27 Şubat 2009 Cuma

CEMAL NADİR
GÜLER
ÖLÜMÜNÜN
62. YILINDA
SEVGİYLE
ANIYORUZ...

Çağdaş Türk karikatürünün kurucu isimlerinden sayılan, Türk karikatürüne pek çok yeniliği getiren Cemal Nadir Güler usta, bundan tam 62 yıl önce, henüz 45 yaşındayken 27 Şubat 1947'de dünyaya veda etmişti.

CEMAL NADİR GÜLER, Nazım Hikmet'le aynı yıl doğmuş... 1902 yılında... 1947'de henüz 45 yaşındayken yaşamını yitiren Cemal Nadir Güler, bundan 7 yıl önce, 2002 yılında "Doğumunun 100. Yılı" nedeniyle yıl boyunca Karikatürcüler Derneğinin düzenlediği etkinliklerde anılmıştı. O dönemde Karikatürcüler Derneğinin genel sekreterliğini yapan Cihan Demirci, Karikatürcüler Derneğinin yayınladığı "CEMAL NADİR 100 YAŞINDA" adlı kitabı hazırladı. Kitabın girişinde Cemal Nadir'in 1942 yılında "KARİKATÜR" üzerine söyledikleri yer alır. Bu önemli sözleri bir kez de buraya aktaralım...

“Ben karikatürü bir güzel koku gibi insana bir an zevk verdikten sonra elde bir boş şişe veya sarı bir leke bırakıp havaya karışan bir marifet olmaktan başka türlü anlıyorum. O ne palyaçoluktur, ne de göbek attıran, çeneleri ağrıtan kahkahadır. Bence karikatür , insan beyninin muhtaç olduğu tebessüm ve tefekkürü (düşünceyi) temin eden bir güzel sanat olmalıdır...” Cemal Nadir Güler (15/10 1942)

Çeşitli çizerlerden CEMAL NADİR portreleri...

MÜNİF FEHİM'İN FIRÇASINDAN
CEMAL NADİR GÜLER

(1902-1947)

Cemal Nadir’in kendisine atfedilen pek çok fıkra vardır. Bunların içinde en ünlüsü onun az gülmesiyle ilgilidir... O ünlü fıkrayı bir kez daha anımsayalım:
Üzüntülü bir gününde Cemal Nadir’e sorarlar:
- Bu ne somurtkanlık Allah aşkına üstad?.. Halbuki sen “Güler”sin!..
Cemal Nadir cevap verir:
- Yanılıyorsun dostum... Ben “Nadir Güler”im!..

Gerçekten de büyük çoğunluğu çileli geçmiş hayatına bakarsanız Cemal Nadir aslında bu fıkradaki gibi hep “Nadir” gülmüş... Bu kitap çalışması nedeniyle onun hayatını son 6 ayda oldukça yoğun bir şekilde inceleyen, adeta hayatının içersine giren biri olarak şunu söyleyebilirim; madden rahata ermeye başladığı yılların 1940’lı, özellikle de Cumhuriyet’te çalışmaya başladığı 1943 sonrası olduğu görülüyor... Zaten ölümü de 1947 yılının 27 Şubat’ıdır... Yani Cemal Nadir usta ömrünün ancak son 4-5 yılında rahat yüzü görür gibi olmuş, tam en olgun dönemine girmek üzereyken de ne yazık ki aniden ayrılıp gitmiştir bu dünyadan...



Cemal Nadir öyle bir dönemde yaşamış ki, o bile başlı-başına fırtınalı bir yaşam sürmesine yetmiş... Doğduğu yıl; 1902... 20. yüzyılın hemen başları... Çökme aşamasındaki sancılı bir Osmanlı İmparatorluğu dönemi... Düşünün tam çocukluk yıllarına girdiğinde yani 1914’te 1. Dünya Savaşı patlıyor... Derken 1. Dünya Savaşı ardından Kurtuluş savaşı yıllarına ve kurulma sancıları çeken bir cumhuriyete denk gelen ilk gençlik yılları... Ardından tam gençlikten olgunlaşmaya doğru geçtiği bir dönemde bu kez 2. Dünya Savaşı patlıyor ve 2. Dünya savaşının o sıkıntılı yokluk, karne günleri içinde buluyor bu kez kendini... Sonuçta savaşın bitiminden 2 yıl sonra da ölümü geliyor!.. Yani 45 yıllık kısa ömrüne 2 dünya, bir kurtuluş savaşıyla, bir cumhuriyetin kuruluş dönemi denk düşüyor... 2002 yılının 27 Şubat’ında Karikatür ve Mizah Müzesinde yaptığımız; “55. Ölüm Yıldönümünde Cemal Nadir’i Anma Toplantısı”nda Ferit Öngören şu ilginç saptamayı yapmıştı: “Bunca çok şeyi, çok az bir zamana sığdıran Cemal Nadir’in yaşamı o kadar kısa sürmüş ki, en kısa ay olan Şubat’ın bile 28’ini çıkartamayıp 27’sinde göçüp gitmiş ne yazık ki!..”


Böyle bir periyot kaç insanın ömrüne denk düşer acaba?.. Açıkçası Cemal Nadir gibi “duyarlı” bir insanın kalbi bunca savaşa gene iyi dayanmış diye düşünüyor insan!..

Türk karikatürüne "Amcabey" ile ilk çizgi bant tipini getiren, karikatürün gazetelerin birinci sayfasında yer almasında öncülük eden, pek çok çizgi tip yaratan, "Amcabey" dergisiyle mizah dergiciliğini halkla buluşturan, o imkansızlıklar içinde çizgi film yapmayı bile hayal eden, karikatürü ilk kez geniş halk kitlelerine sevdiren, karikatürcü yetiştiren ilk usta olan, karikatür üzerine yaptığı söyleşilerde oturacak yer bile bulunmayan Cemal Nadir Güler, 27 Şubat 1947’de öldüğünde o güne İstanbul’da pek görülmemiş bir şey olur ve adeta hayat durur... Cenazesinin kalkacağı gün İstanbul’da esnaf dükkanını açmaz ve nerdeyse tüm İstanbul halkı Cemal Nadir’in cenazesine koşar... O güne bir “sanatçı” cenazesinde görülmemiş bir insan seliyle, onu çok sevmiş İstanbul halkının gözyaşları içersinde 28 şubat 1947’de Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verilir...

Türk karikatürünün bu öncü ismini, bu büyük ustasını ölümünün 62. yılında bir kez daha sevgi ve özlemle anıyoruz...

CİHAN DEMİRCİ

CEMAL NADİR'DEN
BİR KAÇ KARİKATÜR...

Bir Hırsız yanlışlıkla bir vurguncunun evine girmişti!

(Anlayacağınız bu toplum 40'lı yıllarda aynıymış, değişen bir şey yok!)

-----------------------------------------------------------------
ABDÜLKADİR DEMİRHİNDİ'NİN

ÇİZGİSİYLE CEMAL NADİR