27 Şubat 2014 Perşembe

ÇAĞDAŞ KARİKATÜRÜN KURUCU USTALARINDAN CEMAL NADİR GÜLER'İ 67. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE ANIYORUZ...

Çağdaş karikatürün ülkemizdeki kurucularından bir büyük ustayı, Cemal Nadir Güler’i bundan tam 67 yıl önce, 27 Şubat 1947’de yitirmiştik... MİZAHHABER'DE büyük ustayı Cihan Demirci'nin BİZİM GAZETE için yazdığı yazıyla anıyoruz... 

"Cemal Nadir hala bizimle"

CİHAN DEMİRCİ

Çağdaş Türk karikatürünün en önemli kilometre taşlarından biri hatta birincisi olan büyük usta Cemal Nadir Güler’i bundan tam 67 yıl önce 27 Şubat 1947’de üstelik henüz 45 yaşındayken yitirmiştik. Cemal Nadir de tıpkı Nazım Hikmet gibi 1902 doğumludur. Çökme aşamasındaki sancılı bir Osmanlı İmparatorluğu dönemi. Tam çocukluk yıllarına girdiğinde yani 1914’te 1. Dünya Savaşı patlar. Derken 1. Dünya Savaşı ardından Kurtuluş savaşı yıllarına ve kurulma sancıları çeken bir cumhuriyete denk gelen ilk gençlik yılları. Ardından, gençlikten olgunlaşmaya doğru geçtiği bir dönemde bu kez 2. Dünya Savaşı yaşanır ve 2. Dünya savaşının o sıkıntılı yokluk, karne günleri içinde bulur bu kez kendini. Sonuçta savaşın bitiminden 2 yıl sonra da yaşamını yitirir! Yani 45 yıllık kısa ömrüne 2 dünya, bir kurtuluş savaşıyla, bir cumhuriyetin kuruluş dönemi denk düşer. Bir insan ömrüne iki dünya, bir kurtuluş savaşı düşmesi ve o ömrün sadece 45 yıl olması bile başlı başına müthiş bir durumdur.

Bundan 12 yıl önce, 2002 yılında 100. doğum yılı anısına, “Cemal Nadir 100 Yaşında” adlı oldukça kapsamlı bir kitap hazırlamıştım büyük usta için. Karikatürcüler Derneği olarak bir yıl boyunca süren etkinliklerle anmıştık Cemal Nadir ustayı. Bu etkinliklerden birinde Ferit Öngören şu ilginç saptamayı yapmıştı:  “Bunca çok şeyi, çok az bir zamana sığdıran Cemal Nadir’in yaşamı o kadar kısa sürmüş ki, en kısa ay olan Şubat’ın bile 28’ini çıkartamayıp 27’sinde göçüp gitmiş ne yazık ki!..”

Cemal Nadir’in kısacık ama dopdolu geçen ömrü Şubat’ı bile çıkartamamıştır ama, 27 Şubat 1947’de öldüğünde o güne dek İstanbul’da pek görülmemiş bir şey olur ve şehirde hayat durur. Cenazesinin kalkacağı 28 Şubat 1947 günü İstanbul’da esnaf dükkanını açmaz, kepenklerin üzerine: “Cemal Nadir’in cenazesi nedeniyle kapalıyız” yazar ve nerdeyse tüm İstanbul halkı Cemal Nadir’in cenazesine koşar. O güne dek bir “sanatçı” cenazesinde görülmemiş bir insan seliyle, İstanbul halkının gözyaşları içersinde 28 şubat 1947’de Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verilir. Bu ülkemizde bir “karikatürcü” için o güne ve hata bugüne dek görülmeyen müthiş bir sevgi selidir. Peki bu sevgi selinin ardında ne vardır?

Gerçek bir öncüydü

Cemal Nadir Güler her şeyden önce, “öncü” bir sanatçıdır. Yokluk ve çile içinde geçen kısacık hayatında pek çok ilklere öncülük etmiştir. Ülkemizdeki “ilk yerli bant-karikatür tiplemesi” olan “Amcabey”  tipi bu özelliğiyle de karikatür sanatımızda ayrı bir önem taşır. Amcabey’in dışında; Akla Kara, Dalkavuk, Dede ile Torun, Yeni Zengin, Salomon, İyimserle Kötümser gibi daha pek çok tip yaratmıştır. Sadece 19 yıllık bir profesyonel çizerlik yaşamı olabilen Cemal Nadir, kendisinden önce tipik bir salon sanatı halinde seyreden, halka uzak duran karikatürü, salondan çıkararak halkın ayağına getiren, geniş kitlelere karikatürü sevdiren ilk büyük ustadır. Pek çok karikatür albümü yayınlanan Cemal Nadir, karikatür üzerine pek çok konferans da vermiştir. Bu konferanslar ülkemizde daha önce benzerleri pek görülmüş şeyler değildir. Bu konferansların çoğunun halkevlerinde gerçekleşmesi nedeniyle söyleşilere halkın katılımı da çok fazla olmuştur. Karikatür üzerine yaptığı konuşmalarda kalabalıktan izdiham yaşanmıştır. Cemal Nadir, bu yönüyle de ülkemizde karikatürü halkla bütünleştiren, halkın yaşamına karikatürü sokan “ilk çizer” olmuştur. Genç çizerlere ilgi gösteren, onların karikatürlerini yayınlayan, onlara fırsat veren ilk usta da gene o’dur. Cemal Nadir’in genç çizerlere olan ilgisini ve karikatürü halkla bütünleştirmesi durumunu yıllar sonra ardından gelecek olan Oğuz Aral ustamız, ondan aldığı ışıkla devam ettirmiştir bu topraklarda.   

Cemal Nadir gazetelerdeki “günlük” karikatürün de öncülüğünü yapmıştır. Gazetelerimizde düzenli “günlük” karikatür kullanılması onun çabalarıyla başlamış ve ilk kez onun çabalarıyla “gazete karikatürcülüğü” denilen alan ciddi bir oluşum sürecine girmiştir. 15 yıl çalıştığı Akşam gazetesini (1928-1943 arası) bıraktıktan sonra ömrünün son dört yılını Cumhuriyet gazetesinde (1943-1947) çizerlik yaparak noktalayan Cemal Nadir daha önce de belirttiğim gibi zor şartlar içersinde yaşamıştı. Bu şartlar öylesine zordu ki, bu büyük usta, Bursa’dan İstanbul’a ilk gelişinde yaşadığı yoğun maddi sıkıntılar yüzünden ilk çocuğunu kucağında yitirmişti. 1943’te Cumhuriyet gazetesine geçme nedenini o vakit arkadaşı Avni İnsel’e bakın nasıl açıklıyor: “Dar yakalı elbiseler giydiğim halde iki yakamı bir türlü bir araya  getiremiyorum. Şu yokuş Yunus Nadi gibi birkaç babacan patrona daha sahip olsa Babıali gazetecilerin Darülacezesi olmaktan kurtulur!”

Büyük ustayı ölümünün 67. yılında bir kez daha sevgiyle anıyor ve diyorum ki: “45’inde ölmüş olsa da Cemal Nadir Güler, bugün 112 yaşında ve hala bizimle!.”


(BİZİM GAZETE-Cihan Demirci-27 Şubat 2014-8. sayfa)

CEMAL NADİR GÜLER'DEN KARİKATÜR ÖRNEKLERİ...





BAKIN CEMAL NADİR USTANIN HARP SENELERİNDE ÇİZDİĞİ BİR KARİKATÜR BUGÜN ÜLKEDE PROTESTO YÜRÜYÜŞLERİNE KATILAN HALK İÇİN HALA GEÇERLİ... ESKİMEYEN BİR KARİKATÜR DAHA...

(Karikatürler: Cihan Demirci ve Mizahhaber Arşivinden alınmıştır...)