28 Şubat 2011 Pazartesi

SEMİH POROY ÇİZİYORSemih Poroy'un Cumhuriyet gazetesinde 28 Şubat 2011 tarihli çizgi bant karikatürü...

CİHAN DEMİRCİ'DEN LAFORİZMA

"Kadayıfın altı kızardı demişti ama, çadır arkadaşı Kaddafi'nin altı kızarırken gidiverdi..."

CİHAN
DEMİRCİ'DEN
SİYASİ MİZAHIN
BAŞINA
GELENLERİN
SÖYLEŞİSİ
26 Şubat Cumartesi günü, Kadıköy Belediyesinin Caddebostan'daki Muhtar Özkaya kütüphanesinde, Cihan Demirci'nin "Siyasi Mizah Neden Geri Düştü"
başlıklı söyleşisinde siyasi mizahın 6 asırdır
başına gelenler anlatıldı...

Cihan Demirci, iki saati aşan söyleşide siyasi mizahın 600 yüzyılı aşkın süredir yaşadıklarını anlattı...

Mizah yazarı-karikatürcü ve mizah tarihi araştırmacısı Cihan Demirci, 26 Şubat Cumartesi günü, Caddebostan'da bulunan Kadıköy Belediyesi Muhtar Özkaya Kütüphanesinde "Siyasi Mizah Neden Geri Düştü" başlıklı görsel sunumlu söyleşisini gerçekleştirip kitaplarını imzaladı. 2 saati aşan söyleşiye mizahın başlangıç döneminde köklerine giderek başlayan Cihan Demirci, Osmanlı'da hiciv şairlerinin başlarına gelenlerin siyasi mizahın gördüğü baskıların miladı olduğundan bahsederek; 1404'te Şair Nesimi'nin başına gelenlerden başlayıp ta bugünlere dek siyasi mizah yapmaya kalkanların zorlu, çileli maceralarını görsel sunum eşliğinde izleyenlere aktardı. Kütüphane salonunu dolduran izleyiciler mizah tarihinde siyasi mizah yapanların başlarına gelen bilmedikleri pek çok bilgiyi bu tarih yolculuğunda öğrenmiş oldular. İzleyenlerin sorularıyla biten; 600 yılı aşan bu serüvende görülen oydu ki, siyasi eleştiriye dayalı siyasi mizah bu topraklarda hiçbir zaman hoşgörüyle ve anlayışla karşılanmamış. Başlangıçta; asılarak, boğularak, zehirletilerek öldürülen hiciv şairlerinin yerini; mizah yayıncılığına geçiş sonrasında; hapis cezaları, yasaklar, davalar, baskılar ve sansür almış. Bu anlamda 2011 Türkiye'sinde de siyasi mizahın geri düşme macerası tüm hızıyla devam ediyor.

"SİYASİ MİZAH NEDEN GERİ DÜŞTÜ" SÖYLEŞİSİNDEN FOTOĞRAFLAR...

27 Şubat 2011 Pazar

İLHAN VE TURHAN SELÇUK
İÇİN ANMA GECESİ
VE TURHAN SELÇUK SERGİSİ
AÇILIŞI 8 MART'TA

Aydınlanmanın bilgeleri anısına 8 Mart 2011 Salı akşamı bir anma gecesi ve Turhan Selçuk karikatürleri sergi açılışı gerçekleşecek... Anma gecesi ve sergi açılışı saat 18.00-21.00 arasında Üsküdar'da bulunan İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi'nde yapılacak.

SERGİ VE ANMA GECESİ ADRESİ:

İSTANBUL GRAFİK SANATLAR MÜZESİ
Ünalan Mah. Keban Sok. No: 20 Üsküdar, İstanbul
Tel.: 0216-470 92 92 0216-470 92 92

MENGÜ ERTEL SERGİSİ
3 MART'TA AÇILIYOR

Bir Usta Bir Dünya: Mengü Ertel başlığı altında, grafik sanatçısı Mengü Ertel'in anısına düzenlenen "Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımı" isimli sergi 3 Mart perşembe günü açılıyor...Bir Usta Bir Dünya: Mengü Ertel
"Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımı"
kokteyl: 3 Mart 2011 perşembe, saat: 18.00
Yapı Rredi Kültür Merkezi, İstiklal Cad. No: 161 Beyoğlu, İstanbul.
sergi: 4 Mart-23 Nisan 2011

CEMAL NADİR
GÜLER, GİDELİ
64 YIL OLDU!
Çağdaş karikatürümüzün kurucusu sayılan bir isim Cemal Nadir Güler... Bundan tam 64 yıl önce 27 Şubat 1947'de hayata veda eden Cemal Nadir'in cenazesi, esnafın kepenklerini kapatıp katıldığı, görülmemiş bir halk kalabalığıyla kalkmıştı. Karikatürü halka sevdiren ilk büyük ustaydı o. 45 yıllık ömrüne müthiş bir yaşam sığdırdı...

26 Ağustos 1936 tarihli bu özel fotoğraf Cemal Nadir'in açtığı ilk karikatür sergisinden. Faik Şenol koleksiyonundan alınmış ve 2002'de basımı yapılan, Cihan Demirci'nin hazırladığı "Cemal Nadir 100 Yaşında" kitabında yayımlanmıştır...


Cemal Nadir Güler (1902-1947) ülkemizde karikatürü halkla bütünleştiren, halkın yaşamına sokan “ilk çizer” olmuştur. Genç çizerlere ilgi gösteren, onların karikatürlerini yayınlayan, onlara fırsat veren ilk usta da gene o’dur. Cemal Nadir gazetelerdeki “günlük” karikatürün de öncülüğünü yapmıştır. Çizgi bantın da ülkemizdeki öncüsü o’dur. Pek çok çizgi bant tipi yarattı hatta çizgi film yapmanın hayallerini kurdu ama ömrü ve imkanları buna yetmedi. Gazetelerimizde düzenli “günlük” karikatür kullanılması onun çabalarıyla başlamış ve ilk kez onun çabalarıyla “gazete karikatürcülüğü” denilen alan ciddi bir oluşum sürecine girmiştir. 15 yıl çalıştığı Akşam gazetesini (1928-1943 arası) bıraktıktan sonra ömrünün son dört yılını Cumhuriyet gazetesinde (1943-1947) çizerlik yaparak noktalayan Cemal Nadir çok zor şartlar içersinde yaşamıştı. Bu şartlar öylesine zordu ki, bu büyük usta, Bursa’dan İstanbul’a ilk gelişinde yaşadığı yoğun maddi sıkıntılar yüzünden ilk çocuğunu kucağında yitirmişti. 1943’te Cumhuriyet gazetesine geçme nedenini o vakit arkadaşı Avni İnsel’e bakın nasıl açıklıyor: “Dar yakalı elbiseler giydiğim halde iki yakamı bir türlü bir araya getiremiyorum. Şu yokuş Yunus Nadi gibi birkaç babacan patrona daha sahip olsa Babıali gazetecilerin Darülacezesi olmaktan kurtulur!”

MİZAHHABER
olarak; Güler ailesine ve onu anımsayıp anan herkese sevgilerimizi yolluyor, büyük ustayı ölümünün 64. yılında sevgiyle anıyor ve diyoruz ki: “45’inde ölse de, 1902 doğumlu Cemal Nadir Güler, bugün 109 yaşında!.”

CİHAN DEMİRCİ

BÜLENT OKUTAN'IN
"ÇİZGİMİN İNCE GÜLÜ"
KARİKATÜR SERGİSİ
ANKARA'DA AÇILDI
Karikatürist Bülent Okutan'ın 40. Sanat Yılı nedeniyle Ankara IÇ Sanat Galerisi'ndeki ''Çizgimin İnce Gülü'' sergisi 25 Şubat 2011 Cuma günü saat 19.00'da açıldı. Sergi 2 Mart'a dek açık kalacak.
Ankaralı karikatür ve mizah sevenlerin yoğun ilgi gösterdiği sergiye CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal'da katıldı. Karikatürlerinde; çarpık kentleşme, doğal afetler, ucuz kahramanlıklar, sahte dostluklar, doğanın kirlenmesi, sanal sevgiler, barış ve özgürlük kavramlarını işlerken ölçü olarak belli birilerini seçmeyen ve seçmemeye özen gösteren Bülent Okutan'ın IC Sanat Galerisi’nde 40. yıl sergisi 2 Mart'a dek açık kalacak. Kendisini MİZAHHABER olarak kutluyor, nice sergilere diyoruz... (Fotoğraflar: Muammer Kotbaş)

Yer: IC Sanat Galerisi
(Kızılırmak Sokak No: 31 Kızılay –ANKARA)

VAHİT AKÇA ÇİZİYOR

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ!

ERDEM ÇOLAK ÇİZİYOR

24 Şubat 2011 Perşembe

26 ŞUBAT CUMARTESİ
GÜNÜ MUHTAR ÖZKAYA
KÜTÜPHANESİNDE
"SİYASİ MİZAH
NEDEN GERİ DÜŞTÜ"
SÖYLEŞİSİ VE
İMZA GÜNÜ
Cihan Demirci, 26 Şubat Cumartesi günü, saat:15.00-17.00 arasında Kadıköy Belediyesi'nin Caddebostan'da bulunan Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesinde mizah alanında son yılların güncelliği eskimeyen konusu "Siyasi Mizah Neden Geri Düştü"yü başlık olarak seçtiği söyleşisinde tarihten günümüze bir yolculuğa çıkararak, mizaha ve karikatüre bugüne dek uygulanan siyasi baskıları, yasakları, sansürü ve siyasi mizahın günümüzde geri düşme macerasını anlatacak.

Mizah yazarı ve karikatürcü olarak 33 yılı bulan mizahçılığında, şu ana dek 38 kitap yayımlayan, son 20 yılda 800'e yakın kültürel etkinliğe imza atan, dilimize ve argomuza pek çok sözcük kazandıran, mizah ve karikatür tarihimiz üzerine araştırmaları bulunan Cihan Demirci, Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesindeki söyleşi sonrasında da kitaplarını imzalayacak.

KADIKÖY BELEDİYESİ
MUHTAR ÖZKAYA HALK KÜTÜPHANESİ
Bağdat Caddesi, Ömer Paşa Sok.
No:4/B Caddebostan-Kadıköy Tel: (0216) 368 54 82

VAHİT AKÇA ÇİZİYOR
Mustafa Balbay, 23 Şubat'ta Cumhuriyet'teki "Gündem" köşesinde İsmail Gülgeç'i yazdı...
EN CİDDİ
ELEŞTİRMEN:
İSMAİL GÜLGEÇ
Cumhuriyet gazetesi, Türk basını en ciddi eleştirmenlerinden birini kaybetti.

Mizah için yapılan şu tarif en çok İsmail Gülgeç’e yakışır:

Bir kişiyi ya da olayı gülünç hale getirmek çok ciddi bir eleştiridir.

İsmail Gülgeç bunu en ustaca, en acımasızca, en sahip çıkar, en işe yarar biçimde yapanlardan biriydi. Cumhuriyet gazetesi dahil ondan çizgi yememiş kurum yoktur. Cumhuriyet’in yöneticileri dahil onun çizgisinden payını almamış toplumsal profil yoktur.

Cumhuriyet de kendisine yakışan büyüklüğü ona gösterdi; her gidiş-dönüşünde kapısını açık tuttu.

Karşılaştığı hiçbir güçlük onun çizgisini bozamadı.

Türkiye’de pek çok değer gibi karikatür sanatı da erozyona uğradı. Karikatürün ruhu muhalefettir, eleştirmektir, daha iyiyi aramaktır. Daha iyiye ulaşınca onun ötesini sorgulamaktır. Karikatür sadece güldürüyorsa çok gülünç olur. Ruhu olan karikatür güldürürken düşündürür. Gülgeç böyle bir karikatüristti.

***

Mizah, hoşgörü ağacının meyvesidir. Hoşgörünün olmadığı yerde mizah da olmaz.

Ortaçağda mizah en büyük toplumsal “belalardan” biriydi. Yasaklanmıştı.

Avrupa rönesansının tanyeri mizahtır. Rönesans sonrasında da mizahın yasaklandığı dönemler olmuştur.

Ne zaman?

Diktatörlük ve yobaz yönetim anlayışının hüküm sürdüğü dönemlerde.

Mizah taşlandı mı; hoşgörü ağacının da dalı, gövdesi kırılır. Yeşermez olur. Hoşgörü ağacı kuruyunca genel çölleşme başlar. Artık o topraklarda insanlık adına bir şey yeşermez olur.

Anadolu toprağı öyle değildir. MÖ 6. yüzyılın Ezop’undan 13. yüzyılın Nasreddin Hoca’sına kadar mizahın pek çok meyvesini vermiştir Anadolu. Nasreddin Hoca fıkralarına aynı zamanda “güldüşün” denmesi boşuna değildir.

***

Sevgili İsmail Gülgeç bizi nerelere götürdü. Yine Gülgeç’le bugüne dönelim.

Şöyle bir benzetme yapsak, acaba İsmail Gülgeç üzerinde çizgi oynatmaya değer bulur mu:

Kara mizahın yerini para mizah aldı!

Mizahçıların iyi para kazanmasında gözüm yok. Daha çok kazansınlar. Sanatçı iyi yaşasın. Ama bu sadece para için yapılırsa o zaman mizah da paranın karşısında değerini yitiriyor.

Belki de pek çok mizahçı şu ikilemi yaşıyor:

Karikatür mü kârı götür mü?

Sanıyorum bu soruyu gerçek yaşama şöyle aktarmak gerekecek:

Her türlü baskıyla karşı karşıya kalmak, korkuyla yaşamak mı; hoş ve boş şeylerle uğraşıp bir tatlı su ikliminde hayat sürmek mi?

Elbet ideal olan, bir sanatçının, bir mizah ustasının böyle bir ikilemle karşı karşıya kalmamasıdır.

Kalmışsa?

Sanatçının seçeceği yol toplumu da etkileyecektir. Ya toplum tümüyle karanlığa sürüklenecek ya da mizahın yarattığı tanyeri toplumu aydınlatacaktır.

İsmail Gülgeç gibi çizgisini koruyan karikatür sanatçılarımıza selam olsun...

İnsanlar ve hayvanlar âleminin başı sağ olsun...

Mustafa Balbay (23 Şubat 2011 Cumhuriyet /Gündem köşesi)

AREL
ÜNİVERSİTESİNDE
24 ŞUBAT'TA
"TÜRK KARİKATÜRÜ"
SÖYLEŞİSİ VE SERGİ
İstanbul Özel Arel Üniversitesi'nin Büyükçekmece Tepekent Yerleşkesi'nde 24 Şubat perşembe günü "Nasreddin Hoca Figürleri Karikatür Sergisi" açılışı ile "Türk Karikatürü" konulu söyleşi gerçekleştirilecek... Saat:14'te başlayacak Aziz Yavuzdoğan'ın koordinatörlüğündeki panele; Akdağ Saydut, İbrahim Tapa, Köksal Çiftçi, Nuray Çiftçi ve Kadir Doğruer katılacak. Panel sonrasında sergi açılışı yapılacak...

22 Şubat 2011 Salı

Penguen dergisi çizeri Bahadır Baruter, yaşadıkları baskıyı Habertürk gazetesinden Elif Key'e anlattı:
"YILLARDIR
ÇALIŞTIĞIMIZ
MATBAA
BU HAFTA
DERGİYİ BASMADI"


Habertürk gazetesinin 20 Şubat tarihli Pazar ekinde Elif Key'in "Türkiye'nin Karikatürle İmtihanı" başlıklı haberinde görüşlerine başvurulan Bahadır Baruter, çizdiği karikatür sonrasında oluşan baskıları şöyle anlattı:

"Bir haftadır ciddi bir baskı altındayız. Kaç yıldır çalıştığımız matbaa bu haftaki Penguen'i basmayı reddetti. Bunun üzerine yeni bir matbaa bulup dergiyi bir gün gecikmeyle de olsa bastık. Ama o matbaanın da tehditler alacağını tahmin ediyorum. Bayiler bile dergiyi satmayın baskısı altında. Ama bu bir süreç, bir kaç hafta içinde baskı ve tehditlerin azalacağını düşünüyorum. Neyse ki okuyucularımızdan iyi dayanışma mesajları geliyor. Halen çizdiğim karikatürlerle ilgili 3 davadan mahkumiyetim var. Hakkımda açılan 9 dava da devam ediyor. Zaten Türkiye'de karikatüre tahammül hiç artmaz, hep aynı yerde kalır. Siyasilerin tahammülü de hiç değişmez. 22 yıldır karikatür işindeyim. Hoşgörünün arttığına dair bir emare görmedim. Başbakan Erdoğan'ın daha tahammülsüz olduğu görüşüne de katılmıyorum. Hiçbir zaman espriliye tahammüllü bir iktidar olmadı. Keza muhalefet de kendine yönelik karikatürleri hiç kaldıramıyor. Onların tutumu da hiç farklı değil." (MİZAHHABER)


21 Şubat 2011 Pazartesi

ÇANAKKALE'DEN
SERGİ VE
SÖYLEŞİYLE
CİHAN DEMİRCİ
GEÇTİ...
Karikatürcü ve mizah yazarı Cihan Demirci, 1978'de adım attığı karikatürcüğünün 33. yılında 13. sergisini; 19 Şubat Cumartesi günü Çanakkale'de 18 Mart Üniversitesi'nin Girişimcilik Merkezi Binasının Salonunda açtı. Çanakkale Belediyesinin katkısıyla gerçekleşen sergi 28 Şubat akşamına dek açık kalacak. Cihan Demirci sergi açılışı sonrasında geçen hafta yitirdiğimiz İsmail Gülgeç'in anısına bir "Damdaki Mizahçı" söyleşisi gerçekleştirdi.

Cihan Demirci'nin 40 karikatürden oluşan "Hayat Çizgisi" adlı karikatür sergisinin açılışı, kalabalık bir davetli topluluğunun katıldığı açılış kokteyli ile 19 Şubat Cumartesi günü Çanakkale'de 18 Mart Üniversitesi Girişimcilik ve Araştırma Merkezi binasının salonunda gerçekleşti. Çanakkale Belediyesinin davetiyle düzenlenen, saat:15'te Cihan Demirci'nin açış konuşmasıyla açılan karikatür sergisi özellikle üniversiteli ve liseli gençlerden ilgi gördü. Sergi açılışı sonrasında Çanakkale medyasının sorularını yanıtlayan Cihan Demirci, 15.30-17.30 arasında iki saati de aşan "Damdaki Mizahçı ile Damardan Muhabbet" başlıklı görsel sunumlu söyleşisini gerçekleştirdi.
Cihan Demirci'nin sergisinin açılışında yaptığı konuşma sırasında...
Bu görsel sunumlu söyleşiyi 15 Şubat gecesi yitirdiğimiz ve 17 Şubat'ta Çanakkale Eceabat'ın Kocadere köyünde toprağa verilen karikatürümüzün büyük ustası İsmail Gülgeç'in anısına adayan Demirci, söyleşinin başında Gülgeç'in sağlık sorunlarıyla geçen müthiş yaşam öyküsünü ve çizginin gücüyle gerçekleşen örnek direncini aktardı. Sonrasında salonu dolduranları çocukluğundan yola çıkarak, dama çıktığı günlere dek süren bir mizah yolculuğuna çıkardı. Bu keyifli söyleşi izleyicilerin sorularıyla noktalandı. Cihan Demirci'nin karikatür sergisinin yer aldığı güzelim bina Çanakkale İskelesinin hemen karşı çaprazında bulunuyor ve bu sergi 28 Şubat akşamına dek açık kalacak...
Cihan Demirci karikatür sergisine evsahipliği yapan 18 Mart Üniversitesi Girişimcilik Merkezi binasının dıştan görünüşü...
CİHAN DEMİRCİ'NİN ÇANAKKALE'DEKİ SERGİ AÇILIŞINDAN VE "DAMDAKİ MİZAHÇI" SÖYLEŞİSİNDEN FOTOĞRAFLAR...



Cihan Demirci, son yıllarını Çanakkale'de geçiren İsmail Gülgeç ustanın anısına gerçekleştirdiği söyleşiye onu anlatarak başlayıp izleyenleri Damdaki Mizahçının çocukluğundan, bugünlere dek süren bir kara mizah yolculuğuna çıkardı... (MİZAHHABER)

20 Şubat 2011 Pazar

17 Şubat 2011 Perşembe

İSMAİL GÜLGEÇ
GAZETESİNDEN
ECEABAT'A
UĞURLANDI...

Yaşamı büyük sağlık sorunları içinde geçen karikatürümüzün büyük ustası İsmail Gülgeç için 17 Şubat Perşembe sabahı Cumhuriyet Gazetesi’nin önünde bir tören düzenlendi. Tören sonrasında Gülgeç'in naaşı son yıllarını geçirdiği Eceabat'ta toprağa verildi...

Tarih: 17 Şubat 2011 Perşembe... 64 yaşında yitirdiğimiz büyük usta İsmail Gülgeç son yolculuğunda... Tören Cumhuriyet Gazetesi önünde düzenlendi. Gazetenin imtiyaz sahibi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, törende yaptığı konuşmada, Gülgeç'in değerli bir karikatürist olduğunu belirterek, ölümünden büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Gülgeç'in Cumhuriyet Gazetesine olan katkılarının unutulmayacağını ifade eden Erinç, karikatürün önemli isimlerinden olan Gülgeç'e Allah'tan rahmet dilediklerini kaydetti.

Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker de karikatür dünyasının önemli çizeri, derneğin bir önceki başkanı Gülgeç'i kaybetmenin acısını yaşadıklarını bildirdi. İsmail Gülgeç'in karikatür sanatının önemli kilometre taşlarından biri olduğunu ifade eden Peker, yaşamdaki tüm olumsuzlukları, yorulmadan, usanmadan, korkmadan ve taviz vermeden, sevgi ile mizaha dönüştürdüğünü söyledi. Gülgeç'in yaşamı boyunca hastalıklara da gülüp geçtiğini anlatan Peker, ''Büyük dev adam, sevgili dostum, nasıl karikatür çizildiğini dosta düşmana gösterdin. Bu tavrın örnek olacaktır. Bir dönem yönetimde bulunduğun derneğimize yaptığın güzellikler, dernek tarihinde yerini alacaktır. Işıklar içinde yat. Güle güle Gülgeç'' dedi.

Konuşmalar sırasında Gülgeç'in ablası Saadet Danacı, tabuta sarılarak uzun süre ağladı. Gülgeç'in cenazesi götürülürken gözyaşı döken eşi Ayça Gülgeç ise ''Bana 15 yıl diye söz vermiştin. Sözünü tutmadın. 14 yıl sonra beni yalnız bıraktın. Giderken kalbimi de götürdün'' dedi.

Törene, Gülgeç'in ağabeyi Abdullah, kızı Hiday Gülgeç, yakınları, karikatürist arkadaşları ve gazeteciler katıldı.Gülgeç’in naaşı daha sonra son yıllarını geçirdiği Çanakkale'nin Eceabat ilçesi Kocadere köyünde toprağa verildi...
Büyük değerlerini birer birer yitiren Karikatür dünyası, son yıllarda giderek düşen "insan kalitesiyle" İSMAİL GÜLGEÇ gibi, sözünü kimseden esirgemeyen, doğru bildiği yoldan şaşmayan, özü-sözü bir, direnç abidesi bir çizgi ustasını çok ama çok arayacak...
(Haber: Cumhuriyet Gazetesi / MİZAHHABER)
(İsmail Gülgeç fotoğrafı: Muhittin Köroğlu)

16 Şubat 2011 Çarşamba

İSMAİL
GÜLGEÇ'İ
YİTİRDİK!

Türk karikatürü büyük ustalarından birini daha yitirdi. Son yıllarda pek çok sağlık derdiyle müthiş bir savaşa giren İsmail Gülgeç, 15 Şubat Salı gecesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde dünyaya veda etti... İsmail Gülgeç için 17 Şubat Perşembe günü, saat: 10'da Cumhuriyet gazetesi önünde bir tören düzenlenecek ve daha sonra cenazesi Çanakkale Eceabat Kocadere köyüne götürülüp orada ikindi namazı sonrasında defnedilecek...

Geçirdiği ani kalp krizi sonrası 7 Şubat'ta İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yoğun bakıma alınan karikatürümüzün ve çizgi romanımızın büyük ustası İsmail Gülgeç ne yazık ki hastanede 8 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. Gülgeç ustayı 15 Şubat Çarşamba gecesi, 64 yaşında yitirdik... İsmail Gülgeç bir süredir Çanakkale'de yaşıyordu. 1988-1989 ve 1991 yıllarında Karikatürcüler Derneği başkanlığı da yapan Gülgeç, başkanlığı döneminde derneğe uzak duran pek çok karikatürcünün dernekle ilgilenmesini, üye olmasını sağladı. Çalıştığı bütün kurumlarda çizer hakları konusunda müthiş titiz davranarak, sosyal haklar anlamında ödün vermeden örnek çabalar sergiledi. İlköğrenimi sırasında geçirdiği hastalık nedeniyle ömrü boyunca zorlu bir yaşam mücadelesi veren İsmail Gülgeç, dirençli insan olma anlamında da örnek bir insandı. Usta işi çizgisi ve özellikle müthiş deseniyle geride harika çizgi romanlar, karikatürler bıraktı.

Hastaneye yattığında MİZAHHABER'DE "Bugüne dek müthiş bir yaşam savaşı veren, pek çok ağır problemi atlatan sevgili İsmail Gülgeç ustaya MİZAHHABER olarak direnme gücü diliyoruz" demiştik... Ama olmadı... Türk karikatürü özgün ve usta bir imzasını daha yitirdi. Başta, yaşam savaşında her daim yanı başında olan sevgili eşi Ayça Gülgeç olmak üzere ailesine ve tüm yakınlarına, karikatür dünyamıza başsağlığı diliyor, büyük ustayı sevgiyle ANIYORUZ...

Önümüzdeki günlerde sevgili İsmail Gülgeç'le Karikatürcüler Derneği başkanlığına ilk geldiği dönem olan 1988 yılında yaptığım unutulmaz röportajı MİZAHHABER'de yayınlayacağım, Gülgeç'in o röportajdaki cesur ve samimi sözleri yayınlandığı dönem büyük ilgi çekmiş, epey fırtına koparmıştı.

(Cihan Demirci-MİZAHHABER)


İSMAİL GÜLGEÇ KİMDİR?

İsmail Gülgeç 1947 Gaziantep doğumluydu. İlköğrenimi sırasında geçirdiği hastalık nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı. Sonraki yıllarda kendi kendini yetiştirmeye çalıştı, karikatüre yöneldi. İlk çizgileri 1968’lerde Yeni İzmir gazetesinde yayınlandı. Daha sonra Demokrat İzmir, Ege Ekspres, Devir, Milliyet gazetelerinde çizen Gülgeç’in Milliyet Çocuk dergisinde yayınladığı “Ormangiller” adlı karikatür-bantı geniş bir ilgi uyandırdı. 1979’da yayınlanan İnce memed resimli romanı (Yaşar Kemal’in yapıtıyla birlikte) yurt dışında da yayınlandı. 1980’lerde Cumhuriyet gazetesinde çizmeye başlayan Gülgeç, “Memo” adlı dizisinde tarihsel olaylardan esinlenirken “İnsanlar” adlı dizisinde günlük yaşantıdan görüntüler verdi. “Hayvanlar” adlı dizisinde de güncel, toplumsal olayları değişik bir bakış açısı içinde vermeye çalıştı. Gülgeç, Milliyet’in haftalık mizah eki Kirpi’de de çizdi.Sanatçı, Ahmet Ümit’in “Başkomser Nevzat/Çiçekçinin Ölümü (2005-Ekim)” isimli kitabını çizgi-roman olarak resimledi. Gülgeç, şarkıcı Nazan Öncel’in “7’n Bitirdin” isimli albüm kartoneti için 12 şarkıya 12 karikatür çizdi. İsmail Gülgeç, 1988, 1989 ve 1991 yıllarında Karikatürcüler Derneği Başkanı olarak görev yaptı... 15 Şubat 2011'de dünyaya veda eden İsmail Gülgeç son olarak Cumhuriyet gazetesinde "Hayvanlar" çizgi bantını çiziyordu.

15 Şubat 2011 Salı

ZAFER TEMOÇİN ÇİZİYOR
Zafer Temoçin'in 15 Şubat 2011 tarihinde Cumhuriyet'te yayımlanan karikatürü... MUHALİF olmanın başlıbaşına bir SUÇ haline getirildiği, tüm muhalif seslerin birer birer SUSTURULDUĞU günlere not düşülecek bir karikatür... Asker devletinden Polis devletine dönüşen yargısı teslim alınmış bir ülke... Yaşanan AĞIR bir FAŞİZM!.. Şu anda anlaşılamayan travması da ağır olacak bu infaz günlerinin... Bu karanlık ortamda parlayan suratlar var; Polis devletine alkış tutan, "VİCDAN YOKSUNU" iktidar şakşakçılarının otuziki dişleriyle sırıttıkları insanlıktan nasip almamış yüzleri!.. Hepsi ama hepsi bu ülkenin yaşanmakta olan kara tarihine not düşülüyor...

14 Şubat 2011 Pazartesi

ÇİZGİLİ MUHABBET GRUBUNDAN
"İNSANLIK YIKILMASIN"
KARİKATÜR SERGİSİ
Kendilerine "Çizgili Muhabbet Grubu" adını veren karikatürcüler 14-20 Şubat tarihleri arasında ODTÜ Kütüphanesi Sergi Salonunda açık kalacak "İnsanlık Yıkılmasın" karikatür sergisiyle Kars'ta yıkılma kararı verilen heykele ve sanata sahip çıkıyorlar...

ÇİZGİLİ MUHABBET GRUBUNUN "İNSANLIK YIKILMASIN" KARİKATÜR SERGİSİ ÜZERİNE KALEME ALDIĞI YAZI:


Ocak Ayının ilk haftasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kars ziyareti sonrasında bu kentte bulunan İnsanlık Anıtı ile ilgili ‘ucube’ açıklaması yapması kabul edilebilir değil. Tarihi Kars Kalesine bakan Sukapı Mahallesinde Mehmet Aksoy tarafından 2006 yılında yapılmaya başlanan İnsanlık Anıtı estetik değerleri ve anlamı hiçe sayılarak haftalardır aşağılanmakta. Başbakanın açıklamasına karşı tepkiler olduğu gibi İnsanlık Anıtı’nın çirkin taş bloklar olduğu, yıkılması gerektiği de sıklıkla ifade edildi. Yazılı ve görsel basında tartışmalar süre dursun, heykel için gerekli yıkım kararı Kars Belediye Meclisi tarafından çıkarıldı. Bugün Mehmet Aksoy hukuki mücadelesini sürdürüyor. Aksoy, Kars Belediye Meclisi tarafından alınan yıkım kararının iptali ve yürütmenin durdurulması için Erzurum İdare Mahkemesine dava açtı.

Biz Çizgili Muhabbet Karikatür Grubu olarak herşeyden önce Mehmet Aksoy’un emeğinin ve yasal mücadelesinin takipçisi ve savunucusuyuz. Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sanat eserini ‘ucube’ olarak tanımlamasını kaygı uyandırıcı buluyoruz. Heykelin yapılmaya başlandığı tarihten bugüne dek aldığı tehditleri, heykelin amacını zedelemeye çalışan tutum ve tavırları kınıyoruz. Biliyoruz ki İnsanlık Anıtı, Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarından önce MHP Kars İl Başkanı Oktay Aktaş’ın rencide edici sözleriyle de zarar görmüştü.

Sanata ve sanataçıya karşı alınan tutum bugün bizler için oldukça can sıkıcı. Sanatsal üretimlerimizin varlığı önünde büyük bir tehlike oluşturan bu düşünce yapısı ve tavıra karşı çizgilerimizle, renklerimizle yanıt verelim istedik.

Yıkım kararını kabul etmiyoruz. İns
anlık Yıkılmasın!

Sergi Katılımcısı Karikatüristler:
Aslı Yücel, Atilla Atala, Beti Gül Umuroğlu, Coşkun Göle, Çiğdem Demir, Elgin Akpınar, Emre Yılmaz, Firuz Kutal, Günberk Gülderen, Hayati Boyacıoğlu, Hülya Erşahin, Levent Elpen, Mete Arif Tokmak, Muharrem Akten

CİHAN DEMİRCİ
"YALNIZLAR RIHTIMI"NIN
TÜM YALNIZLARI İÇİN ÇİZİYOR
MİZAHHABER olarak, sıradan bir tüketim günü olan "Sevgililer Günü"ne nasıl baktığımızı geçen yıl; http://mizahhaber.blogspot.com/2010/02/mizahhaber-14-subatta-alisveris-merkezi.html adresindeki yazımızla paylaşmıştık. Arzu edenler tekrar okuyabilir. Tekrar etmeye gerek görmedik... Diyeceğimiz gene şu ki; Yalnızlığın her alanda ve her anlamda her geçen gün daha da derinleştiği şu akla ziyan ülkede en "Yapayalnız" rumuzumuzla, KENDİNİ YALNIZ HİSSEDEN TÜM HARBİ YALNIZLARA YALNIZLAR RIHTIMINDAN MİZAH DOLUSU SEVGİLERİMİZİ YOLLUYORUZ!..

13 Şubat 2011 Pazar

ÖĞRENCİLERİNDEN
MÜJDAT GEZEN'E
DESTEK

Müjdat Gezen Sanat Merkezi öğrencileri, son günlerde yaşananlar üzerine 16 Şubat Çarşamba günü, saat:13'te Ziverbey'deki Müjdat Gezen Sanat Merkezinin önünde toplanarak Müjdat Gezen'in yanında olduklarını belirten bir açıklaması yapacaklar.

Facebook'ta açılan "MSM Öğrencileri Basın Açıklaması" grubunda yer alan açıklama şöyle:

Sevgili arkadaşlar; bildiğiniz gibi ülkemizde son yıllarda, özellikle siyasi kanatta baş gösteren olumsuzluklar ve bu olumsuzluklar karşısında doğru olanı söyledikleri için tehditler alan, yaşam alanı daraltılan aydın insanlarımıza hiç de saygın olmayan yaklaşımlarla birlikte, "İleri Demokrasi" adıyla (kendilerini destekleyen kişiler dâhil) baskıcı bir tutum sergileniyor.

Bazı öğretmen ve öğrenci arkadaşlarımızla ortak aldığımız bir karar doğrultusunda, "Müjdat Gezen Öğrencileri Basın Açıklaması" etkinliğini oluşturmuş bulunuyoruz.

Pazartesi ve Salı günü tüm basın yayın organlarına ön bilgi olarak ileteceğimiz metnimizi, Çarşamba günü, saat 13.00'da; Kadıköy, Ziverbey’de bulunan Müjdat Gezen Sanat Merkezi önünde Basın Açıklaması olarak okuyacağız. Konuya duyarsız kalmayacağınızı umuyor, Çarşamba günü sizleri de aramıza bekliyoruz.

Müjdat Gezen Sanat Merkezi (MSM) Öğretmen ve Öğrencilerinin Basın Bildirisi ise şöyle:

MÜJDAT GEZEN'İN YANINDAYIZ!

Türkiye’nin çok yönlü yetkin aydını, Cumhuriyet kazanımlarının yürekli savunucusu Müjdat Gezen’e yönelik baskı ve tehditler, ülkemizin nereye getirildiğinin kanıtıdır. Katıldığı bir televizyon programında Aziz Nesin’in sözlerine gönderme yaparak iktidarı eleştirmesine tahammül edemeyenlerin, hiç utanmadan ve yüzleri kızarmadan “ileri demokrasiden, özgürlüklerden, hoşgörüden” söz etmeleri tam bir ikiyüzlülüktür.

İktidarın sözcülerinden aldıkları cesaretle Müjdat Gezen’e dil uzatanlar, işi baskı ve tehdide vardıranlar şunu bilmelidirler ki; aydınlar ve sanatçılar korkmadan düşünen ve düşündüklerini korkusuzca dile getiren insanlardır. Üstelik onlar görüşlerini iktidarı mutlu etmek, onun desteğini almak için değil, tersine iktidara rağmen açıklarlar.

Müjdat Gezen, böyle bir sanatçı, böyle bir aydındır.

Kendi deyimiyle “’70 yıla varan ömrünü toplumuna vermiş, kendini bildi bileli fikirlerini açıkça söylemekten korkmamış ve çekinmemiştir.”

Sadece sanatsal üretimi ve çok yönlülüğüyle değil, öğretmenliği, gençlerimize cömertçe sahip çıkışı, sanatçılara yönelik vefası, ülkemize kazandırdığı sanat merkezleri, yetiştirdiği genç sanatçılarla örnek ve öncü bir isimdir Müjdat Gezen.

Biz MSM mezun ve mensupları olarak; sanata ve sanatçılara baskıların arttığı günümüzde, “Sevgili Hocamızın, Değerli Ustamızın” yanında, önünde siper olduğumuzu herkesin ve her kesimin özellikle de ona dil uzatanların bilmesini isteriz!

Unutulmasın! Müjdat Gezenler kolay yetişmiyor.
Unutulmasın! Müjdat Gezen kolay olunmuyor.
Beyin ve yürek çilesi gerekiyor. Anlaşılmayan anlaşıldı mı?

MSM Çalışanları / MSM Mezunları Grubu / MSM Merkez / MSM Cihangir / MSM Ankara
MSM İzmir / MSM Bursa Öğretmen ve Öğrencileri


GALİP TEKİN
ANLATIYOR:
"Eroinman, alkolik ya da deli olduğumu düşünenlere gülüp geçiyorum"

Hürriyet gazetesinin Pazar ekinde (13 Şubat 2011) Esra Erdoğan'ın Galip Tekin'le yaptığı röportajın başlığı: "Eroinman, alkolik ya da deli olduğumu düşünenlere gülüp geçiyorum"... Karikatürist ve çizgi romancı Galip Tekin'in çizgi romanları ‘Tuhaf Öyküler 1’ adlı albümde toplandı. Uykusuz Çizgi Roman Klasikleri Dizisi’nden çıkan bu kitap nedeniyle Galip Tekin'le yapılan röportajı http://www.hurriyet.com.tr/pazar/17009120.asp?gid=59 link adresine tıklayıp okuyabilirsiniz...
MUHAMMET
ŞENGÖZ'ÜN
“32 DİŞLİ" ADLI
KARİKATÜR
SERGİSİ
4 MART'A DEK
ESKİŞEHİR'DE...
Anadolu Üniversitesi Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen Muhammet ŞENGÖZ’ün “32 Dişli” adlı Karikatür Sergisi 8 Şubat Salı günü sanatçının da katılımıyla Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde açıldı. Sergi 4 Mart'a dek açık kalacak...
Sergi açılışını Merkez Müdürü Prof. Atila ÖZER yaparak, serginin Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde açılan 50. Sergi olduğunu ifade etti. Sergi hatırası olarak sanatçıya karikatür heykelciği armağan edildi. Sanatçı Muhammet ŞENGÖZ de 32 yıldır karikatürle uğraştığını bu nedenle serginin başlığını “32 Dişli” olarak koyduğunu, 32 Dişli’nin sözlük karşılığının ‘doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar’ gibi bir anlamı olduğunu, karikatür sanatçısının da görevinin her şeye rağmen doğruları karikatürlerle ifade etmek olduğunu söyleyerek, sergilenen karikatürlerin meslek hayatı boyunca çoğunluğu ödül almış başlangıçtan günümüze gelen karikatürlerden 60 adetlik bir seçki olduğunu belirtti. Şengöz, halen Özgür Kocaeli Gazetesi’nde günlük karikatürlerini çizmeye ve güzel sanatlar fakültelerine öğrenci hazırlamaya devam ediyor, ayrıca Notos Öykü Edebiyat Dergi’sine illustrasyonlar çiziyor. Muhammet Şengöz’ün sergisi 4 Mart’a kadar sürecek.

HAYDAR
IŞIK'TAN
"HAYDARİ"
KİTAPLARI
Haydar Işık'ın "Türk Dili ve Twitter Edebiyatı", "Gurur Duyamıyorum Doktor Bey" ve "Mutlu Son'da İnecek Var" adını taşıyan üç adet cep kitabı O2 Yayınlarından aynı anda yayımlandı. Işık'ın "Haydari" adını verdiği kısa esprileri, mizah özlü sözleri halen Cumhuriyet gazetesinin Cumartesi günleri içinde yer alan "Cumertesi" mizah sayfasında yayımlanıyor. Kitaplara D&R mağazalarından ulaşmak mümkün.

Birinci kitapta yer alan "Haydari"lerden örnekler:
* yoğun tipsizlik nedeniyle bahtım kapalı...
* hadi hep beraber, birlik ve beraberliğimize uzanan elleri göriim! hoppaa...
* param yok ki uykumu alayım...
* sıradaki türküyü tek sıra halinde bekleyin!
* niyetim bozuk çıktı. oysa 6 ay garanisi var demiştiniz.
* mahallemizin kızının profiline kim baktı ulan?
* damdaki kebapçı...
* türk milli tarihi, alt yapıdan genç osman'ı yetiştirmiştir!
* şöför bey zararın neresinden dönecek var!
* çiçekçi bacı! yalnızlığıma bir hanımeli...
* ulan ne asosyalist adamsın be...
* pardon! kışla birlikte donma tehlikesi geçti mi buradan?
* mehmet ali birant birinci çeyrekte hiç hata yapmadı.