27 Ekim 2011 Perşembe

İBRAHİM EROĞLU'NDAN DEPREM FIKRALARI


1999 Marmara Depremi’ni gülmece açısından büyüteç altına almış, yazdığım fıkraları Deprem Fıkraları başlığı altında kitaplaştırmıştım. O günlerden bugünlere köprülerin altından çok sular aktı, aksa da; pazar günü yaşanan Van Depremi, Marmara Depremi’nden bugüne dek katettiğimiz mesafenin sanki bir “arpaboyu” olduğunu gösterdi.


O zaman Cüppeli Ahmet Hoca, “deprem, fuhuş yuvalarını vurdu” demişti. Şimdi Müge Anlı “sıra onlarda” diyor. Gel zaman git zaman, Cüppeli’nin dini sohbetlerine yirmi bin kişi katılıp arkasında namaz kıldı. Bir türlü vazgeçemediğimiz ‘üç G” kuralı hatırına (göz, göğüs ve göbek) televizyon ekranlarını teslim ettiğimiz sunucunun yaptığı proğram(lar)a kaç bin (kaç milyon) kişi bakıyor; orası bana karanlık…Şimdi her iki seçmenden birisi dersem abes olur..

En iyisi sizi, sözün güldürme gücüyle baş başa bırakmak…

UYKULU ÜLKE

Çocuk, babasına sordu: "Allah Dede, Türkiye’yi neden sık sık sallıyor?" Babası gülümseyerek yanıt verdi: "Türk, uyan diye!.." (Siz, Kürt, uyan diye de okuyabilirsiniz.)



NEDEN ÜZGÜN POLİTİKACI

Adı (kendi de) önemli olmayan bir milletvekiline bir Hollandalı gazeteci sordu: "Depremde ölenler içinde akrabalarınız var mıydı?" Yılların politikacısı yanıt verdi: "Seçmenlerim vardı!.."

YARDIM

Bir Hollandalı, bir Fransız ve bir Alman konuşuyorlarmış. Hollandalı: "Biz, demiş, depremde Türkiye’ye bir uçak dolusu battaniye gönderdik."

Fransız: "Biz de, demiş, iki uçak dolusu tıbbi malzeme gönderdik."

Alman: "Sizin gönderdikleriniz de bir şey mi! demiş; biz tam üç uçak dolusu Türk gönderdik!"

KÜÇÜK YAZARIN DÜŞÜ

Deprem anılarını bir kitapta toplayan küçük bir kıza bir gazeteci sordu: "Büyüyünce ne olacaksın?"

Yıkılmış evleri yaşlı gözlerinin önüne getiren çocuk şu yanıtı verdi: "İnşaat mühendisi!"

İbrahim Eroğlu-HOLLANDA