14 Haziran 2010 Pazartesi

METİN
AKBULUT
YAZIYOR
ŞİMDİKİ
ZAMAN
BÖLGESİ:

Dağlar; denize paralel, deniz fenerine dik, krize teğet…

Zengin; daha zengin ve anti laik,
fakir; aciz ve çıkarcı, ortadirek; güçsüz ve ılımlı,

Aydın; nezarette mutsuz ve umutsuz, dönek; taraf, ılımlı muhafazakar, mutlu ve zengin

Kışlar; türbanlı ve paltolu, yazlar; haşemalı ve takunyalı

Ben; sizden biriyim kadar yalancı, sizler olmasanız ben olmam kadar kendine yabancı

Ben; koskoca ben mi? Kaf dağındaki ben mi?

İnsan; bugün yaşıyormuş gibi tepkisiz, yarın ölecekmiş gibi sessiz, fütursuz, gelmişini geçmişini kutlayacak kadar maganda ve saygın…

Hayat; devam ediyormuş gibi sıradan, yarın “güzel” ölecekmiş gibi yalandan, kendine müslüman…
Yaşam; çok renklilik, çok seslilik adı altında tek tip, sanal ve teknolojik avam ve ılımlı,


Zaman; ‘aboneye’ beleş ve paralel, laiklere zaman kötü ve kolla…

Dolar; düşük ve sisteme uygun, borsa, yüksek yabancıya yakın, sana uzak

Yıllar; % 47 oranında muhafazakar ve ılımlı… kıllar; kırpık ve seyrek

Başbakan; ananı almadan gitmene izin vermeyecek kadar demokrat, gemicik alacak kadar mahzun.

Aşk; parayla birlikte değeri artacak kadar kutsal, müzik; 50 cent etmeyecek kadar kaba ve çirkin.

Göz altıları; laiklere dik ve saldırgan, deniz fenerine ılımlı ve teğet.

İnsan; en büyük sensin, yaşam, tv programları, siyaset, her şey, senin elinde, “halk ne isterse o olur” diyecek kadar “demokratik”, gerektiğinde “bi kilo bulgura, kömüre satarım sizi! diyerek posta koyacak kadar küstah çıkarcı

Trend; doğal ayaklarında avam kokan, kırsal güvenli alaturka karakter “in”, züppelik out

Felsefe: bugün ılımlı islamcıdan çok islamcı, yarın küresel güçler ne isterlerse ona paralel

Siyaset: laiklik karşıtı merkezlerin odak noktalarıyla ve küresel sermaye ile paralel, laik ve ulusalcı kesime dik…

Ölüm; ya “güzel” ölecekmiş gibi öl, ya da ananı al da git!

Sistem; döneklerle takunyalılara paralel, laikler ve ulusalcılara kıl ve düşman

Dünya; paralel evrenlere dik, BOP’a paralel…

Demokrasi; amaç olmayacak kadar gereksiz, araç olacak kadar seviyeli.

Mizah: eleştiriye kapalı, sana dokunmayan her şeye, belden aşağıya, Kasımpaşa’ya paralel

Erkekler: sıradan, kirli sakallı, ceketli kaba ve avam, kadınlar; sıradan avam rüküş veya türbanlı.

Yakın Geçmiş Zaman

Başbakan; şair ve nazik, avrupai ve hayalci

Dolar; yüksek ve gururlu, borsa - TL; Düşük ve mahcup, faiz; yüksek ve tehlikeli

Siyaset; kamusal alana laik, liberal sermayeye paralel, demokrat sol ve milliyetçi, insanlar parasız ve işsiz

Memur; işini bilecek kadar akıllı, ölüm: die hard I- II kadar hareketli

Zaman; kollanamayacak kadar kötü, espriler; avamlığa paralel, kollanacak döte dik,

Kızlar; lay,lay ve tiki, erkekler; ciks ve züppe dönek; mutluca

İnsan; “ben farklıyım, sizden biri değilim, ben cool’um” ayaklarında kendine yabancı, değersizlik duygularına paralel…

Geçmiş Zaman :

Zengin; küstah ve kötü, çirkin ve şişman, fakir; gururlu ve mahcup güzel ve iyi, solcu; gururlu ve hırçın, sağcı; avam ve kaba.

Hayat; siyah ve beyaz, insanlar mutlu saygılı ve tek tip.

Müzik; kaliteli ve karışık aşk; pembe, hayalci ve imkansız.

Sen; saygın ve gururlu.

Zaman; gelmişinin geçmişinin mazisine paralel, gelecekteki Niyazi’ye dik

Mizah; eleştirel, siyasete, sisteme dik ve gururlu…

Dönek; önce dumanı, sonra bacası… ne yuvarlaklığı? hepinizin top olduğunu gösteriyor.

Kadın-erkek; masum ve hanım/bey-efendi aseksüel sanatçı tadında, gerçek doğasına aykırı, ve yabancı…

Gelecek Zaman; çok mu zamansız geldik

Geniş Zaman: Atatürk’ün izinden gideceğiz kadar yalandan.


Dönek; her zaman olduğu gibi “geliştim, çağa duydurdum” ayaklarında işini bilen, mutlu, kazanan çıkarcı…

Felsefe; “yarın işten atılacakmış gibi, patrona yalakalık yap, hiç işten atılmayacakmış gibi patrona saygı göster”

Alem; “el alem ne der?” lere dik, alem döt olmuşa paralel…

Şimdiki zamandan, şimdiki zamanın rivayetine geçiş yapıyoruz, lütfen yaşı-yormuş gibi yapın.

Metin Akbulut