3 Mart 2014 Pazartesi

MİZAHHABER'DE; "ORHAN VELİ 100 YAŞINDA" PORTRE SERGİSİ İÇİN KARİKATÜRCÜLERİMİZDEN ORHAN VELİ PORTRELERİ BEKLİYORUZ...



Sadece 36 yıl yaşayıp da şiirimizin kilometre taşlarından biri olmayı başarmış, sokaktaki adamın dilini şiirimize, en yalın şekliyle yerleştirmiş, şiirde ince bir mizahın, yalın bir dilin, yerginin ve ironinin büyük ustası olmuş, bir unutulmaz şairdir ORHAN VELİ KANIK...13 Nisan 1914 doğumlu Orhan Veli usta, 2014 yılında 100 yaşında... 1914 doğumlu Orhan Veli, henüz 36 yaşındayken 14 Kasım 1950'de çok erken bir yaşta dünyaya veda etmişti. Mizah duygusu çok yüksek bu usta şairin 100. yaşı anısına MİZAHHABER'de bir "Orhan Veli Portre" sergisi düzenlemeye karar verdik. 


Çizer arkadaşlarımızdan 11 NİSAN 2014 CUMA akşamına dek, mizahhaber@gmail.com mail adresimize, Orhan Veli Kanık ustanın, en az 300 dpi. taranmış çizgi portrelerini bekliyoruz. 

Sizlerle bu sayfada Semih Poroy'un iki ayrı Orhan Veli portresi ile Münif Fehim'in ve Necati Abacı arkadaşımızın Orhan Veli portrelerini paylaşıyoruz. Orhan Veli Kanık'ın doğum günü olan 13 Nisan 2014 Pazar günü, bu portrelerden oluşan bir sergiyi MİZAHHABER'de açacağız. Daha sonra bu sergiyi başka mecralarda tekrarlamak istiyoruz... Arzuladığımız sayıda bir portre zenginliği oluşursa neden olmasın...  O halde haydi kalem, kağıt başına, Orhan Veli ustanın portrelerini çizmeye...

Cihan Demirci - MİZAHHABER 


ORHAN VELİ KANIK FOTOĞRAFLARI... 



Necati Abacı'nın ORHAN VELİ portresi... 

ORHAN VELİ KANIK- ÖZGEÇMİŞ...

Orhan Veli Kanık (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950), daha çok Orhan Veli olarak bilinen Türk şairMelih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Şair 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâyedenememakale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.
Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz ölçülerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel;mecazteşbihmübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. "Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak" amacıyla yola çıkan Kanık'ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu. Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı.Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.
Kanık, şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde yadırgandı, çok sert eleştiriler aldı ve küçümsendi.Geleneklerin dışına çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama, daha sonra eğlenme ve aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı. Bu ilgi ise kısa zamanda şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı. Sait Faik Abasıyanık da Orhan Veli'nin bu yönüne dikkat çekerek onu "üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair" olarak tanımladı.
Her ne kadar Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli "tek tür" şiirler yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktadır. Oktay Rifat bu durumu "Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi." ve "Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı." sözleriyle açıkladı.