25 Şubat 2010 Perşembe

KORAY LAMA
YAZIYOR...
KAPATILMA DAVASI
AÇILSIN DİYE
YIRTINAN BİR PARTİ:
AKP!
Gene arayı çok açtık biliyorum sevgili MİZAHHABER okurları... Ama ne yapayım, ülke o kadar tatsız ve herşey o kadar ara sıcak olarak servisteki, içimden yazmak gelmedi bir süre... Ama son günlerde gene tırmanan iyi bildiğimiz rezil bir oyun, gene kalemi elime aldırdı...
Sevgili MİZAHHABER'ciler "ama" demeyen "Lama" diyen yazarınız Koray Lama, uzunca bir süreden sonra yeniden burada... Lama dedim de geçen gün medyaya "Tuuuu sana" diyen Bülent Arınç'taki vaziyeti ya da AKP milletvekillerinin arka arkaya ettikleri lafların dozunu görüyorsunuz herhalde... Artık ezberlediğimiz, ilkokul müsameresinden de beter bir oyun gene AKP tarafından sahneye konuldu son günlerde... Bilinçli olarak bundan 3 yıl önce yaşananları aynen sergileyen AKP, yeni bir "kapatılma davası" açılması için varıyla, yoğuyla çırpınıyor. Çünkü 2007 seçimlerde de gördüler ki, ne zaman "mağdur" rolü oynasalar oyları artıyor bu partinin...

Oysa onlar artık mağdur filan değil. Mağrurun bile ötesine geçtiler. Marul desek daha doğru. Göbekli bir marul artık hepsi. Palazlandıkça, zenginleştikçe, ülke insanının kanını sömürdükçe daha da "marul göbekli" daha da "nokta bıyıklı" oluyorlar...

Mağdurlar epeydir değişti bu ülkede... Şu anda mağdur arıyorsanız birinci sırada askerler olmalı... Bu ülke insanı "mağdur" gözükene bastırmıyor mu oyu, o halde askerlerin bir partisi olsa iktidar bile olabilir bu mağduriyetle...

AKP de zehir gibi biliyor ki, bu ülkede darbeler dönemi çoktan bitmiştir. Artık darbe olacaksa bunu da yapacak olan ve yapmakta olan "sivil" iradedir. Hem bu ülkede 12 Eylül darbesi bizim asker istediği için mi olduğunu sanıyorsunuz?... O zaman çok safsınız. 12 Eylül ABD istediği için olmuştur. Sonuçta bu darbe; ABD ne isterse onu yapan bir ordu tarafından gerçekleştirilmiştir. ABD denen güç şu anda herhangi bir darbe istememektedir. Çünkü darbe yapacak ortamın zerresi yok ülkede... Bakın ülkede korkunç şeyler oluyor, zerre kadar tepki bile duyamıyorsunuz. Çünkü 12 Eylül'den bu yana çalışan 30 yıllık kum saati Türkiye'de kendine yabancılaştırılmış bir halk yarattı. Örgütlü olmayan, sivil toplum gücü olmayan, işçisi, emekçisi kalmayan, zavallı, ezik, çaresiz bir toplum... Bu topluma mı darbe yapacaksınız?.. Ülkede muhalefetin zerresi yok. Herkes korku boku akparti olmuş, üçbuçuk atıyor... Ortada iktidarı en ufak rahatsız edecek bir güç yok... Buna rağmen her alanda ülkeyi duvara çarpttıran AKP, yandaş medyasının olağanüstü çalışmasıyla "darbe de darbe" diye yırtınıyor... Zira kafayı "darbe" ile meşgul ederken küpler daha kolay doluyor, ülke daha kolay talan ediliyor, AKP zihniyeti daha da zengin, halk daha da yoksul olabiliyor.

Böylesi bir ortamda, oylarının düşmeye başladığını gören ama adeta bir "diktatör parti" haline gelen AKP ardı ardına çalışmalar yapıyor yeniden kapatılma davası açılması için. Bu tuzağa düşmemek gerekir. Eğer Türkiye 2007'den sonra gene aynı tuzağa düşerse artık herşeyi hak eden bir ülke demektir. Bu dava açıldığı gün zaten her anlamda finalini yapan bu ülke tamamen bitecektir. Ortaya çıkacak olan ülke ise artık bizim ülkemiz değildir.

Bu nedenle bu kez AKP'nin bu ucuz oyununa gelmemek gerekiyor. Kapatılma davası onların ellerinde kalan tek silahtır. O silahı onların eline vermek intihar etmek demektir. 8 yılda 80 yılda oluşmuş tüm değerleri dümdüz eden, başka bir cumhuriyet ortaya çıkaran, bu yolda kendi elemanlarını her kuruma sokan, kendinden olmayanı bu ülkede istemeyen AKP gerçek anlamda alaturka bir faşizmin tarihini yazmaktadır.

70'li yıllarda "Faşizme karşı omuz omuza" dedikten sonra erkenden yorulup, omuz omuza para kazanmaya dalan dünün sahte solcuları, bugünün uyduruk liberalleri asıl şu anda bağırmaları gereken bir sloganı bundan 35-40 yıl önce haybeye harcamışlar...

Bir milletvekili çıkıyor "Onlar bizi 40 yıl fişledi, şimdi biz onları fişliyoruz" diyerek açık açık AKP'nin yargı eliyle neler yaptığını gayet güzel itiraf ediyor... Bir başkası çıkıp: "İktidara karşı çıkanların kanı bozuktur" diyebiliyor. Bülent Arınç; "Kutlu yürüyüşümüz asla ve asla durdurulamaz" diye yürüyüşün nasıl bir yürüyüş olduğunun altını en kalın şekilde çiziyor... Tüm bunlar "kapatılma davası" için kasaba kurnazlığıyla döşenen taşlar... Bu taşları dava yolunda döşemeyelim...Bu kez onların kurnazlıklarına "akıl" yoluyla karşı duralım... AKP, herhangi bir dava açılmadığı taktirde zaten kendi kendini yok etme sürecine girmiştir.

Ülkenin bütün çivilerini yerinden söküp güç gösterisi yapanları, kendinden olmayanı fişleyen, ona kanı bozuk diyenleri tarih karanlık sayfalarına alacaktır... AKP'nin ucuz müsameresini davayla taçlandırmayan bir Türkiye bugünkünden daha soluk alıcı bir ülke olacaktır...

Biliyorum çok ciddi bir yazı oldu ama ne yapayım "ama" diyemiyorum "Lama" diyorum, ortam öylesine kasvetini giymiş ki, bunları yazmak geldi içimden... AKP'siz günlerin özlemiyle, kasvetten uzak sevgiler...

KORAY LAMA