5 Kasım 2014 Çarşamba

MİZAH YAZARI MURTAZA GÜRKAN'I YİTİRDİK...

MİZAHHABER - Haberi telefonda senarist-yazar arkadaşım Atay Sözer verdi az önce... Onun da haberi Canol Kocagöz arkadaşımız sayesinde olmuş. Bu hoyrat ülkenin alıp savurduğu kendine özgü, naif bir mizah emekçisi daha sessizce yitip gitmiş... Murtaza Gürkan... Telefonu kapattıktan sonra son yıllarda üstümüze çöken bir aşağılık iktidar yüzünden zaten bozuk olan sinirlerim hepten gevşedi ve hüngür hüngür ağladım... Murtaza Gürkan, Gırgır ve Fırt dergilerinin en parlak yıllarının iz bırakmış, renkli mizah yazarlarındandı. Murtaza arkadaşımızla 80'li yıllarda Güldürü Üretim Merkezi (GÜM) çatısı altında da birlikte çalışmıştık. Son birlikteliğimiz ise 1996 yılında çıkardığımız "Panik" isimli mizah dergisi olmuştu. Pek çok mizahçı gibi içine kapanık yapısı vardı, aşırı temiz, naif, saf haliyle bu hoyrat ülkeye uygun evsafta biri değildi, bir dönem ciddi psikolojik sorunlar da yaşadı. Hemen parlardı, sinirli ama tertemiz bir yapısı vardı. Yıllardır ortalarda yoktu. Zaman zaman net üzerinde bir takım arkadaşlar "Murtaza nerelerde" derlerdi ama o kendi kabuğu içindeydi hep. Ne de olsa ülkenin yaşadığı yıkımla oluşan genel kasvet ve o ağır hal hepimizi bir yerlere savurmuştu. Murtaza da bu savrulmanın zararını şüphesiz en ağır yaşayanlardan olmuştu korunaksız ve o temiz yapısıyla... Murtaza da bu savrulma da kanserle boğuşmuş ve yaşamını yitirmiş... Gırgır, Fırt, Avni gibi mizah dergilerinde, Cumhuriyet gazetesinin spor sayfasında ve son olarak da 1996'da çıkardığımız "Panik" gibi mizah dergisinde yazdı. Oğuz abi onu çok severdi. Avni dergisinde "Şehremini Notları"nı kaleme almıştı. İsmet Çelik ağabeyin el verdiği bir dönemin yazarlarındandı. Birlikte birşeyler yaptığımız 90'lı yıllarda "Bardanadam" adlı bir de kitap yayınlamıştı. 

Murtaza Gürkan harbi, yürekten ve namus erbabı bir solcuydu. Bu ülkede sayısı çok az olanlardı anlayacağınız. Müthiş heyecanlı, canlı bir yapısı vardı. Bu anlamda ondan kalan ve her anımsadığımda gözümü dolduran, içimi sarsan bir anıyı paylaşmam gerek. Zira bu anı bile onun nasıl tertemiz bir karakter taşıdığını anlatır. Murtaza, Şehremini semtinde büyüdü ve yaşadı. Benim de çocukluğumun geçtiği yerlerde geçti ömrü. Orada aileden kalma bir daireyi kiraya vermişlerdi bir dönem. Kiracı da Murtaza'nın pek sevdiği genç ve sol görüşlü bir arkadaş lakin kirayı habire geciktiriyor ve ödemiyor ama bizim Murtaza da öyle bir yapı var ki, kirayı bir türlü isteyemiyor. Murtaza bana şöyle demişti: "Cihan, inanır mısın, kiracım beni görmesin, aylardır kirayı veremiyor olmasına utanmasın diye, onu gördüğümde hemen bir yerlere saklanıyorum!.." Evet tam da Murtaza'ya özgüydü bu anlattığı... Düşünün kiracısı kirasını veremiyor diye onun adına utanan bir evsahibi!.. Bu anısı bile onun neden "mizahçı" olduğunu gösterir!.. Ben onu bu dürüst yapısından ötürü Orhan Kemal'in "Bekçi Murtaza" sına da benzetirdim biraz... 


Mizahı ve mizahçının ruh halini kavrayamayan kimileri bu ülkeyi yıllardır "mizah cenneti" filan sanır ve hababam öyle yazar durur bir yerlerde, oysa bu ülke gerçek mizahçılar için tam anlamıyla bir "Mizah Cehennemi"dir... Çünkü bu vahşi ve vandal coğrafya, mizahçılar gibi, çocuk ruhlu, naif insanların soluk alabileceği bir yer değildir epeyce bir süredir... Kısacası yanlış bir ülkeye düştük bizler "mizahçı" olmak için... O naif yıllar da, naif insanlar da birer birer giderken; sana da güle güle, sözünü kimseden esirgemeyen sevgili Murtaza kardeşim... Sana da güle güle!.. 

Cihan Demirci - 5 Kasım 2014

BİLGİ: MURTAZA GÜRKAN ARKADAŞIMIZIN CENAZESİ 5 KASIM 2014 ÇARŞAMBA GÜNÜ, İKİNDİDE YENİBOSNA CEMEVİ'NDEN KALKACAK...