AKBULUT
YAZIYOR
ŞİMDİKİ
ZAMAN
BÖLGESİ:
Dağlar; denize paralel, deniz fenerine dik, krize teğet…
Zengin; daha zengin ve anti laik, fakir; aciz ve çıkarcı, ortadirek; güçsüz ve ılımlı,
Aydın; nezarette mutsuz ve umutsuz, dönek; taraf, ılımlı muhafazakar, mutlu ve zengin
Kışlar; türbanlı ve paltolu, yazlar; haşemalı ve takunyalı
Ben; sizden biriyim kadar yalancı, sizler olmasanız ben olmam kadar kendine yabancı
Ben; koskoca ben mi? Kaf dağındaki ben mi?
İnsan; bugün yaşıyormuş gibi tepkisiz, yarın ölecekmiş gibi sessiz, fütursuz, gelmişini geçmişini kutlayacak kadar maganda ve saygın…
Hayat; devam ediyormuş gibi sıradan, yarın “güzel” ölecekmiş gibi yalandan, kendine müslüman…
Yaşam; çok renklilik, çok seslilik adı altında tek tip, sanal ve teknolojik avam ve ılımlı,
Zaman; ‘aboneye’ beleş ve paralel, laiklere zaman kötü ve kolla…
Dolar; düşük ve sisteme uygun, borsa, yüksek yabancıya yakın, sana uzak
Yıllar; % 47 oranında muhafazakar ve ılımlı… kıllar; kırpık ve seyrek
Başbakan; ananı almadan gitmene izin vermeyecek kadar demokrat, gemicik alacak kadar mahzun.
Aşk; parayla birlikte değeri artacak kadar kutsal, müzik; 50 cent etmeyecek kadar kaba ve çirkin.
Göz altıları; laiklere dik ve saldırgan, deniz fenerine ılımlı ve teğet.
İnsan; en büyük sensin, yaşam, tv programları, siyaset, her şey, senin elinde, “halk ne isterse o olur” diyecek kadar “demokratik”, gerektiğinde “bi kilo bulgura, kömüre satarım sizi! diyerek posta koyacak kadar küstah çıkarcı
Trend; doğal ayaklarında avam kokan, kırsal güvenli alaturka karakter “in”, züppelik out
Felsefe: bugün ılımlı islamcıdan çok islamcı, yarın küresel güçler ne isterlerse ona paralel
Siyaset: laiklik karşıtı merkezlerin odak noktalarıyla ve küresel sermaye ile paralel, laik ve ulusalcı kesime dik…
Ölüm; ya “güzel” ölecekmiş gibi öl, ya da ananı al da git!
Sistem; döneklerle takunyalılara paralel, laikler ve ulusalcılara kıl ve düşman
Dünya; paralel evrenlere dik, BOP’a paralel…
Demokrasi; amaç olmayacak kadar gereksiz, araç olacak kadar seviyeli.
Mizah: eleştiriye kapalı, sana dokunmayan her şeye, belden aşağıya, Kasımpaşa’ya paralel
Erkekler: sıradan, kirli sakallı, ceketli kaba ve avam, kadınlar; sıradan avam rüküş veya türbanlı.
Yakın Geçmiş Zaman
Başbakan; şair ve nazik, avrupai ve hayalci
Dolar; yüksek ve gururlu, borsa - TL; Düşük ve mahcup, faiz; yüksek ve tehlikeli
Siyaset; kamusal alana laik, liberal sermayeye paralel, demokrat sol ve milliyetçi, insanlar parasız ve işsiz
Memur; işini bilecek kadar akıllı, ölüm: die hard I- II kadar hareketli
Zaman; kollanamayacak kadar kötü, espriler; avamlığa paralel, kollanacak döte dik,
Kızlar; lay,lay ve tiki, erkekler; ciks ve züppe dönek; mutluca
İnsan; “ben farklıyım, sizden biri değilim, ben cool’um” ayaklarında kendine yabancı, değersizlik duygularına paralel…
Geçmiş Zaman :
Zengin; küstah ve kötü, çirkin ve şişman, fakir; gururlu ve mahcup güzel ve iyi, solcu; gururlu ve hırçın, sağcı; avam ve kaba.
Hayat; siyah ve beyaz, insanlar mutlu saygılı ve tek tip.
Müzik; kaliteli ve karışık aşk; pembe, hayalci ve imkansız.
Sen; saygın ve gururlu.
Zaman; gelmişinin geçmişinin mazisine paralel, gelecekteki Niyazi’ye dik
Mizah; eleştirel, siyasete, sisteme dik ve gururlu…
Dönek; önce dumanı, sonra bacası… ne yuvarlaklığı? hepinizin top olduğunu gösteriyor.
Kadın-erkek; masum ve hanım/bey-efendi aseksüel sanatçı tadında, gerçek doğasına aykırı, ve yabancı…
Gelecek Zaman; çok mu zamansız geldik
Geniş Zaman: Atatürk’ün izinden gideceğiz kadar yalandan.
Dönek; her zaman olduğu gibi “geliştim, çağa duydurdum” ayaklarında işini bilen, mutlu, kazanan çıkarcı…
Felsefe; “yarın işten atılacakmış gibi, patrona yalakalık yap, hiç işten atılmayacakmış gibi patrona saygı göster”
Alem; “el alem ne der?” lere dik, alem döt olmuşa paralel…
Şimdiki zamandan, şimdiki zamanın rivayetine geçiş yapıyoruz, lütfen yaşı-yormuş gibi yapın.
Metin Akbulut