruz...

Eflatun
Nuri’nin
düşündürdükleri

Eflatun’un mizah dolu evreni, yetenek, başarı, zenginlik değil yoksulluk ve beceriksizlik karışımından oluşurdu...

Fakirliğin romantizmi vardı onun çizgilerinde. Yönetmen Vittorio De Sica'nın filmlerinde fakirliği sevdirmesi gibi bir şeyler vardı. “Milano Mucizesi” filminde açlık sınırında yaşayan aile ile ilgili şu detayı unutmak mümkün mü?.. Ateşteki süt dökülür, yaşlı kadın ve çocuk yerde yayılan sütü nehir varsayıp, neşeyle oyun oynamaya başlarlar. Sanki karınlarını doyuracakları anı değil de oynayacakları anı bekliyorlarmış gibidirler.

Fakirliğin, yoksunluğun sevgisi ve romantizmi, bir dönemin nadide çizerlerinde; Zeki Beyner, Cafer Zorlu ve Eflatun Nuri gibi çizerlerde vardır. Onlar bu duygusal mizahın samimiyetini kendi hayatlarının birebir uzantısı olan çizgilerinde yaşatırlar.

Samimi olmayan hiçbir şey yoktur ne hayatlarında, ne de çizgilerinde. Fakirliği benimserler, benimsetirler, ama onun içinde her anı şaka konusu yapmaktan çekinmeden...

Eflatun, en zayıf, en yoksunlukla dolu yönlerini mizahın tepsisi içinde sergilemekten zevk alır. Zayıflıklarıyla gurur duyar. Onu Eflatun yapan onlardır. Çizgisinin mizah ve duyguyu birleştiren karışımı onu güçlü kılacaktır nasılsa.

Bu tavır, başarı peşinde koşan, nispetçi insanların savunma mekanizmasını çökertir. En aşağı tabakadan bakarak ince ince dalga geçmenin keyfiyle doludur hep. Burnu büyük, cebi dolu, başarı düşkünü tepeden bakanların Aşil topuğuna ok atıp durur.

Eflatun Nuri için 19 Ekim 2006 gecesi, Beyoğlu'nda Akşam Sefası adlı restoranda yapılan yaş günü gecesinden bir fotoğraf... (Semih Poroy Arşivinden...)


Eflatun’un mizah dolu evreni, yetenekle, beceri ve başarının ve zenginliğin değil yetenekle, yoksulluğun ve beceriksizliğin karışımından oluşur.

Gerçek mizahçılar hep böyledir. İngiltere’ye gider aç kalır. Bir tas çiğ pirinç yer. Sonra üzerine ağzını musluğa dayayıp su içer. Suyla karışan pirinçler, midesinde büyümeye başlar, büyür büyür büyür... Kahkahalarla anlatır bu hikayeyi Eflatun. Bir dürbünü ikiye kırarak arkadaşıyla paylaşır. Tekli dürbününü yanından hiç eksik etmez.

Onun hikayelerine, çizgilerine ya da kendisine takılan hiç kimse güç kazanamaz. Güç kaybeder. Oturacağı sandalyeyi kimin alıp nereye koyduğunu bir türlü bulamaz. Eflatun almıştır onu. Şaşkın, haylaz, romantik ve yetenekli çizer, kendi çizgilerinin bile tarif edemeyeceği komikliklerle dolu bir anı bulutuyla yolculuk eder. Hikaye anlatmakla yetinmeyen bir hikayecidir o. Bir hikaye kahramanıdır. kendi yazdığı hikayelerin kahramanı. Ne yazık ki hikaye kahramanları çok azaldı dünyamızda. Hikaye de o yüzden azaldı galiba. İnsanların hayatı giderek hikayesizleşiyor. Hikaye yaşayanlar da onları anlatmakta isteksizler.

Eflatun da gitti. Sonraki kuşaklar, tuhaf bir kararsızlıkla bakacaklar çizgilerine. Tabii ki özlemle de...

BEHİÇ AK (BİA)

(Evrensel Gazetesi / 21 Mayıs 2008)



YAŞAR FIRAT'IN ÇİZGİLERİYLE
EFLATUN NURİ ERKOÇ...

GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR


ERCAN AKYOL ÇİZİYOR


Ercan Akyol'un 21 Mayıs 2008 tarihinde Milliyet'te yayınlanan karikatürü...



"ESKİ ESERLER" ÖDÜL
TÖRENİ YAPILDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphaneler ve Müzeler Müdürlüğünün Karikatür Mizah Müzesi işbirliğiyle gerçekleştirdiği karikatür yarışmalarından ilki olan "Eski Eserler" konulu karikatür yarışmasının ödül töreni Saraçhanedeki Karikatür ve Mizah müzesinde gerçekleşti.
Ödül alanlar toplu halde görülüyor...
"Eski Eserler" konulu karikatür yarışmasında birinciliği Aşkın Ayrancıoğlu, ikinciliği Ömer Çam, üçüncülüğü Kürşat Zaman kazandılar. Başarı ödülleri ise; Ergül Aktaş, Mehmet Zeber, Musa Gümüş, Mehmet Kahraman arasında paylaştırıldı... Ödül kazanan 7 çizer ödüllerini müzede düzenlenen bir törenle aldılar.
HASLET SOYÖZ ÇİZİYOR

Haslet Soyöz'ün 21 Mayıs 2008 tarihinde Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

20 Mayıs 2008 Salı

İSTİKLAL CADDESİ
'PALA'SINI YİTİRDİ!..

O, yıllardır Beyoğlu'nun, İstiklal Caddesinin giderek yok olan özel renklerinden biriydi... "Pala Şair" Mustafa Yağcı, pek çok özel renklerimiz gibi sessiz-sedasız ayrıldı aramızdan...


Radikal gazetesinden Elif Türkölmez'in haberi de olmasa, İstiklal Caddesinin önemli bir renginin daha solduğundan haberimiz olmayacaktı şu karambol günlerde... Bu haberin mizahi bir yanı yok... Gerçekten yok mu?... Mizah da, Pala Şair kadar önemli renklerinden biri değil midir bu ülkedeki solgun ve yorgun hayatımızın?..

Rengârenk şapkası, pala bıyığı ve üzerindeki sayısız madalyasıyla tanınan Beyoğlu'nun renkli ismiydi Mustafa Yağcı... İstiklal Caddesi’nin değişmez simalarından Mustafa Yağcı, nam-ı diğer ‘Pala Şair’ geçen haftadan beri aramızda yok artık... Rengârenk şapkası, pala bıyığı ve üzerindeki sayısız madalyasıyla 16 yıldır her gün önünde durduğu Ağa Camii’nin önünde artık sadece bir fotoğrafı var. Onu sürekli Ağa Camii’nin önünde görmeye alışmış İstiklal müdavimleri bir haftadır Tokat doğumlu Yağcı’nın nerede olduğu merak ediyordu. Asmalımescit’te, gençlik yıllarından arkadaşları Pala Şair’in bir hafta önce kalp krizinden vefat ettiğini söyledi. Beyoğlu Çikolatacısı’nın önündeki milli piyangocudan simitçiye herkes Pala’nın çok hasta olduğunu, cenazesinin sessiz sedasız kaldırıldığını anlattı. En manidar cümleyse caminin önünde yıllarını onunla geçirmiş emektar kestaneciden geldi: “Pala çok yalnızdı. En büyük yoksulluk yalnızlıktır. Yoksa parasızlık ne ki?”

Yağcı, geçimini fotoğraf çektirdiği turistlerden aldığı birkaç kuruşla sağlıyordu. İkameti Asmalımescit olsa da düzenli kaldığı bir mekânı yoktu. Madalya ve rozetleri en değerli varlığıydı. Türk bayrağından zülfikâra, barış işaretinden film festivaline, İstanbul’un, Türkiye’nin tüm renklerini üzerinde taşımakla övünür, orada öylece bütün gün durmasının ülkeye kültürel bir hizmet olduğunu söylerdi. Yayımlanan tek şiir kitabıyla şair unvanını alan ‘Pala’, çok sevdiği İstiklal Caddesi’nden kaybolurken arkasında Ağa Camii önündeki fotoğraf sergisinde sergilenen son fotoğrafını bıraktı...


(Haber: Radikal Gazetesi-Elif Türkölmez-20 Mayıs 2008)


ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 20 Mayıs 2008 tarihinde Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

MUSTAFA YILDIZ'DAN
AĞAÇLARDA KARİKATÜR SERGİSİ

Manisa’nın Yeniköy beldesinde düzenlenen Bahar Şenliğinin bu yıl sekizincisi yapıldı. Yeniköy İlköğretim Okulu’nun öncülüğünde gerçekleştirilen şenlik 18 Mayıs 2008 Pazar günü gerçekleşti. Sekiz yıl önce Yeniköy İlköğretim Okulu Müdürü Ziya Çiçek’in öncülüğünde başlatılan ve yöre halkı tarafından ilgiyle izlenen Bahar Şenliğinde sanat, kültür, müzik iç içe oluyor. Yöresel tatlar, yemekler konuklara ikram ediliyor. Piknik alanındaki şenliğe yöre halkının tamamı katılıyor. Bu yıl şenliğe ülkemizin önde gelen sanatçı, yazar, şair, karikatüristleri katıldı. 18 Mayıs 2008 Pazar günü; Muzaffer İzgü, Savaş Ünlü, Bedriye Aksakal, Şükrü Erbaş, Aydın Şimşek, Tuğrul Keskin, Ragıp Özcan, Bektaş Kılınç Yeniköylü vatandaşlarla buluşup söyleşi yaptılar, kitaplarını imzaladılar. Karikatürist Mustafa Yıldız ise bir ilki gerçekleştirip ağaçlar üzerinde karikatür sergisi açtı. Şenliğin mimarı Okul Müdürü Ziya Çiçek, başlattığımız şenliğimizin halkımız tarafından benimsenmesi sevindirici bir şey. Çevremize model olabilirsek bundan mutluluk duyacağız. Ülkemizin saygın sanatçılarını yöre halkıyla buluşturmaktan onur duyuyoruz. İzmir ve yöre insanlarını şenliğimizde görmekten mutluluk duyuyorum, diye konuştu.

----------------------------------------------------------------

"YARI RESMİ GASTE"NİN

5. SAYISI 21 MAYIS'TA

ÇIKIYOR...

Emre Ulaş'ın tek kişilik dev kadrosuyla hazırladığı haftalık Yarı Resmi GASTE'nin 5. sayısı 21 Mayıs Çarşamba günü piyasada...

Haftalık yarı resmi Gaste'nin artık bir de blogu var. Derginin blog adresi şöyle: gastemizahdergisi.blogspot.com

----------------------------------------------------------------

LATİF DEMİRCİ ÇİZİYOR

Latif Demirci'nin 20 Mayıs 2008 tarihinde Hürriyet'te yayınlanan karikatürü...



MEHMET SELÇUK ÇİZİYOR

Mehmet Selçuk'un 8.Uluslararası Akdeniz Karikatür Yarışmasında özel ödül kazanan karikatürü...

19 Mayıs 2008 Pazartesi

SEFER SELVİ ÇİZİYOR

Sefer Selvi'nin 19 Mayıs 2008'de Evrensel'de yayınlanan karikatürü...

SON DAKİKA... SON DAKİKA...SON DAKİ

BAŞBAKAN 19 MAYIS
TÖRENLERİNE
GÖZÜ RAHATSIZ OLDUĞU
İÇİN KATILMIYOR!

19 Mayıs günü gelene kadar ülkedeki ve ülke dışındaki her türlü törene, geziye, açılışa, toplantıya, etkinliğe katılan, daha dün Eskişehirde stadyumda partisinin toplantısında konuşan Başbakan, iş 19 MAYIS törenlerine gelince gözündeki rahatsızlık nedeniyle törenlere katılmadı... Göze mi geldi dersiniz? Yok canım... Başta korumalar olmak üzere bütün gözler üzerinde... Başbakan RTE, örneğin, bir kavşak açılışı olsa mutlaka orda olurdu ama malum bugün 19 Mayıs... Kurtuluş savaşı mücadelesinin başlangıç tarihi ne de olsa... Böyle günlerde bazı gözler rahatsızlanır, hatta kanlanır... Çapak kaçar, toz kaçar, toprak kaçar... Göz bu, hassastır... Şu sıralar zaten malumunuz pamukçuk dönemi... Her tarafta ağaçlardan gelen pamukçuklar uçuşuyor. Başbakanın gözüne de bu pamukçuklar mı kaçtı acaba?.. Yoksa daha büyük bir şey mi?.. Örneğin bir Bandırma gemisi olabilir mi ya da baharla birlikte bu tür muhafazakar bünyelerde hepten artan özel bir "Mustafa Kemal" alerjisi... Ne dersiniz?..

GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR

SEMİH POROY ÇİZİYOR

Semih Poroy'un Cumhuriyet'te 19 Mayıs 2008'de yayınlanan çizgi bantı...