31 Ocak 2008 Perşembe

ALİ ULVİ ERSOY’U
ANMA SERGİSİ AÇILDI

Türk karikatür tarihinde önemli bir yere sahip olan Ali Ulvi ERSOY ölümünün onuncu yıldönümünde Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde anıldı. Anma toplantısında ustanın orijinal karikatürleri ve değişik zamanlarda çekilmiş fotoğrafları da sergilendi.


30 Ocak Çarşamba günü Saat: 17.30' da gerçekleştirilen anma ve sergi açılışına Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Zühtü ALTAN ve çok sayıda ziyaretçi katıldı. Bir açılış konuşması yapan Prof. Dr. Altan: "Ali Ulvi 10 yıl önce bugün aramızdan ayrılmıştı. O, 1950 Kuşağı karikatürcüleri’nden biri idi. Ali Ulvi’nin eşi Alev Hanım burada sergilenen ve arşivde bulunan 100’den fazla orijinal karikatürü müzemize bağışladı. Sizin huzurunuzda Alev Ersoy hanıma teşekkür ediyorum. Ali Ulvi, bu müzeyi göremedi, görseydi çok mutlu olurdu kuşkusuz.Biz onu eserleriyle müzemizde sonsuza kadar yaşatacağız” dedi.

Anma günü açılışında Karikatür Müzesi yetkilisi Prof. Atila Özer de “Ali Ulvi 1985 yılında üniversitemizi ziyaret etmiş ve bir konferans vermişti” dedikten sonra usta karikatürcünün eşinden gelen mektubu okudu. Alev Ersoy mektubunda “bu anlamlı günde doktorum izin vermediği için aranızda olamadığıma üzülüyorum, ama eşimi anmanız beni çok mutlu etti, teşekkür ederim” diyordu.

Ali Ulvi Ersoy’un bugün hala güncelliğini yitirmemiş orijinal karikatürlerini ve fotoğraflarından oluşan sergiyi Eskişehir'de 29 Şubat’a kadar izleyebilirsiniz.

ALİ ULVİ
ERSOY'U
ÖLÜMÜNÜN
10. YILINDA
ANIYORUZ


Türk karikatürünün, özellikle de "gazete" karikatürcülüğünün duayen ustalarından Ali Ulvi Ersoy'u bundan tam 10 yıl önce, 30 Ocak 1998'de yitirmiştik.

ALİ ULVİ USTA İKİ SERGİ İLE ANILIYOR...

Türk karikatürünün büyük ustalarından Ali Ulvi Ersoy'un gidişiyle birlikte 10 yıldır gazete karikatürcülüğümüzde birinci sayfa karikatürünün de tadı tuzu pek kalmadı işin gerçeği... İstanbul'da Karikatürcüler Derneği, Eskişehir'de ise A.Ü. Eğitim Karikatürleri Müzesi 1998'de 74 yaşındayken aramızdan ayrılan Ali Ulvi Ersoy'un yapıtlarından oluşan sergi ile ölümünün 10. yılında büyük ustayı anıyor. Karikatürcüler Derneği'nin düzenlediği sergi 2 Şubat'tan itibaren Karikatürcüler Derneği'nin Sultanahmet Yerebatan Sarnıcı Çıkışı'ndaki galerisinde sergilenecek. Sergi 2 Şubat Cumartesi günü saat 13.00'de açılacak. Türkiye'de gazete karikatürü denilince akla ilk gelen isimlerden biri olan Ersoy'un yapıtlarından oluşan sergi ay sonuna kadar sürecek. Ersoy, 30 Ocak 1998'de yaşama veda etmişti. Eskişehir A.Ü. Eğitim Karikatürleri Müzesi'ndeki Ali Ulvi sergisi ise 30. Ocak-29 Şubat tarihleri arasında izlenebilecek. MİZAHHABER olarak büyük ustayı sevgiyle anıyoruz...

ZAFER TEMOÇİN ÇİZİYOR
Zafer Temoçin'in 31 Ocak Perşembe günü Cumhuriyet'te çizdiği karikatür...

MUSA KART ÇİZİYOR

Musa Kart'ın 31 Ocak Perşembe günü Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...

30 Ocak 2008 Çarşamba


Nehar Tüblek ustanın 23 yıl önceki eskimeyen (1985) bu karikatürü için Akdağ Saydut arkadaşımıza teşekkürler...
HİLMİ ŞİMŞEK ÇİZİYOR


BİLGEHAN ANIL
YAZIYOR

"Karikatür... Güzel Türkiye'mde maalesef insanlar tarafından tahammül edilemeyendir."


"Demokrasi demokrasi" diye haykıran ancak karikatürle ifade edilmiş aykırı düşünceye dava açan bir hükümet! "bu ne şimdi komik mi" diyen halk... Sanatçı diye geçinip sanatla kültürle alakası olmayan sanat insanlarının hiciv karşısındaki yersiz tepkileri. Bu yersiz tepkilerin en büyüğünü sanırım en son, karikatürist Oğuz Gürel yaşamış. kendisine dava açılmasa da Oğuz Gürel'in "hayalin için söyle" yarışmasında jüri üyelerini konu alan karikatürleri... İbrahim Tatlıses'in bu hicvi kaldıramaması, ortalığı kasıp kavurması ve sunucu cenk eren ve gül gölge'nin gerginliğin faturasını karikatüre kesmesi.ben böyle cahillik,anlayışsızlık görmedim. hükümeti aynı, halkı aynı, sanatçısı aynı...

Bilgehan Anıl

VAHİT AKÇA ÇİZİYOR
ÜNİVERSİTEYE ÖRÜMCEK
ADAM KIYAFETİYLE DE
GİDİLEBİLMELİ!

Kafalarını türbanla yiyenler, ülkenin binlerce sorunu dağ gibi yığılmış beklerken gene türban üzerinden ülkeyi tamamen bitirmek peşinde... Birileri de hala "Laiklik tamamen bitiyor mu?" diye salak salak sorular soruyor hala ekranlarda. Kardeşim, Laiklik bu ülkede ne zaman görülmüş, ne zaman olmuş. Diyanet işlerinin yıllar yılı hayatın göbeğine oturtulduğu, dev bir bütçeye sahip olduğu bir ülkede siz hangi laiklikten bahsedersiniz utanmadan!.. Aslında bu ülke 75. kuruluş yıldönümünde son feryatlarını attı ve 80. yılı olan 2003'te çoktan bitirildi... Daha önce de yazdığım gibi, TİC gibi ortada kalmıştır şimdilerde bu ülke!.. TİC ne mi?, TİC yani Türkiye İslam Cumhuriyeti!.. Bu aşamadan sonra türbanı çene altından mı, çene üstünden mi, boyun dibinden mi, beyin üstünden mi bağlamanın önemi yoktur. Ölülerin çenesi bağlanır zaten... Bu toplum toptan ölüdür. Türbanlısıyla, çağdaş-demokrat geçineniyle, mini eteklisiyle ölüdür bu toplum... Aymazlık ve sahtekarlık içimize, genlerimize işlemiştir. Yaptığı kötülükleri bile açık açık söyleyecek yüreğe sahip değildir bu toplum... O yüzden üniversitelere artık her türlü kıyafetle gidebilirsiniz. İstediğiniz gibi gidin arkadaşlar. Kafanızın boşluğuna göre takılın... İçinde eğitim olmayan kurumlara nasıl isterseniz öyle gidin, sizin derdiniz adam gibi eğitim almak, içinizdeki cehaleti yenmek değil nasıl olsa...

Örneğin bir gün palyaço kıyafeti giyin, bir gün mağara devri adamı olun, bir gün Pamuk Prenses kostümü ayarlayın bir yerden, bir gün padişah kıyafeti... Aslında şu ortama çok yakışan bir kıyafet de "Örümcek Adam" kıyafeti... Kendileri 21. yüzyıla ait kıyafetlerle ortalıkta dolaşırken, kadınları yüzyıllar öncesindeki örtü zihniyetine hapseden erkeklere özellikle yakışır bu Örümcek adam kıyafeti. Nasıl olsa kafalar örümceklenmiştir bir kere. Örümceklenmiş kafalara ne yapsanız kar etmez, o kafalarla konuşamazsınız, tartışamazsınız. Bu ülke nüfus kalabalığından başka bir şeye yaramayan kalabalıklarıyla ölüdür epey zamandır. Cehaletten bu kadar rant elde edilen dünya üzerinde bir başka ülke daha bulamazsınız!.. Üzerindeki ölü toprağı şimdilerde altından çıkılmayacak boyutta toprak yemektedir. Ölü bir toplumun ardından isteyen dua edebilir. Ama helvayla birlikte yerel seçimler için kömür dağıtmak bu topluma daha çok yakışır. Sizin de gazanız mübarek olsun ülkücü tosuncuklar ve onlara seçim öncesi akla ziyan destekler vererek hayatlarının en büyük yanlışını yapan "ulusal" bayrakçılar!!!.. Bugün, yok ettiği CHP'nin şemsiyesi altında hala yüzü kızarmadan konuşan o malum şahıs, senin de sayendedir bu tablo... Bu ülkede herhangi bir muhalefetin olmadığı net bir şekilde ortaya çıkmıştır... Hepiniz sınıfta kaldınız, şimdi gidin istediğiniz kıyafetle sınıfta kaldığınız o okullara...

Biz tarihe notumuzu düşelim, çünkü tarih baba bu kadar çok yanlış yapan bir toplumu nereye koyacağını gayet iyi bilecektir...

Cihan Demirci

MUSTAFA BİLGİN ÇİZİYOR

Mustafa Bilgin'in 30 Ocak 2008 tarihinde Cumhuriyet'te yayınlanan çizgi bantı...

29 Ocak 2008 Salı

GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR

BAŞBAKAN'IN BALONLARI

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 29 Ocak Salı günü Milliyet'te çizdiği karikatür...

LATİF DEMİRCİ ÇİZİYOR
Latif Demirci'nin 29 Ocak Salı günü Hürriyet'te yayınlanan karikatürü...

28 Ocak 2008 Pazartesi

OĞUZ GÜREL
TATLISES'İ
NASIL KIZDIRDI?

Karikatürlerini Mizahhaber'le de sıkça paylaşan karikatürcü arkadaşımız Oğuz Gürel'in İbrahim Tatlıses'i nasıl kızdırdığını 28 Ocak 2008 Pazartesi tarihli Milliyet-Cafe ekinde Ali Eyüboğlu'nun yazdığı yazı sayesinde öğrendik.



ALİ EYÜBOĞLU'NUN YAZISI...

Oğuz Gürel'in "Hayalin İçin Söyle" yarışmasının jüri üyelerini çizdiği karikatürler kriz yarattı. İbrahim Tatlıses, Gürel'in kendini hicvediş şeklini beğenmedi... Star TV'de artık cuma akşamları ekrana gelen "Hayalin İçin Söyle" adlı yarışmada yaşanan karikatür krizinin perde arkasını öğrenince şu kanaate vardım: Bir ülkenin Cumhurbaşkanı veya Başbakanı'nın karikatüre, mizaha, eleştiriye tahammülü, reaksiyonu neyse, o ülkenin insanlarınınki de o ölçüde esnek(!) olabiliyor. Ne bir eksik, ne bir fazla... Bir dönem Türkiye Karikatürcüler Derneği'nin de başkanlığını yapan onlarca ödül sahibi usta karikatürist Oğuz Gürel, "Hayalin İçin Söyle"de jüri üyeliği yapan İbrahim Tatlıses, Muazzez Abacı ve Seda Sayan'ın birer karikatürünü çizip programa gönderdi.Muazzez Abacı ile Seda Sayan, kendi karikatürlerini seyirci ile paylaşmakta bir sakınca görmedi. İbrahim Tatlıses ise onca ısrara rağmen kendi karikatürünü göstermedi.Tatlıses, Oğuz Gürel'in kendini hicvediş şeklini beğenmediğini "Bu kadar da olmaz" diyerek dile getirdi ve karikatürü seyirciyle paylaşmadı.Bu karikatür konusu o gece sunucuların da desteğiyle başka bir boyut kazandı. Cenk Eren, canlı yayındaki gerilimi bu karikatüre fatura etti ve "Bugünkü bütün gerginliklerin sebebi o karikatür" dedi. Gül Gölge Saygı ise yarışma sonuçlarını gösteren listeyi elinden alan Tatlıses'e şöyle seslendi: "Onu vermezsen karikatürünü gösteririm."Bu karikatürde insanı kızdıracak, gerginliğe sebep olacak bir şey göremedim. Siz görebildiniz mi?

Ali Eyüboğlu-Milliyet Cafe

TURHAN SELÇUK ÇİZİYOR

KEMİRGENLER..

Turhan Selçuk ustanın 28 Ocak 2008 tarihinde Cumhuriyet'in 3. sayfasında yayınlanan karikatürü...

AKDAĞ SAYDUT ÇİZİYOR
MUSA KART ÇİZİYOR
Musa Kart'ın 28 Aralık Pazartesi günü Cumhuriyet'te çizdiği karikatür...

27 Ocak 2008 Pazar

Sönmez Yanardağ'ın
sitesi yayında...
Karikatürcü Sönmez Yanardağ'ın "Doğa Dostu Karikatür Sitesi" adıyla oluşturduğu web sitesi yayında... Site mizahhaber'in linkler bölümüne de eklenmiştir...
----------------------------------------------------------------
SEMİH POROY ÇİZİYOR

Semih Poroy'un 27 Ocak 2008'de Cumhuriyet'te çizdiği bant karikatür...

26 Ocak 2008 Cumartesi

ZAFER TEMOÇİN ÇİZİYOR


Zafer Temoçin'in 26 Ocak Cumartesi günü Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...

---------------------------------------------------------------------

GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR

Gülek Kandıralı (Amerika)

RAŞİT
YAKALI'DAN
YENİ
KARİKATÜR
ALBÜMÜ

Türk karikatürünün çalışkan ustalarından Raşit Yakalı "Karikatürlerle Olimpiyat ve Olimpiyat Sporları" adlı yeni albümünü yayınladı. 200 sayfalık kitapta 200 olimpiyat karikatürü yer alıyor.

Kitapla ilgili bilgiler: Fiyatı: 10 ytl. İsteme adresi: Basın Sitesi A blok-A10 Yenilevent-İst.-Tel, faks: 0212 279 57 23 Karikatürcüler Derneği, Yerebatan sarnıcı çıkışı, Sultanahmet-İst.0212 513 60 61

mail: ryakali@yahoo.com

İSMAİL DOĞAN'IN ÇİZGİLERİYLE
ZEKİ BEYNER

İsmail Doğan-BELÇİKA

SEMİH POROY ÇİZİYOR

Semih Poroy'un 26 Ocak 2008 tarihinde Cumhuriyet'teki bant karikatürü...

25 Ocak 2008 Cuma

MEDYAKUP
YAZIYOR...
Karikatürcüler
nasıl konuşamaz
ya da "nası yani?"
24 Ocak Perşembe akşamı kanallar arasında dolanırken tesadüf eseri Cnn-Türk kanalında Beyaz ile Güven Kıraç'ın birlikte sunduğu "NASI YANİ" adlı programa denk geldim. Konunun "Karikatür ve Karikatüristler" olduğunu ve stüdyoda 6 tane karikatürcü bulunduğunu görünce, aman be tam zamanı izle bunu Medyakup, deyip başladım izlemeye... Zira medyamız karikatürcüleri-mizahçıları öyle sıkça ekrana çıkartmıyor, onlara her zaman söz hakkı tanımıyor...Hele hele karikatürün bu kadar "tu kaka" olduğu, geri düştüğü, kötü bir şey gibi görüldüğü, dava konusu olduğu günümüzde karikatürcülerin bizlere ne çok aktaracağı dert ve sorun vardır diye heyecan içinde başladım beklemeye... Bekleyiş o bekleyiş... Programa konuk olan Hasan Kaçan, Latif Demirci, Erdil Yaşaroğlu, Adanalı çizer Mustafa Öncül, kadın çizerler; Meral Onat ve Gülay Batur, ya hep birden konuştular ya da hep birden sustular program boyunca... Karikatürcü takımının konuşamadığına bir kez daha tanık oldum. Yıllar önce "Siyaset Meydanı"nda da tanık olmuştum buna benzer bir duruma. Oysa konuşulacak, anlatılacak ne çok şey vardı?.. Onlar bize Gırgır'ı bile anlatamadılar... Mizah dergilerinin halini ortaya koyamadılar... Karikatürcüye yakışacak olan samimiyet içinde değillerdi. Hasan beye, bulunduğu konum itibarı diyecek lafım yok. Ondan herhangi bir iktidar eleştirisi beklemek zaten komik olur. Peki ya diğerleri?.. Karikatürcüler ya çok korkar olmuş ya da tamamen duyarsız hale gelmişler... Yazık... Bu mudur karikatürcülük arkadaşlar?.. Programa Adana'dan gelen Mustafa Öncül, sorunu tek parti iktidarına bağladı. Koalisyon olunca daha esnek bir ortam oluyormuş, şimdi tek parti olduğu için daha sıkıymış... Oysa ne koalisyonlar gördü bu ülke, bakınız: Milliyetçi Cephe filan gibi... Sorun tek parti filan değil, sorun faşist ve dinci bir partinin iktidarda olması... Daha geçen gün iki karikatürcü hakkında başlatılan soruşturma bile karambole getirildi bu programda... Gerçekleri söylemek epeyce yürek istiyor artık... Anlaşılan karikatürcü arkadaşlar artık topa girmek istemiyorlar... Ya da zerre kadar umurlarında değil ülkede yaşanan rezillikler... Onun için program boyunca "geyik" çevirip, laklak yaptılar, pek çok soruya yanıt bile vermeden programı fokur fokur kaynattılar. Gene bir ara, en doğru lafları içlerindeki en genç çizer Erdil Yaşaroğlu söyledi biraz da olsa. Karikatürcünün çok zengin, çok güçlü yan iktidar çevreleriyle fazla yakın olmasının bu işi bozacağını anlattı bir şekilde. Dergilerinde hala politik mizah yaptıklarından bahsetti. Sonra Beyaz "Fazla para karikatürcüyü bozuyor mu" deyince gene lafı evirme-çevirme faslına girildi . Hasan bey, "fazla parayı bozdurursan pek bozmaz" gibisinden bir espri yapmaya çalıştı. Ne de olsa "Kurtlar Vadisi"nin yapımcısı Pana Filmin ortaklarındandır kendisi... Daha çok şirket ortağı gibiydi dün geceki konuşmaları. Yıllar önce ki, o hınzır ve yaratıcı mizahçı Hasan yoktu tabii ki karşımızda...
Hürriyet'in çizeri Latif Demirci de, veremediği ya da vermediği yanıtlarla epeyce idare etti maçın sonunu geçiştirmeye çalışan, hakemin bitiş düdüğünün çalmasını bekleyen bir futbolcu misali... Şahsen üzüldüm haline... İnsan bu programı izleyince, karikatürün ve karikatürcünün hayatı harika ve meslekte en ufak bir sorun yok diye düşünüyor açıkçası. Başbakana hak veriyor hatta... Yoksa stüdyodakiler mi çok rahat durumdalar?.. Velhasılı, karikatürcüler bir kez daha konuşmayı beceremediler... Bir kez daha fırsatı teptiler... Onlar için bu bir fırsatsa tabii ki... Pek öyle değildi sanırım... Ben bu programın sonunda iktidar çizeri olduğu için Salih Memecan'a gereksiz yükleniliyor diye düşündüm işin acı gerçeği... Salih bey, iktidar çizeri olduğunu net olarak ortaya koydu en azından. Kıvırmıyor. Bana iyi bir ders oldu, bir daha bir kaç karikatürcüyü birarada gördüm mü, hemen zap yapacağım başka kanala... Çünkü karikatürün ve karikatürcünün bu hale gelmesine bir mizahsever olarak dayanamıyorum, üzülüyorum... Yazık!.. Bir zamanların çiçeği burnunda çizerlerinin burunları koku almaz olmuş belli ki... Onları yetiştiren büyük usta Oğuz Aral'dan gelen sızlamaları inanın ben bile hissettim dün gece... Karnelerin verildiği, sömestrin başladığı bugün hepsine ZAYIF VEREREK bitiriyorum sözlerimi!..
YAKUP YAZICI
VAHİT AKÇA'DAN İKİ KARİKATÜR




OĞUZ GÜREL ÇİZİYOR
ZAFER TEMOÇİN ÇİZİYOR
Zafer Temoçin'in 25 Ocak Cuma günü Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...


YAŞAR FIRAT'IN ÇİZGİSİYLE
ZEKİ BEYNER

"GÖÇ" KONULU ULUSLARARASI
KARİKATÜR SERGİSİ
26 OCAK CUMARTESİ GÜNÜ
ANKARA'DA AÇILIYOR
Almanya’da yayımlanan Donkişot dergisi tarafından geçen yıl düzenlenen GÖÇ konulu yarışma karikatürlerinden oluşan Uluslararası Karikatür Sergisi 26 Ocak Cumartesi günü Saat:18,00’de Nezih Danyal Karikatür Vakfı Galerisi’nde açılıyor.

GÖÇ konulu karikatür yarışmasının Büyük Ödülünü Carlos Brito/Fransa, İkincilik Ödülünü Massoud Ziai/İran, Üçüncülük Ödülünü Burak Ergin kazanmışlardı.

50 karikatürden oluşan serginin açılışına Donkişot dergisi yönetmeni Erdoğan Karayel de katılacacak. Karayel aynı gün Saat:14.00’de çocuklarla bir atölye çalışması da yapacak. Daha önce Almanya’nın çeşitli kentlerinde ve İstanbul’da açılan sergi 14 Şubat tarihine kadar izlenebilecek.

Kumrular sokak 26/A Kızılay adresinde bulunan Nezih Danyal Karikatür Vakfı Galerisi her ay değişin karikatür sergileri, öğrencilerle yapılan atölye çalışmaları, karikatür ve resim kursları gibi etkinliklerini sürdürmektedir.

FİRUZ KUTAL'IN ÇİZGİSİYLE
ZEKİ BEYNER
LEVENT GÖNENÇ'İN ÇİZGİSİYLE

UĞUR MUMCU

24 Ocak 2008 Perşembe

ÇGD'DEN ÇAĞRI:
"CUMHURBAŞKANI
ÇİZERLERDEN DAVACI
OLMADIĞINI AÇIKLASIN"

İki karikatürcü arkadaşımız hakkında başlatılan soruşturma haberini internet ortamında ilk kez dün MİZAHHABER vermişti... Çağdaş Gazeteciler Derneği, Cumhuriyet gazetesi çizerleri Musa Kart ve Zafer Temoçin hakkında dava açılmasını kınadı. ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay aşağıdaki açıklamayı yaptı...

Zafer Temoçin ve Musa Kart


"Şişli Cumhuriyet Savcılığı, karikatürist Musa Kart ve Zafer Temoçin hakkında, çizdikleri karikatürlerde Cumhurbaşkanına hakaret ettikleri gerekçesiyle dava açmıştır. Bu dava Cumhurbaşkanının talebi üzerine mi yoksa resen mi açılmıştır, bilemiyoruz. Demokrasinin, eleştirinin, ifade özgürlüğünün olduğu ülkelerde, ülkeyi yönetenlerin eleştirilmesi suç olamaz. Önerimiz, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül bu olaydan davacı olmadığı açıklamalı, savcılığın olaylara özgür ve çağdaş bakmasını sağlamalıdır. Cumhurbaşkanımız, örneğin Fransa'da Cumhurbaşkanı Sarkozy'i ve ABD Başkanı Bush'u yerden yere vuran yazarlar ve çizerler için davalar açmadığını da anımsayarak, demokrasilerde eleştiri ve ifade özgürlüğünün esas olduğunu hatırlamalıdır."
Ahmet Abakay (ÇGD Başkanı)



MİZAHHABER'İN NOTU: Mizahhaber olarak bir yanlışı belirtmekte yarar var. Karikatürcü arkadaşlarımıza sahip çıkarak olması gerekeni yapan ÇGD Başkanı Ahmet Abakay, dava açıldı diyerek sanırız küçük bir hata yapmış, zira henüz yapılan dava öncesi bir "soruşturma"dır ve dava henüz açılmamıştır. Tabii bu açılmayacak demek değildir. Bu soruşturmanın sonunda dava da açılabilir, dava açılmayıp takipsizlik kararı da çıkabilir...


ATİLA ÖZER
KARİKATÜR
SERGİSİ

Eskişehir ve karikatür denince akla gelen ilk isim o... Karikatür adına Eskişehir'de yıllardır her türlü etkinliğin, serginin, toplantının, güzelliğin arkasındaki imza: ATİLA ÖZER... Anadolu Üniversitesi Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi Eğitim Karikatürleri Müzesi müdürlüğünü de yapan karikatürist Prof. Atila Özer’in karikatür sergisi 24 Ocak Perşembe günü Eskişehir'deki Vestel Sanat Galerisinde açılıyor... Her geçen gün daha da güzel bir şehir haline gelen Eskişehir'e selam iletip, MİZAHHABER olarak kendisine daha nice sergilere diyoruz...



------------------------------------------------------------------------

MUHARREM AKTEN'İN ÇİZGİSİYLE UĞUR MUMCU




"GERÇEK GAZETECİ"
UĞUR MUMCU'YU
ANIYORUZ...

Şimdilerde hasret kaldığımız cesur yürekli bir kalem savaşçısıydı o... Arabasına bomba koyarak, havaya uçurup, katlettiler onu bundan tam 15 yıl önce 24 Ocak 1993'te...1993 o kahrolası yıl!.. Aynı yılın 2 Temmuz'un da yaşanmadı mı Sivas katliamı... Sağlam bir devrimci, yürekli bir kalem, cesur bir aydın, araştırmacı bir gazeteci ve tüm bunların ötesinde ince bir mizah ustası olan UĞUR MUMCU'yu özlemle, özlemle, özlemle anıyoruz... Onu yaşatmak için elinden ve yüreğinden gelen her şeyi yapan; Gürdal, Özge ve Özgür Mumcu'ya da MİZAHHABER olarak sevgilerimizi bir kez daha sunuyoruz...

Kürşat Coşgun'un çizgileriyle UĞUR MUMCU...

Kızı Özge Mumcu, babası için belgesel hazırladı... 24 Ocak 1993'te öldürülen Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) ve Çankaya Belediyesi'nin koordinasyonunda 50'ye yakın sivil toplum kuruluşunun düzenlediği "Adalet ve Demokrasi Haftası" kapsamında çeşitli etkinliklerle anılacak. Anma etkinlikleri, 24 Ocak Perşembe günü Mumcu'nun Batıkent'teki anıtına saat 11.00'de çelenk konulmasıyla başlayacak. Saat 14.30'da Mumcu'nun mezarına yapılacak ziyaretin ardından, saat 20.00'de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde Mumcu'nun kızı Özge Mumcu tarafından hazırlanan "15 Yıl Önce Bugün" isimli belgesel sergilenecek.


Vahit Akça'nın çizgileriyle UĞUR MUMCU...

23 Ocak 2008 Çarşamba

KARİKATÜRCÜ MUSA KART
VE ZAFER TEMOÇİN
CUMHURBAŞKANI GÜL'LE
İLGİLİ KARİKATÜRLERİ
NEDENİYLE SAVCILIKTA
İFADE VERDİ!

Cumhuriyet gazetesi çizerleri Musa Kart ve Zafer Temoçin, Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmış Cumhurbaşkanı Gül'le ilgili karikatürleri nedeniyle 22 Ocak Salı günü Şişli Cumhuriyet Savcılığında ifade verdiler... İŞTE SORUŞTURMAYA NEDEN OLAN O İKİ KARİKATÜR...




CUMHURİYET GAZETESİ YAZARI HİKMET ÇETİNKAYA, BUGÜNKÜ YAZISINI BU İFADELERLE İLGİLİ OLARAK YAZDI, OKUYALIM...

Korkuluk ve Zarf...

Sabah gazeteye geldim ve odama çıktım. Beşinci sayfa komşum Musa Kart odasındaydı.
Musa'yı sabah sabah gazetede görünce şaşırdım. Çünkü, karikatürlerini, çoğunlukla evde çizip gönderirdi.

"Hayrola Musa Kart, bugün erken gelmişsin..."

Musa, "Şişli Adliyesi'ne gideceğiz, çizer Zafer Temoçin' le birlikte..." deyince şaşırdım...

"Hayrola ne oldu, yine kedi krizi mi çıktı?.."

Musa gülümseyerek yanıt verdi:
"Bu kez korkuluk ve zarf krizi çıktı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'e hakaretten, Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na gideceğiz Zafer ve avukatımız Bülent Utku' yla birlikte..."

Arşivden Musa ve Zafer'in karikatürlerini buldum...

Musa, 28 Kasım 2007 'de Cumhuriyet'in beşinci sayfasında "Çizmeden Yukarı" da Cumhurbaşkanı Abdullah Bey'i mısır tarlasında korkuluk olarak çizmişti...

Karikatürün sağ köşesinde de küçük bir not vardı:

"16 yaşındaki oğlum, mısır ticareti yapıyor diye eleştiriliyorum. Ben ne yapabilirim ki?.." Oldukça sevimli, sevimli olduğu kadar düşündürücü bir karikatürdü...
Musa'nın keskin zekâsının, mizah yönünün çizgiye dönüşmesiydi...

***
Ardından, Zafer Temoçin'in karikatürüne baktım. Zafer dördüncü sayfa çizeriydi. Zafer de Musa'dan bir gün sonra 29 Kasım 2007 'de "İğneli Fırça" da zarf içinden elinde dolarla Abdullah Bey'i çıkarırken, bir Arap şeyhi onu izliyordu...

Anımsayın!..

Yaz aylarında Bodrum 'a Arap şeyhi El Maktum gelmişti. Şeyhin güvenliğini jandarma sağlamıştı. Arap şeyhi jandarmalara 5 bin dolar bahşiş vermişti. Jandarma komutanı 5 bin dolar bahşişi, zarfın içine bir gül koyarak geriye yollamıştı.

Mektubun içinden çıkan zarfta Cumhurbaşkanı Gül ve onu izleyen Arap şeyhi...
Ve Gül'ün ağzından çıkan şu tümceler:

"Ekselansları... Bu askerin iade ettiği para; bende ilişkiler bozulmasın diye size hediye edilen gül..."

Cumhuriyet'in Hukuk Bürosu'ndan avukat Bülent Utku'yu aradım...

Utku, "Musa ve Zafer'le birlikte Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na gidiyoruz" dedi ve nedenini şöyle anlattı:

"Musa ve Zafer'in iki karikatürü nedeniyle haklarında TCK'nin 299. maddesine göre ceza davası açılması için soruşturma açıldı. Soruşturma Adalet Bakanlığı'nın izniyle başlatılıyor . İzin verilmiş. Musa ve Zafer için Cumhurbaşkanı Gül'e hakaretten 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle başlatıldı soruşturma. Alelen hakaretten ötürü de hapis cezaları altıda bir oranında arttırabilinecek..."

AB yolunda ilerlediği öne sürülen Türkiye'de iki usta sanatçıya karşı 1 yıldan 4 yıla dek hapis cezası isteniyor...

Bu yetmiyor, cezanın altıda bir arttırılması isteniyor...

Hrant Dink cinayetinin arkasındaki güçleri ortaya çıkaramayan, Malatya katliamının üzerindeki giz perdesini kaldıramayan, Şemdinli 'yi unutturan bir düşünce, Çankaya Köşkü 'nde sanatçılara yemek verirken, iki usta çizeri demir parmaklıklar arkasına göndermek istiyor...

****
Musa'nın "Kedi" karikatürü ortalığı ayağa kaldırmıştı...

Bakalım "Korkuluk" ve "Zarf" karikatürü yine toplumu dalgalandıracak mı?
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink' in çığlığını duyar gibiyim Musa Kart ve Zafer Temoçin'in başına gelenleri yazarken...

Rakel Dink ne diyordu:

"Katilin eline ülkemin bayrağını verip poster çektirenlere, ülkemin adaleti ne yaptı?"
Hiçbir şey yapmadı, sadece seyretti Rakel Hanım!..

Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Musa Anter, Ahmet Taner Kışlalı, Metin Göktepe , Malatya Zirve Kitabevi, Rahip Santoro cinayetlerinde, Şemdinli'de yaptığı gibi gözlerini yumdu...

Ve şimdi Musa Kart ve Zafer Temoçin, Şişli Cumhuriyet Savcılığı' na gittiler avukat Bülent Utku'yla birlikte...

Suçları çizmek, mizah yapmak!..

Adalet Bakanlığı izniyle başlatılan bir yargı süreci. 1 yıldan 4 yıla dek hapis istemi. Altıda bir arttırma.

Başka ne söyleyeyim!..


HİKMET ÇETİNKAYA (23 Ocak 2008/Cumhuriyet)


TÜRK
KARİKATÜRÜNÜN
ÖZGÜN İMZASI
ZEKİ BEYNER
SÖYLEŞİ
VE SERGİYLE
ANILDI...

Türk karikatür tarihinin nevi şahsına münhasır, özgün ustalarından karikatürcü ZEKİ BEYNER, 22 Ocak Salı günü, İstanbul Saraçhane'deki Karikatür ve Mizah Müzesinde Cihan Demirci'nin gerçekleştirdiği bir söyleşiyle anıldı. Söyleşinin ağır topu, Zeki Beyner'le Akbaba'da 21 yıl birlikte çalışan, onun en yakın arkadaşı olan Cafer Zorlu idi. Söyleşi sonrası Zeki Beyner'in karikatür sergisi açıldı...

Cihan Demirci söyleşi sırasında...



22 Ocak 2008 Salı günü, saat:15-17 arasında Saraçhane'deki Karikatür ve Mizah Müzesinin anılarla dolu salonu gene renkli bir söyleşiye tanıklık etti... Salonu dolduran çoğunluğu karikatürcü olan dostların bir çoğu Zeki Beyner'i yakından tanımış isimlerdi... 8 Eylül 2002 tarihinde, 66 yaşında yitirdiğimiz (1936-2002) Türk karikatürünün, kimselere benzemeyen, özgün ismi ZEKİ BEYNER'in çileli yaşamı ve karikatürcü yanı müzede yapılan söyleşide Cihan Demirci tarafından tüm yönleriyle izleyenlere aktarıldı. Zeki Beyner'le geçmiş yıllarda birlikte çalışmış olan ve onunla çeştili zamanlarda 3 ayrı söyleşi gerçekleştiren Cihan Demirci, bu söyleşilerden pasajlar aktardığı söyleşide, onu hem insan hem de çizer yönüyle anı ve anekdotlarla anlattı salonu dolduran çoğunluğu karikatürcü dostlara... Söyleşinin sonlarına doğru yetişebilen, ağır top Cafer Zorlu salona alkışlarla girdi. Karikatürde 50 yılı deviren Cafer Zorlu, Zeki Beyner'in her zaman en yakın çalışma arkadaşı olmuş isimdi... Birlikte 21 yıl Akbaba'da çalışan bu iki özgün usta, Akbaba'yı 31 Aralık 1977'de birlikte kapatmışlardı nerdeyse... Zeki Beyner'le Çarşaf'ta birlikte çalışan Ergin Gülen'in aktardığı anılar ve bilgiler, Yurdagün Göker'in, Raşit Yakalı'nın saptamaları ile salonu dolduran izleyicilerin katkılarıyla devam eden söyleşi, Zeki Beynerli slayt gösterisiyle de renklendi. Dernek başkanı Metin Peker, Kamil Yavuz ve dernek sekreteri Aziz Yavuzdoğan da söyleşinin sonlarına yetiştiler. Söyleşinin sonunda Zeki Beyner'le ilgili güzel duygularını izleyenlere aktaran Cafer Zorlu ustanın ve söyleşiyi gerçekleştiren Cihan Demirci'nin gözleri nemliydi... Söyleşi sonrasında müzenin sergi salonunda açılan Zeki Beyner karikatür sergisiyle Zeki Beynerli gün noktalanmış oldu...

Salonu dolduranlar söyleşiyi ilgiyle izlediler...

Söyleşi sırasında belgelere de başvuruldu...

Zeki Beyner söyleşisinin ağır topu, konuğu: Cafer Zorlu ile Cihan Demirci...

Söyleşiyi can kulağıyla takip eden çoğu karikatürcü Zeki Beyner dostları...


Zeki Beyner'in zorlu yaşamı, farklı ve özgün çizgisi söyleşiye damgasını vurdu...

Sergi salonunda toplu halde...


BU SÖYLEŞİYLE İLGİLİ DAHA GENİŞ
HABER VE FOTOĞRAFLAR İÇİN:


(Fotoğraflar: Cihan Demirci-Raşit Yakalı-Muhittin Köroğlu)