30 Eylül 2008 Salı
Ercan Akyol'un 30 Eylül 2008 tarihinde miliyet'te yayınlanan karikatürü...
Latif Demirci'nin 30 Eylül 2008'de Hürriyet'te yayınlanan karikatürü...
Musa Kart'ın 30 Eylül 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...
29 Eylül 2008 Pazartesi
- Yaaa kardeşim...Bu bayrama "Şeker" bayramı demek yeni çıkmış bişey diil ki...Ben bilirim çocukluğumdan beri "Şeker" de denir bu bayrama...Başbakan neden böyle her konuda insanları bölmeye, iki ayrı cepheye ayırmaya çalışıyor ki...
- Eeee bilader, zaten ikiye ayrılmadık mı bu ülkede?... Kimisi hanedan treninde malı götürüyor, kimisi de o trene bakıp duruyor bizim gibi...
İ. Bülent Çelik'in Vatan gazetesinde yayınlanan karikatürü... Bu ülke, AKP iktidarı sayesinde yargıyı o kadar yaraladı, o kadar saf dışı etti ki, sonuçta iş geldi yargının yerine MODERATÖR koymaya dayandı!..
28 Eylül 2008 Pazar
Yolsuzlukta sınır tanımayan, "PARANIN DİNİ OLMAZ" diyen, her numaraya sahip AK Partinin yeni yolsuzluklarında milletçe görüşmek üzere...
27 Eylül 2008 Cumartesi
Zafer Temoçin'in 27 Eylül 2008 Cumartesi günü Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...
Musa Kart'ın 27 Eylül 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...
Michael Dickinson beraat onrası Kadıköy Adliyesinin önünde zafer işareti yaparken...
(ANKA ) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ABD Başkanı George W. Bush’un “köpeği” olarak gösteren karikatürü nedeniyle İstanbul’da yargılanan İngiliz kolaj sanatçısı Michael Dickinson’un beraat etmesi, dünyada yankı buldu. Uluslararası haber ajansları, İstanbul’daki mahkeme kararını duyururken İngiliz medya organları, davanın Türkiye için bir test olarak görüldüğünü belirterek, “Beraatı, AB’nin Türkiye üzerindeki baskılarını bir ölçüde hafifletebilir” yorumunu yaptı.
İngiliz The Guardian gazetesi de, İstanbul muhabiri Robert Tait imzalı haberinde Dickinson hakkındaki davanın “Türkiye’nin ifade özgürlüğüne ilişkin hoşgörüsünün bir testi olarak görülüyordu” diye yazdı. 58 yaşındaki Dickinson’un Başbakan Erdoğan’ı hakaret etmekle suçlandığını, suçlu bulunsa iki yıla kadar hapis cezasına çarptırılmış olacağını anlatan gazete, “Beraatı, Ankara’yı, üyeliğin koşulu olarak insan hakları ve ifade özgürlüğünü iyileştirmeye çağıran AB’nin, Türkiye üzerindeki baskılarını bir ölçüde hafifletebilir” yorumunu yaptı.The Guardian, davanın dört duruşmasının yapıldığına işaret ederken de dava ile ilgili olarak Dickinson’un mensubu olduğu “Stuckish” sanat akımının üyelerinin, İngiltere’nin önceki ve şimdiki başbakanları Tony Blair ve Gordon Brown’u devreye girmeye çağırdığını anımsattı.
BAŞBAKAN'A 'HAKARETTEN
YARGILANAN İLK SANATÇI DEĞİL
"Dickinson’un Erdoğan’ı hakaret gerekçesiyle ilk yargılanan sanatçının olmadığını belirten gazete, Erdoğan'ın, “2005 yılında kendisini bir yün yumağına dolanmış bir kedi olarak gösteren bir karikatürist hakkında açtığı davayı kazandığını"nı belirtti. İngiliz yayın kurumu BBC ise, Dickinson’un Başbakanı hakaret suçlamasından beraat ettiğine dikkat çekerken yargıcın karikatürü “hakaret değil sanat eseri” olduğuna karar verdiğini kaydetti.
Dickinson’un Türkiye’de 20 yıldan beri çalıştığını belirten BBC, Türk mahkemesinin karikatürü “hakaret edici bazı unsurları içermekle birlikte eleştiri sınırları içinde görülebileceğini” söyleyerek beraat kararını verdiğini belirtti.BBC, Dickinson’un karar sonrası "AB’ye girmeye çalışan Türkiye’de benimki gibi bir kolajın suç sayılmaması gerektiği"ni söylediğine dikkat çekti.
(Vatan Gazetesi-27 Eylül 2008)
MİCHAEL DİCKİNSON'UN KOLAJLARINA
ULAŞMAK İÇİN LİNK ADRESİ:
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=GaleriHaber&ArticleID=900556&PAGE=1&Date=27.09.2008
İ. Bülent Çelik'in Vatan gazetesinde yayınlanan karikatürü... (25-09-2008)
26 Eylül 2008 Cuma
AKP iktidarı tarafından adeta "dilenci" yerine konan ve bu durumdan hiçte şikayetçi olmayan Türk halkı için üretilen yeni ekmek tipinde ekmeğin içinden çıkan bir elin dilendiği görülüyor. AKP Halk Ekmek Fabrikalarında 2009'dan itibaren üretilecek bu ekmekleri alan vatandaşların ekmeğiyle oynanmada böylece yeni bir aşamaya daha geçilmiş olacak. Dilenci tipi ekmeği alan vatandaş ekmeği sayesinde daha kolay dilenme fırsatı bulacak. 2009 yılının Mart ayında yapılacak yerel seçimler öncesi, AKP'li belediyelerin vatandaşı gene ne denli dilenci yapacağı düşünülürse bu yeni ekmek tipi gayet yerinde olacak. Eeeee sürekli ekmeğiyle oynanan ve bundan zerre kadar şiakyeti olmayan, ekmeklerimiz kadar ezik bir halka da bu tip bir ekmek yakışırdı. Üretenleri ve bunu da yiyecek olanları KUTLUYORUZ!..
Ercan Akyol'un 26 Eylül 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...
İslam dünyası birşeylerin katlini pek seviyor... Bu gerektiğinde bir çizgi film kahramanı bile olabiliyor. Bakın Hürriyet'te yer alan Miki Fare haberi bunu bir kez daha gösterdi...
Suudi Arabistan’da geçen hafta bir din adamının, ’Mickey Mouse gibi çizgi filmlerde sevimli hale getirilen farelerin katli vaciptir’ açıklaması Arap dünyasında ilahiyatçılar arasında tartışma yarattı.Mısır’ın ünlü kadın ilahiyatçılarından Suad Saleh, Egyptian Gazette’ye yaptığı açıklamada Suudi şeyhi Muhammed Munajid’in "Şeriata göre fareler tiksindirici ve pis yaratıklardır. Bu hayvanlar şeytanın uşaklarıdır. Mickey Mouse’ın katli vaciptir" şeklindeki fetvasını gülünç bulduğunu söyledi. Mısır’da ünlü bir TV programını sunan El Ezher Üniversitesi’nin eski dekanlarından Saleh, "Fetva bilgiye, mantığa ve nedene dayanmalı. İslami öğretilere göre, fareler öldürülmeli fakat bunu çizgi film karakteriyle ilişkilendirmek mantık dışı" diyerek ünlü çizgi film karakteri Mickey Mouse hakkında ölüm fetvası veren Suudi şeyhini sert dille eleştirdi. Saleh, Suudi şeyhin açıklamasının İslam’ın imajını gölgelediğini söyleyerek televizyonla halka seslenen din adamlarının daha sağduyulu olması gerektiğini belirtti.Suudi şeyh, Pekin Olimpiyatları’nı "Bikini Olimpiyatları" diye kınayarak, Şeytan’ı, kadın atletleri dar ve kısa giysiler içinde görmekten daha fazla mutlu edecek başka bir şey olmadığını öne sürmüştü. (Hürriyet-25 Eylül 2008)
Musa Kart'ın 26 Eylül 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...
25 Eylül 2008 Perşembe
Ercan Akyol'un 25 Eylül 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...
Leman dergisinin son sayısının kapağı özellikle gazete okumayanları ilgilendiriyor!..
Latif Demirci'nin 25 Eylül 2008 tarihinde Hürriyet'te yayınlanan karikatürü...
24 Eylül 2008 Çarşamba
Vay be kardeşim!.. Vay be Liboşum!.. Başbakanın dilinin ucu senin patronuna dayanmasaydı gene değişeceğin yoktu... Düne kadar Aydın Doğan medyasında Başbakanı ve AKP iktidarını yağlayan, olmadık yalakalıklar yapanlar sizler değil miydiniz ey Liboş kalem sürüsü... N'oldu da birden kalemlerinizin ucu Başbakana döndü?.. Olan şey açık... Başbakan bu kez patronunuza tek dalınca hepiniz birden bire demokrat kesilip başladınız salvoya... Daha önce aklınız nerede rehinde demezler mi kardeşim?.. Demezleeeeeer!.. Ama yemezleeeeer de!.. Bunu diyecek adam mı kaldı şu sallama medyada!!!
Düne kadar Başbakanı gereksiz yere şımartan, ona övgüler düzen genel yayın yönetmenleri, köşe yazarları n'oldu?.. İş patrona yaniiiiii cebinize dayanınca birden nasıl da anımsadınız ülkenizin çıkarlarını di miiiiii?.. Hay ben yiyiiiiim sizin demokrat kalemlerinizi beeeee!... Bakıyorum gazetelerinize, televizyon ekranlarınıza acayip bir fırtına kopuyor... Sanki bu adam düne dek başka biriydi de birden bire değişti... Oysa başbakan hep aynı adam... İlk günden beri hep aynı şeyi yapıyor, gören gözler için... Koca bir ülkeyi dümdüz ediyor 2002 yılının sonlarından beri AKP iktidarı... Tam 6 yıl olmuş... Ülkede bitirilmeyen kurum kalmamış... Her yer talan edilmiş, her yer dümdüz... Üstüne bir de üslup dümdüz gitmiş... Ama sizler işin ucu patronunuza dokununa dek SESİNİZİ ÇIKARMADINIZ!.. Suçlusunuz beyleeeeeer, suçlu!.. Gün gelir, devran döner mi, ben bu ülkede öyle birşey olacağına da inanmıyorum... Gün gelse, devran dönse de, o zaman da başka çalan-çırpan bir iktidar olur, HALK BÖYLE GÜDÜK OLDUKÇA!... Böyle bir halkla daha nice Recepler gelir başımıza... Nice Deniz Fener alayları geçer sokaklardan... Alay ede ede!...
Vay be kardeşim... Vay be Liboşum...Kabadayı bir dilin ucu patronuna dokundu diye nasılda demokrat kesildin böyle...Nasıl da gürlüyorsun bir kaç haftadır...Ama yarın rüzgar gene tersine döner...Başbakan, patronunuzla anlaşır ve sizin sivri kalemler gene çekmeceye konur...Biz bunu da biliyoruz... Hadi bakalım..Esin, gürleyin şimdi biraz...
Bunca rezilliğe, talana, yalana yıllarca ses bile vermeyip şimdi aniden coşanlara Koray Lama olarak derim ki: "GÜNAYDIN DOĞAN BE KARDEŞİM GÜNAYDIN DOĞAN!.."
Haslet Soyöz'ün 24 Eylül 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...
Ercan Akyol'un 24 Eylül 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...
Mustafa Bilgin'in 24 Eylül 2008'de Cumhuriyet'te yayınlanan çizgi bant karikatürü...
İ. Bülent Çelik'in Vatan gazetesinde yayınlanan karikatürü...
23 Eylül 2008 Salı
Musa Kart'ın 23 Eylül 2008 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan karikatürü...
Musa Gümüş ödüllere, başarılara doymayan bir karikatür ustası... Çiziyor, üretiyor, ödül üzerine ödül alıyor, yıllardır karikatür dersi veriyor... Musa Gümüş geçen hafta sonu Ankara'da Nezih Danyal Karikatür Vakfı Galerisinde bir karikatür sergisi açmıştı. Bakın MİZAHHABER'e ilettiği satırlarda neler diyor:
" Ankara'daki sergimin afişinde yer alan küresel ısınma ile ilgili karikatürüm, Yozgat Yerköy 80.Yıl İlköğretim Okulu öğrencileri tarafından okullarının duvarına çizilmiş. Öğretmenleri Sevgi Döğüncü,bu konu ile ilgili gönderdiği mailde şunları yazıyor:
"Hocam, hatırlarsanız geçen hafta Ankara'daki serginizde sizinle tanışmış ve eserinizi okulumuz duvarına öğrenciler ile birlikte yaptığımızdan bahsetmiştim. Ekteki fotoğraflar sizden alıntı olduğunu belirtir şekilde okulumuz duvarına işlenmiş halini göstermektedir. Hoşgörünüze öğrencilerim ve kendim adına teşekkür ederim. Saygılarımla... Sevgi Döğüncü-Yozgat Yerköy 80.Yıl İlköğretim Okulu Öğretmeni"
Sevgili Musa "Benim açımdan güzel bir olay. Mizahhaber'le paylaşmak istedim." diyor mektubunda... Gerçekten bir karikatürcü için en güzel anlardan biri bu. Çizdiğiniz karikatürün kağıttan öteye geçip bir okulun duvarında yaşamaya başlaması. Kutluyoruz sevgili Musa, keşke senin kadar üretken karikatürcülerimizin sayısı daha fazla olsa...
Latif Demirci'nin 23 Eylül 2008 tarihinde Hürriyet'te yayınlanan karikatürü...
Ercan Akyol'un 23 Eylül 2008 tarihinde Milliyet'te yayınlanan karikatürü...
Sefer Selvi'nin 22 Eylül 2008 tarihinde Evrensel'de yayınlanan karikatürü...
22 Eylül 2008 Pazartesi
21 Eylül 2008 Pazar
İ. Bülent Çelik'in 20 Eylül 2008 tarihinde Vatan gazetesinde yayınlanan karikatürü...
300 ayın sultanı soğuk sav-aşk
Bu sene soğuk sav-aşk 11 gün önceymiş, seneye soğuk sav-aşk tam yaza geliyormuş, yazlar serin geçecekmiş
Her 20 yılda bir, soğuk sav-aşk ramazana denk geliyormuş
“Sertleşme problemi” olan ilişkilere soğuk savaş mı, platonik aşk mı denir
Bu aşkta demokrasi yok, milliyetçilik bile var, II. Ilımlı Aşk Cumhuriyeti kurulmalı
Sevgi 657’ye bağlıyken, soğuk savaşk 666 iblise mi bağlıdır.
Karadeniz’de gemiciklerin mi battı?… Deniz feneri mi yanıltı?
Bence gemicikte her tarikattan bir dişi, bir erkek bulunmalıydı
Ben sana dedim Nuh dedin, peygamber demedin…
Mutluluğun resmini çizebilir misin?
Nasıl çizeyim çift direkli mi, tek direkli mi olsun…
Bu iş yerinde 2/B orman arazilerine mutluluğun resmi imar planı çizilmektedir
Aşkın gözü kör müdür? Koskoca deniz fenerini de mi görmedin ey % 46,65…
Halkın kendi kendine, “kendine Müslümanlar” tarafından sömürülmesine ne denir?
Denizden fener çıksa yerim
Zaten yemediğin nane kalmadı
Deniz fenerinin uzantısı denizkızı Eftelya’ya kadar gidiyormuş…
Bu medya kuruluşunda deniz feneri aleyhine haber yapılmasının cezası 500.000 dolardır…
Herhangi bir kişinin, herhangi bir kişiyi seviyor zannetmesine aşk mı denir?
Çölde kutup ayılarının, bahtsız bedevileri çekmesi, çekim kanunlarıyla açıklanabilir mi?
Koyunun olmadığı yerde, keçinin Abdurrahman Çelebiyle takılmasına aşk mı denir, acıma duygusu mu?
Aşk “69” ise soğuk sav-aşk “96” mıdır?
Aydın- Rte arasına soğukluk girmiş…
Biz birbirimizi tanımamışız, farklı çıkar gruplarından gelmişiz, yeni anladım
“Aydın Doğanlar” filmini herkes protesto etmeli
“Aydın” mıydı o?
Seviyorum ulen!.. Kurtaracağım seni bu dünyadan…
Şu protonları bi çarpıştıralım
Evreni değiştireceğiz,
Pembe pancurlu malikanemiz olacak…
Paris Hilton bundan sonra deniz fenerinde yaşayacak…
Protonlar çarpışınca, evren değişince, türban sorunu da çözümlenir mi?
Ha… evet bütün kızlar türbanlı doğacaklar
Heyt be!.. Ben de “yeni evrenin imamı” olurum artık…
Metin Akbulut
19 Eylül 2008 Cuma
Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın isimli karikatür sergisi, 26 Eylül 2008 Cuma günü sezonun ilk sergisi olarak Eskişehir'de bulunan Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde açılıyor.
Umut Vakfı’nın düzenlediği sergide silah ve silahlanmanın toplum ve çevre üzerinde bıraktığı izler gözler önüne seriliyor. Umut Vakfı tarafından hazırlanan raporda, dünyada ve Türkiye’de silah kullanımının her yıl arttığına vurgu yapılıyor. Yaklaşık rakamlarla, ülkemizde her yıl 3000 kişi silahlarla öldürülüyor. İnsanlar ruhsatlı, ruhsatsız 9 milyon bireysel silah taşıyor. Güzel ülkemizde hala ateşli silahlarla kutlamalar yapılıyor, kan davalarında silahlar konuşturuluyor, denetimsizce ve kolaylıkla ateşli silahlar temin edilebiliyor.
ŞEVKET YALAZ
28 Eylül; Bireysel Silahsızlanma Günü olarak bilinir. Hiç olmazsa yılda bir gün bu konunun gündeme gelmesi istenir. Umut Vakfı yöneticileri Türkiye’de insanların bu konuda bilinçlenmesi ve dikkatlerin bu konuya yönelmesi için 1993 yılından beri çaba gösteriyor. Seminer, konferans, sempozyum gibi bilimsel toplantılar yapıyor, basın toplantılarıyla raporlarını açıklıyor, çeşitli dallarda yarışmalar yapıyor ve ödüller veriyor. Geçen yıl “Bireysel silahsızlanma: Yaşama hak tanıyın” başlıklı ulusal bir karikatür yarışması düzenlenmiş, yarışmaya (18 yaş altı ve 18 yaş üstü) 265 katılımcı, 468 karikatür göndermiştir. Bu yarışmaya katılan karikatürlerden seçmeler “Bireysel Silahsızlanma Günü” kapsamında Eskişehir’de Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde sergileniyor.26 Eylül 2008 Cuma günü Saat: 17.30da Eskişehirli sanatseverlerle buluşacak olan sergi bireysel silahsızlanma konusunu mizahi bir dille ele alarak toplumu bilinçlendirmeyi hedefliyor. Sergi; 17 Ekim’e kadar izlenebilecek.
Açılış: 26 Eylül 2008, Saat: 17.30
Yer: Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesi
Akcami Mh. Malhatun Sk. No:6 Odunpazarı ESKİŞEHİR
Sergi Süresi: 26 Eylül – 17 Ekim 2008
Tel: 0 (222) 230 02 01 / 0 (222) 335 05 80/1693
Dünyanın baş jandarması ve baş belası Amerika, gene büyük bir krizin de merkezi olarak hizmetimizde!.. Amerikadan herhangi bir hayır göremeyen şu zavallı dünya şimdi de büyük Amerikan şirketlerinin takır takır batmasıyla büyük bir krizin eşiğinde debeleniyor... Dertleri sadece "GÖTÜRMEK" olan AKP hükümetinin umurunda olmayan bu kriz, Sazan Türkiyeyi tabii ki her taraftan daha geç vuracaktır. Ne de olsa artık Türk insanına birşeyler girdiği anda bile hissetmesi epey zaman alıyor!.. Bakın bazı şirketler batışı engellemek için üstdüzey yöneticilerini yukarda gördüğünüz şekilde işten çıkarmaya başlamış bile... Buna "Coni Modeli" diyebiliriz... Bir düğmeye basıyorsunuz, üst düzey, alt düzey bir anda uçup gidiyor... Yani birileri gene düğmeye basmak üzere canım kardeşim... Sen sökük düğmeni dikmeye devam eeeet!..
------------------------------------------------------------
ERCAN AKYOL ÇİZİYOR
Ercan Akyol'un 19 Eylül 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...
Malum Yimpaş'lar, Kombassan'lar, Demirkaya'lar, bilumum belediye yolsuzlukları ve de üstüne Deniz Feneri yetmez bu pek mümin (!) topluma!.. Biz MİZAHHABER olarak düşündük taşındık, Deniz Fenerinin üstüne kurulacak yeni GÖTÜRÜ hareketi için oldukça uygun bir isim bulduk: "İFTAR ÇADIRI"... Evet, belediyelerin Ramazan sömürüsünde sınır tanımadığı iftar çadırları bu yeni götürü hareketin adı olabilir. "İftar Çadırı" hareketiyle bu kez de çadırda iş bitirilir. Euro-Dolar-YTL Allah ne verdiyse götürülür. Daha mümin (!) kardeşlerimizin mübarek yastık altlarında götürülecek çooook birikimi var. Uyanık İslamcı girişimcilere duyurulur!!!!!
18 Eylül 2008 Perşembe
Haslet Soyöz'ün 19 Eylül 2008 tarihinde Milliyet'te yayınlanan karikatürü...
Ercan Akyol'un 18 Eylül 2008 Perşembe günü Milliyet'te yayınlanan karikatürü...
-Kırmızıda geçerim ben de tıpkı senin gibi... Ne kadar yırtınsan da sen benden geliyorsun ey İnsanoğlu!..
İ. Bülent Çelik'in Vatan gazetesinde yayınlanan karikatürü...
17 Eylül 2008 Çarşamba
Cihan Demirci'nin MİZAHHABER için özel olarak çizdiği karikatür geçen yıl 20 Temmuz 2007 tarihinde blogumuzda yayınlanmıştı. Bu karikatür bugünlerde daha da güncel hale geldi... Yılmaz Özdil'in 17 Eylül 2008 tarihli yazısının adresi ise şöyle: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9914984.asp?yazarid=249&gid=61
Bu adres ise 20 Temmuz 2007'de yayınlanan karikatürün MİZAHHABER'deki adresi: http://mizahhaber.blogspot.com/2007/07/cihan-demirci-iziyor.html