27 Ekim 2014 Pazartesi

SEMİH BALCIOĞLU USTAYI, 8. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE CİHAN DEMİRCİ'NİN YAZISIYLA ANIYORUZ...


Cihan Demirci, Semih Balcıoğlu'nun anısına yazdı: 

Cemal Nadir’den Semih Balcıoğlu’na çizginin gücü

Türk karikatürünün büyük ustalarından biriydi Semih Balcıoğlu... Onu yitirdiğimiz 27 Ekim 2006 tarihinde 78 yaşındaydı ve 63 yıl boyunca aralıksız çizdi. Tam bir çizgi adamıydı. Hiç ara vermeksizin müthiş bir disiplinle hep çizdi, çizdi, çizdi... Çizgide grafiğin ustasıydı. 

Karikatür de pek çok sanat dalı gibi ustadan-çırağa süren bir güzelliktir. Çok özel bir durum olmazsa, mutlaka kendinize örnek aldığınız bir usta vardır. Bu ustanın size el vermesiyle yetişir, pişer ve sonra da aynı şekilde siz başka birilerine ustalık yaparsınız. Şimdilerde bu gelenek giderek terk edilir gibi gözükse de bence hoş bir gelenektir ve yitirmekte olduğumuz pek çok güzellik gibi acilen korunma altına alınması gerekmektedir!.. Semih Balcıoğlu da bu gelenekten yetişmiş bir ustaydı. 

Onu tanıdığımda 80'li yılların başlarıydı. Gerek Suavi Süalp, gerekse Cemal Nadir kitaplarımı hazırlarken evine giderek onunla uzun söyleşiler yapmış, sayısız gecede, toplantıda, panelde, etkinlikte, içki sofrasında bir arada olmuştum. Bana anlattıkları içersinde Cemal Nadir Güler'in bu anlamda çok özel bir yeri vardı. Çünkü, çağdaş karikatürümüzün en önemli kilometre taşı olan Cemal Nadir Güler usta da, onun ustası olmuştu zamanında. 


2002 yılında "Cemal Nadir 100 Yaşında" adlı çalışmam yayınlandığında en çok mutlu olanların başında o geliyordu. Semih Balcıoğlu, Cemal Nadir'i, karikatüre başladığı 1943'te tanımıştı. Henüz 15 yaşındaydı. Karikatürlerini, Cemal Nadir'in yayınladığı "Amcabey" dergisine götürmüştü. Korkarak kapıyı çaldı ve karşısında hayran olduğu, büyük saygı duyduğu Cemal Nadir'i gördü. Karikatürlerini gösterdi. Cemal Nadir onu hiç eleştirmedi, sırtımı sıvazladı ve; "Bana her hafta karikatür getir" dedi... O anı hiçbir zaman unutmamıştı. Bana Teşvikiye'deki evinde neredeyse 50 yıl sonra o anı anlatırken, heyecanı belli oluyor, gözleri ışıldıyordu. 

Semih Balcıoğlu, 1943 yılından 1947 yılına kadar 5 yıla yakın bir süre, Cemal Nadir'e her hafta karikatür götürdü. Kendi deyişiyle "Onun öğrencisi oldu"... Cemal Nadir, Amcabey dergisini kapattıktan sonra bile ona karikatür götürmeye devam etti, Anlattığına göre Cemal Nadir, onunla hiç sıkılmadan oturup saatlerce konuştu, ilgilendi... Türk karikatüründe pek çok ilki gerçekleştiren Cemal Nadir Güler'in ömrü pek çok şeye de yetmedi. Tam da öldüğü yıllarda dünya karikatüründe, yepyeni bir hareket ilk tohumlarını veriyordu. Karikatür, bu hareketle birlikte fazlalıklarını atarak, fıkra resimlemesi durumundan uzaklaşıyor, tam anlamıyla çizginin sanatı haline geliyordu. 

Cemal Nadir'in ömrünün yetmediği bu noktada, onun öğrencisi olan Semih Balcıoğlu bu yeni dönemin en önemli imzalarından biri oldu. Sonradan adlarına "1950 kuşağı" denilen çizerlerin en öndeki isimlerinden biri olarak, ustası Cemal Nadir'in ona bıraktığı çizgi bayrağını daha da yukarılara taşıdı. Semih Balcıoğlu usta da tıpkı Cemal Nadir gibi yaşamım yitirdiği ana dek aralıksız bir şekilde üretti. Türkiye'de bildiğim kadarıyla en fazla albüm yayınlayan karikatür sanatçısı oldu. 1969 yılında arkadaşları Turhan Selçuk ve Ferit Öngören'le birlikte "Karikatürcüler Derneği"ni kurdu ve bir kaç dönem başkanlığını yaptı. Cumhuriyetin 50. ve 75. yıllarında "Türk Karikatürü" antolojisini yayınladı. Desen ustalığında şiirsel bir dil yakaladı. Karikatürü edebiyatla yakınlaştıran, şiirsel tatlara ulaştıran, görselliğin zirvesinde gezdiren, oya gibi işlenmiş karikatürler bıraktı geriye. Ulusal ve uluslararası alanda çıkabileceği zirvelerin en tepesine çıktı.

Usta bir karikatürcü olmanın ötesinde, çevresine sürekli kahkahalar saçan, engin bir bilgi birikimine sahip, renkli bir hayat adamıydı. Birisi kısacık ama dopdolu yaşamış, diğeri 78 yıllık yaşamının her anını üreterek geçirmiş bu iki büyük usta şimdi Zincirlikuyu'da birbirlerine çok yatan yerlerde yatıyor, onları daha da yakınlaştıran mezar taşları, çünkü o taşlar Türk karikatürünün de en önemli kilometre taşlarını oluşturuyor...


Bu yazıyı ilk olarak ölümünün birinci yılında yazmış ve yayınlamıştım, aradan tam 8 yıl geçti... Ne yazık ki bu süreçte basında ve medyada karikatür daha da geri düştü, daha da kan kaybetti ve gazete karikatürcülüğü çok daha kötü bir vaziyete doğru gitti. Mizah dergileri de sürekli daha az satar bir halde, mizah hayatımızdan giderek uzaklaşıyor, bu akla ziyan tımarhanede mizah ve karikatür gibi insani ve sanatsal güzellikler bir avuç insanın çabasıyla yaşatılmaya çalışılıyor. Semih ağabey bu anlamda bence daha şanslıydı, zira o çok daha güzel günlerde çizdi ve üretti ömrü boyunca... Semih ağabeyi ölümünün 8. yılında bir kez daha sevgiyle anıyorum... 

Cihan Demirci - MİZAHHABER